Tekamül yolunda ilerleyen birey, farklı sebeplerle de olsa yaşadığı herşeyi aydınlanmaya, bir hikmete bağlar.
Hiçbir şey habersiz gelmez, öylesine çıkmaz karşımıza. Hikmet/aydınlanma yolunda yürürken bize uğrayan imtihanların dört şeyden geldiğini bilir kendimizi yoklarız.
İmtihan, keffaret, aptallık veya ibtida(mübtelalıktan kaynaklanan)...
Hikmet yolunu seçen, kendiyle yüzleşme cesaretini gösteren, onarımı seçerek kâmil insan olma yolunda ilerleyen mana erleri yaşadıklarında bu dört sebepten hangisi ile karşı karşıya olduğunu sorgular. Sorgular ki tekrarı yaşanmasın.
Anlamlandırma çabası, tüm arayışların ortak gramer kuralıdır.
Hayıflanmadan, birilerini suçlamadan, Allah'a hesap sorarcasına sitem etmeden vakar korunursa bu anlamlandırma netice verecektir.
Kimsenin bizi sevip sevmemesi, bu olayları tek ve ilk yaşayanın bizim olduğu duygusu, Allah'ın (haşa) bizimle uğraşması değil mesele.
Hayat bazen test eder, tekamülün yoklanır. Nesnel ilişkilerimizle, Parayla, insanlarla, işimizle, duruşumuzla imtihandan geçeriz.
Geçmişte olan pratikler, bugünün imtihanını belirler. Çünkü bedeli olacak tercihlerimizin.
Alınan sorumlulukların, bağımlısı olunan şeylerin elbet bir sonucu olacak.
Kurban rolüne bürünmeden, suçlu arama çabasına girmeden, kurtarıcı arama zahmetine girmeden tefekkür etmeli. Değilse aynı yerde patinaj yapar dururuz. Lastik aşınınca da rahatsız olur, hırçınlaşırız. Hep suçlarız birilerini.
Halbuki şunu sormak lazım: Ben bunu neden yaşıyorum?
Herkes kendi meşrebinden değerlendirmeli, üzerinde tefekkür etmeli.
Dertli olmak, bir meşgaledir. Tekamül yolunda ilerleyen birey bu dertlilik haliyle sorgular diri kalır ve tekamül yolunda mesafe kat eder. Öteki türlü yerinde sayar.
"Sus ki duyasın, Dur ki alasın" der söz üstadları.
Hayatımızda mola vermeyi becerebilmeliyiz.
Durmak, Geri Çekilmek, meseleleri 360° irdeleyebilmek adına bu elzemdir.
"Benim başıma bir daha bu hadise gelmeyecek" iradesini gösterebilmek, cüz'i iradelerimizle bize bırakılan bir alanın tezahürü olacaktır.
Kötü olduğumuz veya mükemmel olunduğu için değil, hikmetler dairesinde değerlendirildiğinde, arınmaya fırsat sunulduğu hakikati görülecektir.
Onarımı ve arınmayı isteyen her birey, rahmet iklimini fırsata çevirmeli ve son bir yılda başına gelenleri masaya yatırmalı.
İmtihan mı keffaret mi hatada ısrar mı müptelası olduğu için kendisine çektiği olay mı anlamdırıp kendisi çek etmeli.
Tek başına farkına varmakta zorlananlar Hasbi ruhlu, hayırhah olarak belirlediği kardeşini yardımcı seçebilir.
Bu vesile ile farkındalık artacak, hayat kalitesi yükselecek, yolu bilinçle kat edecektir.
Tekamülünü iliklerine kadar hissederek her zamankinden daha şefkatli, daha hareketli, daha kararlı ilerlemesini sağlayacaktır.
Sahi, Sırât-i Müstakîm neydi?