Röportaj
Giriş Tarihi : 23-04-2022 14:30   Güncelleme : 23-04-2022 14:30

Diyarbakır Müftüsü Lütfü İmamoğlu :Dua Etmek Allah Katında Değerimizi Arttırız

Muhterem hocam kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Ben Lütfü İmamoğlu 35 yıldır bu mesleğin içindeyim, babam da emekli bir imam. Ülekmizin bir çok ilinde vazife yaptım.

Diyarbakır Müftüsü Lütfü İmamoğlu :Dua Etmek Allah Katında Değerimizi Arttırız

Bir yanda kadim bir şehir, peygamberler ve sahabeler şehri, bir yandan da modern bir kente müftü olmak nasip oldu, inşaallah elbirliği iş birliği, müminlerin de kalbi, kavli ve fiili dularıyla bu şehrimize güzel hizmeler yapmak nasip olacak.

*Her müslümanın ilmihal bilgilerine sahip olması şarttır.

Bir müslümanın müslümnaca yaşayabilmesi için asgari düzeyde neleri bilmesi lazım? Nasıl yaşaması lazım kısaca anlatır mısınız?

Teşekkür ediyorum bu önemli sualiniz için, malum ilim öğrenmek her müslümana farzdır. Her müslümanın kendine yetecek kadar ilim sahibi olması lazım, bu özet bilgi “ilmihal” bilgisi olarak adlandırılıyor. Namaz nasıl kılınır? Zekat nasıl verilir? Oruç nasıl tutulur? Hayatın içindeki insani münasebetlerimizde nasıl muamelede bulunmamız lazım? Gibi soruların cevablarını bilmesi lazım.

Bu internet dünyasında bu bilgilere ulaşmak artık çok kolay, kanaatim o ki bilgiden çok bilgiyle amel etme sorunu vardır.

*İlim, Amel ve ihlas üçlüsü önemlidir.

Bir hadisi şerifte; “Alimler helaka gitti ancak amiller(amel edenler) kurtuldu, amiller de helak oldu ancak ihlas sahibi kimseler kurtuldu” buyuruyor.

*Yani bir mümin için bu üçlü olmazsa olmazdır. Bilecek, bildiğiyle amel edecek ve bunu ihlasla yapacak.

Riyadan, gösterişten uzak bir tarzda islamı yaşamak lazım, bu dünyanın bir imtihan dünyası olduğunu unutmamalıyız. Yaratılışımız gayesi Allah’a kulluktur.

*Kulluk, Allah’ın memirlerine uymak ve yasakladıklarından uzak durmaktır.

Kulluk ne demek? Allah’ın emirlerini yerine getirmek, yasakladığından uzak durmaktır. Allah katındaki değerimiz de Kulluk kalitemize bağlıdır. Allah’ın emirlerine ne kadar bağlı olarak yaşarsak o kadar Allah katında değerimiz olur, Allah’ın emirlerine ne kadar uzak ve ilgisiz yaşarsa ona göre Allah katında seviyemiz düşer.

*Dua etmek Allah katında değerimizi arttırız.

Başka bir ayeti kerimede ise “Deki siniz dualarınız olmazsa rabbım sizi ne yapsın” buyuruluyor, demekki Allah’a yalvarıp yakarmamız lazım, ondan hayırlı işler talep etmemeiz lazımdır.

*Dua; Allah’ın varlığına ve birliğine, Kadir olduğuna, Merhamet sahibi olduğuna, Duyup, gördüğüne inandığımızın bir işaretidier ve Allah’ın hoşuna gider.

Müslüman günlük yaşamını Allah’ın rızasına uygun yaşaması lazım. Bu konuda bir çalışma ve çaba olmayınca da kulaktan duyma bilgilerle, bir kısım hurafalarla islamı öğrenmiş oluyoruz.

*Kur’an ve Sünnete uygun yaşamak lazım.

Hem Kitabımızı hem Peygamberimizi iyi tanımamız lazım. Peygamberimiz aleyhisselatu vesselam veda hutbesine, “size iki emandet bırakıyorum, onlara sımsıkı bağlı yaşadıkça dalalete gitmekten kutulmuş olutsunuz, biri Allah’ın kitabı diğeri ise benim sünnetimdir”

Evet, bizler müslümanlar olarak Allah’ın kitabına göre ve Hz.Muhammed(sav)’in sünnetine bağlı yaşamalıyız. Bunun için de okuyup öğreneceğiz, yada bu ilme sahip insanlardan duymaya çalışacağız, öğreneceğiz, öğrendilkerimizle amel edeceğiz ve amelimizde ihlas sahibi olacağız.

*İlim erbabı kimseler hem tebliğ görevini yapmalı, hem de yaşayarak numune olmalıdır.

Müslümanlar arasında ilmi açıdan ami kimselere göre bir derce önde olan kimseler var, kimisi ilim erbabı serbet yaşıyor, kimisi din görevlisi olabilir, bölgemizin deyimiyle molla, seyda olabilir, bunlara ne tavsiye edesiniz, bir müslüman olarak bunların nasıl çalışmaları lazım?

Hani bir söz var, “herkes kapısının önünü temizlerse sokaklar temiz olur” dolayısıyla bu tür ilim erbabı kimselerin, din alimlerinin görevi tebliğdir. Bu tebliğ görevini yerine getirirken hakkı anlattığı gibi bir de yaşayarak örnek olmaları lazımdır.

Peygamberimiz buyuruyor ki; “kıyamet günü bazı insanlar Allah’ın huzuruna getiriler, hesabı görüldükten sonra cehenneme atılır, bağırsaklarını dışarı çıktığı ve etrafında dolandığı görülür, oradakiler diyorlar ki, sen dünyada iyiliği emr edip kötülükten sakındıranlardadın niye sana bu ceza verildi? o da diyor ki, ne yazık ki o anlatıklarımı kendim yaşamıyordum, bu onun cezasıdır.”

Bu hadisin dehşet verici izahı karşıdında ilim erbabı kardeşlerimizin bir yandan tebliğ ederken diğer yandan da kendisi bildikleriyle amel edip yaşamaları lazımdır diye düşünüyorum.

*Hz.Peybamber bizim için üsveyi hasene(güzel bir örnek)’tir.

Mesela Kur’anı kerinde “Sizin için Allah’ın resulunde güzel örnekler vardir” Peygamber nasıl ki hayatıyla örnek olduysa, ilim erbabı kimselerin de bu şekilde model olması lazımdır.

Bütün ilim ehli insanlarımızın örnek olma zorunluğu vardır. Aksi halde ilim yarın bizden şikayetçi olur, lisani hal ile “beni öğrendin ama benimle amel etmedin” der!

*Cami dışında kalan insanlarımıza da gitmemiz lazım.

Malumunuz herkesi camiye getiremiyoruz, bizim insalara gitme gibi bir imkanımız var mı?

İrşad ve tebliğ tarzımıza günün şartlarına göre bir yenilik getirmemiz lazım. Aklımızda şöyle bir tarz var, fırsat buldukça ilçe ilçe esnaf ziyareti yapmaya çalışacağız,  hem hocalarımız hem de kendimiz bu şekilde bir tebliğ tarzımızı geliştireceğiz.

*Manevi Danışman ve Rehber(MDR) hocalarımız hayatın içinde faaliyet gösteriyorlar.

Mesela arkadaşlarımız Kredi yurtlarda, Hastanelerde, Okullarda, Ceza evlerinde manevi danışman ve rehber olarak bu görevi ifa ediyorlar.

Tabiki eski usule göre camideki vaaz, nasihatımız devam edecek, ama onun yanı sıra cami dışında da insanlarımıza ulaşma yoluna gideğeğiz, başarılı bir çalışma yapabilmek için mümin kardeşlerimizden ilgi ve dua bekliyoruz.dedi

 

 

Recep YAZGANRecep YAZGAN