Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 25-08-2016 09:21   Güncelleme : 25-08-2016 09:21

500 Yıl Önceki Mercidabık Muharebesi Ve Zaferi

Yavuz Sultan Selim Han Mısır seferi sırasında 24 Ağustos 1516'da Memluk Devleti ile yapılan ilk ve kati neticeli savaşta zafer kazanarak hilafetle birlikte Müslümanlar arasında birliği sağlamıştır. Muharebenin sonucunda Suriye, Lübnan ve Filistin Osmanlı topraklarına katılmıştır.

500 Yıl Önceki Mercidabık Muharebesi Ve Zaferi

Bundan tam 500 yıl sonra yine aynı topraklarda Ordumuz, Suriyeli mücahitlerle birlikte İslam düşmanlarına karşı çok başarılı bir harekat gerçekleştirmiş öyle ki DAEŞ militanları korkularından adeta yer yarılıp içine girmiş karşı çıkma cesaretinde dahi bulunamamıştır. Allah’ın izni ile bu operasyon Rakka’ya kadar uzanıp 5 yıldan beri devam eden bu kanlı Suriye savaşlarını bitirebilir. Rabbim kahraman ordumuzu muvaffak kılsın.

500 Yıl sonra meydana gelen bu tevafuk yani Mercidabık savaşı ve zaferi  asıl meydana gelmiş dilerseniz bunu bir hatırlayalım. Müslümanların birlik ve beraberliği noktasında İslam tarihinde yeri olan bu savaşın hazırlık safhası şöyledir;

Sultan I. Selim Han'ın, Safevi Hükümdarı Şah İsmail’i yenerek Şia tehlikesini bertaraf etmesinden sonra; Suriye, Lübnan, Filistin, Arap Yarımadası, Mısır ve Kuzey Afrika’nın doğusuna hakim Memlûklu Sultanı Kansu Gavri telaşa düşmüş 23 Ağustos 1514’te, Çaldıran Savaşı'nda, Yavuz Sultan Selim Han'a yenilip kaçan Safevi hükümdarı Şah İsmail ile ittifâk kurmuştu.

Yavuz Sultan Selim Han, haber alma teşkilâtı vasıtasıyla Şah İsmail - Kansu Gavri ittifakını öğrenince, Vezîr-i âzam Sinan Paşa'yı, 40.000 kişilik bir kuvvetle Safevîler üzerine gönderdi. Sinan Paşa'nın, Diyarbakır’a giderken, Fırat’ı geçmek için Memlûklar'dan izin isteyip de iznin verilmemesi ve Kansu Gavri'nin 50.000 kişilik bir kuvvetle Halep'e gelmesi, harp sebebi sayıldı. Devrin âlimlerinden Zenbilli Ali Cemâli Efendi'nin fetvasıyla sefere çıkıldı.

Memluk Sultanı Kansu Gavri, Selim'in seferinin Suriye üzerine olacağını bilmekteydi. Onun için Suriye'yi korumak maksadıyla hazırlıklar yaptırdı. I. Selim'in Suriye'ye yöneldiğini duyunca yeğeni ve aynı zamanda baş veziri olan Eşref Tumanbay'ı Kahire'de bırakarak 18 Mayıs 1516'da Kahire'den bir Memluklu ordusu ile Suriye'nin kuzeyine yürüdü. Bu yürüyüş müzik, eğlenti ve şarkı ile geçti. Suriye'den ve Bedevi Araplardan da birlikler bu orduya yolda katıldılar. Abbasi Halifesi III. Mütevekkil ve diğer yüksek Mısır uleması da Sultan'ın maiyetindeydi. Sultan Kansu Gavri, 9 Haziran'da büyük bir törenle Şam'a girdi; yoluna halılar serilmişti ve etrafa Avrupalı tüccarlar paralar saçmaktaydı.

Burada Sultan Kansu Gavri ile ordusu bir hafta Şam'da kaldıktan sonra yine büyük törenle yola çıkıp Humus ve Hama üzerinden Halep'e doğru yürüyüşe geçti. Halep'te I. Selim'den yeni elçilerin gelmiş olduğu öğrenildi. Bu elçiler Sultan Kansu Gavri'ye ve Halife Al-Mütevekil'e çok güzel hediyeler getirmişti. I. Selim, bu sefere Memluklulerin Şah İsmail'e yaptıkları yardım nedeniyle başladığını söylemekteydi.

Yavuz Sultan Selim, Kansu Gavri’ye Halep’in kuzeyindeki Mercidabık mevkiinde, meydan muharebesi için hazır olması haberini gönderdi.

Yavuz Sultan Selim komutasında Osmanlılarla, Sultan Kansu Gavri komutasindaki Memluklular arasında muharebe Halep'in bir günlük yol kuzeyinde bulunan Mercidabık ovasında yapıldı. Cerablus’a çok yakın olan bu bölgede Osmanlı ve Memluk orduları sayı ve teçhizat bakımından birbirine benzemekteydi. Her iki ordunun da kuvvetleri eşit miktarlarda olup, altmış bin civarındaydı. Ama Osmanlı ordusunun elinde çok iyi kullandıkları ateşli silahlar, özellikle de sahra topları bulunmaktaydı.

Osmanlılar; ateşli silahlar, teşkilat, kumanda heyeti, sevk ve idare bakımından Memlûklardan üstündü. Buna karşılık Memlûkların da süvari kuvvetleri meşhurdu ve çok güçlüydüler.

24 Ağustos 1516 sabahı, Osmanlı ordusu hilâl şeklinde bir tertibat aldı. Ordunun merkezinde Yavuz Sultan Selim Han olup, yanında Kapıkulu askeri ve önünde birbirine zincirle bağlı üç yüz top bulunuyordu. Sağ kola Anadolu Beylerbeyi Zeynel Paşa, sol kola da Rumeli Beylerbeyi Sinan Paşa komuta ediyordu. Memlûk ordusunun merkezine, yanında Halife III. Mütevekkil olduğu halde Sultan Kansu Gavri, sağ kola Halep Nâibi Hayırbay, sol kola da Şam Nâibi Sibay kumanda ediyordu.

Memlük sultanı genç Memlûklüleri korumak için yaşlı Memlûklüleri ön saflara yerleştirdi; yaşlı Memlûklüler bunu, ayrılmalarının istendiği biçiminde yorumladılar.

Osmanlı topçu ateşiyle başlayan muharebeye, Memlûklar süvari taarruzu ile karşılık verdiler. Muharebe başladıktan iki saat sonra, Memlûklar bozguna uğradı. Öğleden sonra kesin netice alınarak, Memlûk karargâhı, bütün ağırlığı ile Osmanlıların eline geçti. Memlüklerin Halep valisi Hayirbey de Osmanlılar'la anlaşarak savaş alanını terk etti.

Daha kötüsünün olamayacağının düşünüldüğü bir anda, Memlük sultanı savaş alanında öldü ama cesedi bulunamadı. Kansu Gavri'nin ölüm nedeni değişik tarihçiler tarafından birbirinden farklı olarak verilmektedir. Bazı tarihçilere göre doğal bir nedenle, belki de kalp krizinden ölmüştür.

Boğucu bir yaz sıcağında meydana gelen muharebeden sağ kurtulan Memlûk askerleri; Halep, Hama, Humus ve Şam’a kaçtılar. Takip edilen Memlûk kuvvetlerinden ele geçirilenler imha edilerek, Kuzey Suriye bütünüyle zapt edildi. Ahalisi Sünnî olan şehirler, Yavuz Sultan Selim Hanı ve Osmanlıları davet ettiler. Suriye şehirleri, kendi rızalarıyla Osmanlı idaresini tercih ettiğinden ahaliye zarar verilmedi.

Abbasî halifesi III. Mütevekkil, muharebeden sonra Yavuz Sultan Selim'in yanına gelerek, sultandan çok hürmet gördü. Yavuz Sultan Selim, 28 Ağustos'ta Halep’e 27 Eylül'de Şam’a gelerek Mısır’ın fethini gerçekleştirecek sefere hazırlanmaya başladı.

Mercidabık’ta kazanılan zafer, Osmanlı Devleti'ne dini, siyasi, askeri, iktisadi pek çok fayda sağladığı gibi Hilafetin Osmanlı Hanedanına geçmesinin de yolu açılmıştır.

Doğuda Osmanlı Devleti'nin son rakibi Mısır - Memlûk Devleti, ortadan kaldırılma safhasına getirildi. Suriye, Lübnan ve Filistin Osmanlı hâkimiyetine girdi. Mısır ve Arabistan Yarımadası yolu açıldı. Güneydoğu Anadolu’nun zaptedilmesiyle, Anadolu’da İslam birliği tamamlanmıştır…

adminadmin