Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 18-05-2017 10:24   Güncelleme : 19-05-2017 08:35

Aileden Ümmete

İnsanları tek bir nefisten yaratan ve ondan eşini var eden ve her ikisinden kadınlar ve erkekler yaratan Allah’a hamdolsun!

Aileden Ümmete

Allah’ın en  büyük  ayetlerinden  biride  içimizden  kendileri  ile   huzura  kavuşacağımız  eşler  yaratıp, aramıza  sevgi  ve  merhamet  koymasıdır.  Kur’an-ı Kerim,  yeryüzünde insan hayatının bir aile ile başladığını haber verir.  Adem ve zevcesi Havva insanlığın temelinde, bireyin bireyselciliğini esas almaz. İnsanlık; aile, cemaat ve ümmet doğrultusunda bir seyir takip eder.

Vahyin dışında hevadan kaynaklanan düşünce biçimleri birey, toplum ve ulus kavramlarıyla bu süreci anlamlandırırlar. Hareket noktası aile değil,  bireydir.  Kur’an-ı kerim eş anlamında zevc kavramını kullanır.  Zevcin sözlük anlamı, çift demektir. Çift birbirinin tıpkısı aynısı anlamına gelmez.  Bu kavramı anlamak için ayakkabı kavramını kullanabiliriz.  Eşitler fakat özdeş değiller. Kadın ve erkek birbirlerini tamamlamak için bu şekilde yaratılmışlardır.  Birbirlerine rakip olmak için değil. Ailenin oluşum mekanı evlerdir.  Bir kadın ve erkeğin evlenmesi ile kurulan  mekanın  adıdır  ev. Kur’an’daki ifadesiyle, bir adı da “ mesken”dir.  Mesken; sekinet kelimesinden gelir. Sakinliğin,  sekinetin, huzurun, kadın ve erkeğin birbirlerine sekineti verdiği mekanın adıdır mesken. Apartman, konut, dairelerimiz meskenden  koptuğumuz mekanların  adı  olmuştur  artık.  Evler,  İslam ailesinin oluşum mekanlarıdır. Ev,  Müslüman ümmetin beşiğidir,  teknesidir,  potasıdır.  Küresel savruluşun tehdit ve işgal ettiği iki önemli  mevziden   biri; yüreğimiz  veya  kalbimiz  sonra  ailemizdir.  Evler,  Allah’a   kulluk  bilincinin   inşa  edildiği  yerler  olmalı . İslam  düşmanlarının  küresel  saldırılarına  karşı  direniş  hareketimiz,  ilk  önce  evlerin  İslam  kişiliğini  kuşanmasıyla  olmalıdır.  Evlerimizin   adeta  bir  emarını  çekmeliyiz.  Modern  cahiliyenin  tüm  kirinden ,  pasından,  vahye  ait  olmayan  değer  yargılarından  temizlemeliyiz.

Müslümanın  hassasiyet  gösterdiği  bir  ev  düzeninin  olması  gerekiyor.  Eve,  evdeki  hayata  emek  vermek  gerekiyor. Kur’an-ı  Kerim’de   Allah’ın   evi  Beytullah (Kabe)  ev  deyince  aklımıza  gelen  ilk  mekandır.  Kur’an  bize   İbrahim  ve  İsmail (a.s)  peygamberlerin  Allah’ın  evi  Kabe’yi  temiz  tutmalarını  emrediyor. Şirk  ve şirk  bağlamındaki  her şeyden temizliğin,  Allah’ın  evi  Kabe’den   tüm  müminlerin  evlerine   taşınacak  bir  durum  olduğu  bildiriliyor.  Kur’an-ı  Kerim’de ;  Allah  Hz. Musa  ve  kardeşi   Harun(as.)’a  fravun  zulmünden   korunmaları  için  evler  inşa  etmesini  emrediyor. Yunus  suresi  83-88. Ayetlerde  Allah  Hz. Musa’ya   şöyle  emretmektedir:  “ Kavminiz  için  Mısır’da  evler  hazırlayın  ve   evlerinizi  namaz  kılınacak  yerler  yapın. Namazgah  edinin.  Namazınızı  dosdoğru  kılın .  Müminleri  müjdele ! “

Ayetlerin  devamında  ise;  İsrailoğullarının  fravunun  zulmünden  kurtuluşu  anlatılır.  Fravunun  zulmüne   karşı  direnişin   başlangıç  mekanı  evlerdir.  Ve  evler  Allah’a  kıyamın  ve  secdenin  yapıldığı ,  Tevhid’in  ve  kulluk  bilincinin  öğrenildiği  yerler  olmalıdır.  Küresel  ve  toplumsal  anlamda  bir  savruluşun  yaşandığı  günümüzde  çağdaş  fravun  düzenlerine  karşıda  harekete  geçilecek  ilk  yer,  sakinlerine   sekinet   kazandıran   Beytullah’ın  bir   parçası   hassasiyetini  kazanan  meskenlerimiz  olmalıdır.

Hz. Peygamber  Hıra(Nur)  dağında  ilk  vahyi  aldığında  onu duyurduğu  ilk  yer , evi  ve  eşi Hz.  Hatice  annemiz  olmuştur.  Mekke  döneminde bu  evden  sonra  karşımıza  çıkan   İslam’ın  ilk evi Darul  Erkam (Erkam’ın  evidir).  Hz.Peygamber  orada,  Mekke’nin   fravunun  Mısır’ını   aratmayan  kuşatmasına  rağmen  eğitimle   sevgi  ile  kalbi  yaraları  sararak  İslam  ümmetinin   temellerini  atmıştır.  Medine-i  Münevvere’nin   darül  İslam  oluşu  Darul  erkam  ile  başlamıştır. Evet!  Bu  ev ilk  İslam  neslinin  şahsiyetini  vahiyle  dokumuş,  oradanda  İslam’ın  geleceğini  inşaa  edecek  nesillerin  temeli  atılmıştır.  Onun  için  bugünde yola, evlerin  İslam   kişiliğini  kuşanmasından  başlamamız  gerekiyor.  Kur’an-ı   Kerim  böyle  evlerden  ikisi  hakkında   örnek   aile  olarak   bizlere,  İbrahim’in   ailesinden  ve  İmran’ın  ailesinden  bahseder.  (Al-i  İbrahim,  Al-i  İmran)

İbrahim  ailesi,  baba  İbrahim ,  oğul  İsmail  ve  anne  Hacer  ile  bize  tevhidi,  Allah’a  teslimiyeti    kısaca  İslam  olmayı  öğretiyor.   Böyle  bir  evde  yetişecek  İslam  nesli  İbrahim  aleyhisselamın  duasında  şöyle  bildirilmektedir:  “ Ey  Allah’ım!   bizi    Sana  teslim  olanlardan  kıl,  soyumuzdan da  Sana  teslim  olan  bir  ümmet  yetiştir. (Bakara, 127) “

“Rabbim !  beni  ve  çocuklarımı namaz  kılanlardan  eyle.(İbrahim,40)”

Evlerimizi yepyeni bir İslami heyecanla yeniden  inşaa  ve imar  etmeliyiz. Önceliklerimiz ne  olmalıdır?

İsrafsız  bir ev.  Kapitalizmin tüketim  alışkanlıklarını   ve  davranış  kalıplarını  terk etmeliyiz.

Muhabbetin  fertleri  arasında   hakim  olduğu  bir ev.

Namaz  hassasiyetinin  korunduğu  bir ev.

Tüm  fertlerinin  Allah’ın  verdiği nimetleri paylaşabilme  anlamına  gelen infak  ahlakını kuşandığı  bir  ev.

 İçinde  yer  alanları  ateş  yolculuğuna  çıkarmayan  bir  ev.

Modern cahiliyenin tüm kuşatma ve saldırılarına  karşı  savunma sedleri geliştirmiş, inşaa etmiş bir ev  düzeni.

Allah  insanları  Kura’n’ında bir adıda Darül selam olancennete çağırıyor. Sonu cennete çıkaracak,  kendiside  selam  diyarı  olacak  bir  ev  düzeni.

Değerlerin altüst olduğu, cahili şirk yaşam biçimlerinin tüm insanlığı kuşatmasına aldığı  bir  çağda  yaşıyoruz.  Ümmet olarak önceliklerimizi kaybetmiş durumdayız.  En büyük kaybımızda İslam önceliği fikridir. Bunu idrak ettiğimizde az iş de yapsak çok  kazanmış olacağız.

Hayatı  İslam  önceliği  ile  yaşamak  dua  ve  niyazlarımızla. . .

Nur DİNÇKAN

adminadmin