Başkanlık sistemi tartışmaları biçim itibariyle elips bir tartışma olmalıdır. İki merkezli ve birbirini dengeleyen iki odağı olan bir konu halinde ele alınmalıdır.
Birinci odak, Türkiye’nin potansiyelini de hesaba katarak ihtiyaçlarımızı belirlerken öte yandan ikinci odak ise gelecektir.
Devlet aklı olarak gelecek tasavvuru bir öngörüye göre pozisyon alırken, bir yandan geleceği şekillendirme risk almaktır.
Bu bağlamda bugün potansiyelimizi ziyan eden mevcut sistem yerine yeniden alan tanımlayan ve potansiyelimizi katma değere dönüştürecek bir sistemi aramalıyız.
Gelecek konusunda ise, 90 sene önce kaybettiğimiz (elimizden alınan) “gelecek hayali kurma” yeteneğimizi geri kazanmalıyız. “Yarın dünya nasıl bir yer olacak, biz bu dünyanın neresinde olacağız ve evlatlarımıza nasıl bir ülke miras bırakacağız?"
Başkanlık sistemi meselesi, biz bu soruları sorup sömürgecilerin başına bela olmayalım diye kapatılmaya çalışılıyor ama o eşik çoktan geçildi haberleri yok...
Erem Şentürk / Diriliş Postası
