Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 24-05-2020 15:26   Güncelleme : 24-05-2020 15:26

Bayram sevincini yaşamak!

Bayram bir sevinç ve neşe günüdür Yüce duyguların coştuğu, sevgi ve saygı, hislerinin mü'minler arasında alabildiğine canlandığı güzel günlerden biridir. Bayramlar; fertlerin birbirlerine sevgi ve saygı ile yaklaşma, yardımlaşma, birbirlerinin gönlünü alma, mutluluğu ve sevgiyi dolu dolu yaşama günleridir. Bayram insanları kaynaştırıp biraraya getiren en güzel vesilelerden biridir.

Bayram sevincini yaşamak!

Maalesef bu Ramazan Bayramında korona salgını sebebiyle sokağa çıkma yasağı olduğundan dolayı bayram ziyaretleri olmayacaktır.  Ancak telefonla bayramlaşma olacaktır. Bayramlar, inananlar üzerinde çok müspet tesirler meydana getirir, dini duygularını kuvvetlendirir. Toplumsal bağları güçlendirir. Toplumu birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışma içinde tutan, saygı ve sevgi temelinde insanları birleştiren önemli günlerdir. Ramazan Bayramının mü’minler arasında ayrı bir yeri vardır  Çünkü Ramazan Bayramı, hergün tutulan orucun iftar vaktindeki sevinci gibi, tutulan bir aylık orucun toplu bir iftar sevincini ifade eder

 Bir ay gibi uzun bir süreyle, özellikle Ramazan'ın sıcak günlerde nefislerine oruç tutturan mü'minler, sabır imtihanını vererek manevi sorumluluktan kurtulmanın sevincini Ramazan bayramında yaşama imkânına kavuşurlar. Müslümanların iki büyük bayramından biri  Ramazan ayında tutulan bir aylık orucun bitiminde Şevval ayının ilk üç günü müslümanların bayram günleridir  Ramazan Bayramına, o gün fıtır sadakası verilmesinden dolayı "Fıtır bayramı" adı da verilmektedir  Ramazan Bayrmında fıtır sadakası önemli bir görev olup, bayram namazından önce verilmesi iyidir. Resulullah (s a v.) Medine'ye hicret ettiği zaman Medinelilerin eğlenip neşelendigi iki bayramları vardı . Hz  Peygamber Medinelilere özgü olan, cahiliye izleri taşıyan bu bayramların yerine bütün müslümanların sevinip eğleneceği İslâm'ın iki bayramı hakında şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ size kutladığınız bu iki bayrama bedel olarak daha hayırlısını, Ramazan Bayramı ile Kurban bayramını lûtuf olarak vermiştir.” (Ebû Dâvud, Salât 239)

Ayrıca şevval ayında altı gün oruç tutmak da çok sevaptır. Ramazan ayından sonra gelen şevval ayında tutulan altı gün oruca "şevval orucu" denir. Bu orucu tutmak müstehaptır. Bu oruç peş peşe tutulabileceği gibi ara verilerek de tutulabilir. Peygamberimiz (s. a. s.), Ramazan ayından sonra gelen şevval ayında altı gün oruç tutmuş (Tecrîdi Sarîh Tercümesi, c. 3, s. 157) ve tutulmasını tavsiye etmiştir. Bu orucu tutmanın sebebini Peygamberimiz (s.a.s.), şöyle açıklamıştır: "Kim Ramazan orucunu tutar, sonra şevval ayından altı gün oruç tutarsa bütün yıl boyunca oruç tutmuş gibi olur." (Tirmizî, Savm, 53) "Kim iyi bir amel işlerse, kendisine bunun on katı sevap vardır" (En'âm, 6/160) anlamındaki âyet esas alındığında bir ay oruç tutan müslüman, on ay oruç tutmuş gibi sevap kazanır. Şevval ayından da altı gün oruç tuttuğunda ki bu oruç on katıyla altmış gün, iki ay yapar, böylece bir yıl oruç tutmuş gibi olur.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ 

Recep YAZGANRecep YAZGAN