Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 09-04-2012 10:17   Güncelleme : 09-04-2012 10:17

Bir ev, bir ağaç ve bir nehir yazmak

Küçüktüm, daha çok küçük

Bir ev, bir ağaç ve bir nehir yazmak
Küçüktüm, daha çok küçük. Bir resim defterim, 6 farklı renkte boyam ve bir de resimden anlamayan öğretmenim vardı.

Güzel resim yapmak istediğim zamanlardandı, her seferinde sınıftaki en güzel resimler seçilir ve panoya asılırdı. Güzel resim yapmanın bir şeyi en güzel şekilde çizmek olduğunu sanıyordum... Tüm çocuklar gibi ben de bir ev, bir ağaç ve bir nehir çiziyordum. Renkler değişiyor, boyutlar değişiyor, isimler değişiyor ama çizilenler hiç değişmiyordu. Bunca değişmeyen arasında, değişmeyen bir şey daha vardı ki,o da benim resimlerimin panoya hiç asılmamasıydı.

Bir gün panonun karşısına geçtim; seçilen resimlerin neden seçildiklerini anlamaya çalıştım ve çoğunun tüm sayfayı doldurduğunu, hiç boşluk bırakmadığını gördüm. Anladım dedim içimden, sanırım öğretmenim  sayfamda boş yerler kaldığı için resmimi beğenmiyordu. Bu sefer karar verdim, yaptığım resmi küçültüp, tersi bir şekilde diğer tarafa da aynılarını yapacaktım; daha sonra öğrendim ki, buna büyükler simetri diyormuş ama ben o zamanlar, ters çevirip aynısını yapmak diyordum. Bu sayede kağıdım daha dolu olacak ve resmim panoya asılabilecekti.

Bir sonraki resim çalışmamızda; defterimiz, boyalarımız ve öğretmenimiz hazırdı, artık resim yapmaya başlayabilirdik. Kendimi çok önemli ve kimsenin bilmediği bir şifreyi çözmüş gibi hissediyordum. Hiçkimse bende ki farklılığı göremese de; bu sefer benim resmim seçilecekti; çünkü, panoya asılacak resmin şifrelerini çözmüştüm. Hepberaber resimlerimizi yapmaya başladık. Önce sol taraftan bir ev çizerek başladım, sonra evin önünden geçen bir nehir, nehrin kenarına da bir ağaç yerleştirdim ve böylece resmin yarısını bitirmiş oldum. Artık diğer yarısına geçebilirdim; sağ köşeye bir ev, önünden geçen nehir, nehir kenarında bir ağaç. Evet işte budur dedim içimden, şu kalan yerleri de sarı renkle kapatırsam, en güzel resmi yapmış olacaktım.

Tüm sınıf resimlerini bitirmişti, sıra hangi resmin seçileceğine gelmişti ve bir şekilde benim resmim yine seçilmemişti. Üzülmüştüm, büyük umutlarla başladığım resmim yine hayal kırıklığıyla sonuçlanmıştı; resme başlarken ki o heyecanlı çocuk gitmiş ve yerine hayatın zorlukları altında ezilmiş biri gelmişti.
Herkes eve gitmek için eşyalarını toplamaya başlamış ve sınıftaki kalabalık dağılmıştı, çok da görünmek istemediğim halde, ayaklarım beni yine o panoya götürmüştü. “Neden dedim defalarca, neden benim resmim seçilmiyor?”  Panoya döndüm, her resme tek tek baktım ve şunu anladım; biri benim bulduğum şifreyi, gece uyurken onların kulaklarına fısıldamış ve belki de daha fazlasını söylemişti. Her resimde; ev ağaç ve nehir vardı ve benim hepsinden ikişer tane çizerek başaracağımı sandığım resmi; onlar, çok daha fazla çizerek yapmışlardı.

.........günler geçti, boyalar bitti, yeni resim defterleri alındı, panolar değişti ama aslolan şey hiç değişmedi. Biz yine; bir ev, bir ağaç ve bir nehir çizmeye devam ettik...... şimdi büyüdüm, güzel resim yapma zamanlarından geçip, güzel yazı yazma zamanlarına geldim ve her kalemi elime aldığımda; BİR EV, BİR AĞAÇ VE BİR NEHİR YAZMAKTAN korkarım.
adminadmin