Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 19-12-2011 11:40   Güncelleme : 19-12-2011 11:40

Gülen, Ak Parti vesaire..

Referandum çalışmaları sırasında Kastamonu'da Başbakan'ın konvoyuna düzenlenen PKK saldırısının ardından vakit kaybetmeden Başbakan’a  'geçmiş olsun' mesajı yayınlayan Fethullah Gülen, geçirmiş olduğu ameliyattan sonra beklenilen inceliği ve olgunluğu göstermeyerek  Erdoğan'a 'geçmiş olsun' mesajı göndermedi

Gülen, Ak Parti vesaire..
Referandum çalışmaları sırasında Kastamonu'da Başbakan'ın konvoyuna düzenlenen PKK saldırısının ardından vakit kaybetmeden Başbakan’a  'geçmiş olsun' mesajı yayınlayan Fethullah Gülen, geçirmiş olduğu ameliyattan sonra beklenilen inceliği ve olgunluğu göstermeyerek  Erdoğan'a 'geçmiş olsun' mesajı göndermedi.

 Gönderseydi tıpkı Deniz Baykal’ın yaşadığı ‘kaset Skandalı’nın ardından yayınladığı mesaj ile ‘geçmiş olsun’ dileklerini iletmesi gibi kısa zamanda duyulurdu. Hatırlayın, Baykal mesajı aldıktan sonraki istifa konuşmasında “İktidarın samimiyetine inanmıyorum ama Prensilvanya'dan aldığım mesaja inanıyorum''  şeklinde konuşmuştu.

Gülen İle Başbakan arasındaki ilk çatlak değildir bu elbette.. Ama Başbakan’ı evine hapseden ameliyat ve ardından istirahat döneminde Pensilvanya’dan hiçbir ses çıkmaması çatlağın vehameti hakkında düşünmemize neden oluyor..

Çatlağın sebebi ve vahameti hakkında yazan ve yazısını aleni bir tehditle hitama erdiren Ahmet Turan Alkan’ın  ‘Şike koalisyonu ve yeni anayasa’ başlığıyla 10 Aralık 2011, Cumartesi günü yazdıklarını hatırlatmak istiyorum sizlere..

A.Turan Alkan’ın bir hafta içinde en az dört kere Başbakan'ın Kısıklı'daki evi civarından geçiyor olmasına rağmen, “Bir şeyler incinip dökülmesin diye ertelenmiş ziyaretler vardır.” açıklaması ile Başbakan’a geçmiş olsun ziyareti yapmadığını da öğrendiğimiz yazısından Çatlağın Şike Kanunu’ndan kaynaklandığı bilgisini ediniyoruz; 
“Başbakan rahatsızken çok garip işler oldu; "Başbakan hastalandı da böyle oldu" dedirtecek işler değil doğrusu; aksine Başbakan'ın karar ve direktifiyle böyle oldu. Duyduğumuza göre Başbakan, partisinde kanunun inatla aynen geçmesine karşı çıkan isimleri arayıp "Aynen" konusunun altını çizmiş, ardından konuşma yasağı koymuş. Parti yöneticileri de gruba, "Değişikliğin altındaki imza Başbakan'ın imzası demektir, ona göre ha!" diye sert çıkmış. Bunun üzerine vekiller, genel kurul oylamasına girerek Başbakan'a "görünmek" gerektiğine hükmetmişler. Başbakan'a görünmek?.. Ne için, ne uğruna? Çıkarılan kanun, 70 milyonun hukukuyla ilgili kapsamlı bir düzenleme değil ki, neticede birkaç yüz futbol yöneticisini, daha özel planda üç-beş ismi rahatlatmayı amaçlıyor. "Şikecileri göstere göstere affettiler" dedirtmeye değer mi bilmem.

Doğrusunu söyleyeyim mi, haddizâtında Başbakan'ın fındıkkabuğu kadar cirmi olmayan bir mesele için amme efkârından değil de futbol baronlarından yana tavır koymasına hem çok şaşırdım, üzüldüm ve kırıldım; bana öyle göründü ki şu dört yıllık ustalık döneminde Başbakan, kendi kariyer çizgisini milletin hukukundan daha fazla ciddiye alabilir pekâlâ. Şike kanununda gösterdiği sert kararlılık ve direnç, metânetin değil aslında bükülüşün emâresidir. Durmayınız efendim, yola devam; ustalık devri denilen demek bu imiş!
Sayın Başbakan, küçük bir hatır meselesi için daha büyük bir hâtırı kaale almamaya karar verdi. Bir şartla anlar ve affederim kendi nâmıma: Eğer hâlâ vazgeçilmedi ise yeni anayasa çalışmalarında, şike kanununda sizi can-baş ile destekleyen CHP ve MHP'yi ortak çalışmaya ikna edip, vaadiniz üzre yeni anayasayı yaparsanız ferâsetinize şapka çıkartacağım... Aksi takdirde, "Bir başbakan vardı" deyip üzüleceğiz.”

Dikkkat ettiniz mi bilmiyorum ama Alkan metin aralarında bir şeyler hissettiriyor; “Sayın Başbakan, küçük bir hatır meselesi için daha büyük bir hâtırı kaale almamaya karar verdi.” derken daha büyük hatırdan kastın kim olduğu anlaşılır gibi olur..

Son olarak yazının sonundaki tehdidi görebildiniz mi; Aksi takdirde, "Bir başbakan vardı" deyip üzüleceğiz.” Cemaat Başbakan’ı kara listeye alacak demek mi oluyor bu?

Yıllar yılı siyasetten Şeytan’dan kaçar gibi kaçmayı öğütleyen bir yapının siyasetin içine bu kadar dahil olması ve memleketi kendi dilek ve temennileriyle yönetiyor olmalarını tasvip etmesem de ’şike Yasası’ hakkında, yazarın görüşlerine tamamen katılıyorum..

Vesselam..
adminadmin