Motive dolu sözcüklerle ve ilginç başlıklar kitap raflarının büyük bir bölümünü kaplayan kişisel gelişim kitaplarının ticari bir faaliyet amacıyla mı; yoksa okuyucunun kendisini daha da geliştirmek amacıyla mı yazıldığı tartışma konusu haline geldi. Kişisel gelişim uzmanı ve araştırmacı-yazar Hülya Gözaçan tartışmaya farklı bir boyut kazandırarak özellikle yurtdışında yazılan kişisel gelişim kitaplarının dünyaya servis edilmesinin kültür çatışmasına yol açıp açmayacağına cevap verdi. Hayatın her evresinde gelişime devam eden insanlığın manevi boşluktan kurtulabilmesi için yapılacakların şifresini veren Gözaçan, Kur-an-ı Kerim’i işaret etti.
Kişisel gelişim denildiği zaman ne anlamamız gerekiyor? Dünyada kişisel gelişim kitapları yazarak piyasaya çıkarma furyası ne zaman başladı? Türkiye’de kişisel gelişim kitaplarını yazanlar için ticari faaliyet güttükleri düşünülüyor. Neler söyleyeceksiniz?
Kişisel gelişim insanın doğumundan ölümüne kendini keşfetme sürecidir aslında ve bu dünyadan ayrıldığımızda bitecek bir gelişim sürecidir. Kişisel gelişim, ilk insanın yaradılışı ile başlar, son yüzyıllarda ‘Kişisel Gelişim‘ kitaplarının dünyada ilk yazılma tarihlerine baktığımızda 1930’lar sonrası olduğunu söyleyebilirim. Popülerleşmesi hatta diğer kitap türlerini geçmesi 2000’li yılların başlangıcı olduğunu araştırmalarda görüyoruz. Bana sorarsanız ‘Kişisel Gelişim’in önemi ilk kutsal kitaba kadar gidecektir. İslam tarihinde ise 12. yüzyıla tekke-tasavvuf edebiyatı ile en güzel eserleri vermeye ve günümüz popüler kişisel gelişim yazarlarının bu edebiyat eserlerinden etkilendiğini tasavvuf yaşayışını araştıran ve uygulamaya çalışan bir yazar olarak benim eserlerimde de göreceksiniz. Bilim adamlarının araştırmaları sonucunda miras bıraktıkları sözler ilim adamlarını doğrular şeklinde aslında, yaradılışla insana anlatılmak istenen doğrular evrenseldir.
Kişisel gelişim kitaplarına neden ihtiyaç duyuyoruz? İnsanlığın kendisini iyi hissedebileceği üzerine yazılmış binlerce eser mevcut. Milenyum çağından sonra dünyanın değiştiğini ve insanın kendini daha az tanıdığı varsayımında bulunabilir miyiz?
Hz Osman’ın; “Allah (cc) nasip ettirmeyeceği bir şeyi hayal ettirmez!” sözleri;
Zihinsel eğitimlerin temelini oluşturan hayal gücünün, düşüncenin gücünü anlatan, bize miras kalan bu sözlerin ‘Kişisel Gelişim’ yazarlarına, bilim adamlarına ve birçok eser yazan yazara esin kaynağı olduğunu görüyoruz. Ve bu sözlerin bize anlatmak istediği, düşüncenin var oluşu etkilediği insanın kendini keşfetmek ve geliştirmek için geldiği dünya yolculuğunda düşüncelerini güzelleştirenlerin, gelişimi ölünceye kadar sürdürüp mutlu, huzurlu ve sağlıklı olacağıdır. Bu tür kitaplara ihtiyaç duyulmasının nedeni dünya’da yaşam için bilim gelişirken insanın maneviyattan uzaklaşması hatta maneviyatı anlamadan uzaklaşması diye bilirim. Aslında Kur’an-ı Kerim, insanlığa yaradılış nedenini anlatan; mutlu, huzurlu ve sağlıklı olmasının sırlarını veren bir öğüttür. Bir kılavuzdur. Peki, kaç kişi bu kılavuzu kendi anladığı dilde sevgiyle önyargısız okudu diye sorduğumda yaptığım seminerlerde 350 kişinin arasında 5 kişinin parmağını ancak görüyorum. Kendi dilinde sana verilen öğüdü okumazsan nasıl gelişeceksin. İlk ayet neden oku? Okumak insanın “Kendini bilen Rabbini bilir” sözüne ulaştıracaktır. İnsan okumazsa zihni boş kalır negatif düşünceler hayatını alt üst eder. Oysaki bize gönderdiği bilim ve ilim ile kendimizi keşfedip bizi yaratan kudretin sevgisini bizi yaratma amacını anlar, maneviyatı korku ile değil sevgi ile yaşamaya başlar ise işte o zaman gelişim hızlanır. Her zorluğu yenecek yetenek beceri ve bilginin bize verildiğini keşfeder. Başarılı kişisel gelişim yazarları hep içsel yolculuğun önemini ve pozitif düşüncenin temel kaynak olduğunu anlatmaya çalışmışlardır. Bu yüzden ‘Pozitif Düşünce’ isimli eserimde ‘pozitif düşünmek Allah yolunda olmaktır ‘ diyorum.
Yani kişisel gelişimi kitaplarının faydalı olduğunu ve okunması gerektiğini söyleyebilir miyiz? Yabancı yazarların kitapları Türkiye’de yok satıyor. Ülkenin demografik yapısından sosyolojik dağılımına kadar hiçbir bilgi sahibi olmayan yazarların kişisel gelişim kitaplarının kültür çatışması oluşturması söz konusu olmaz mı?
Dünyada çeşitli güçler olduğunu biliyoruz, negatif düşüncelere ve pozitif düşüncelere sahip güçlerin çekişmesi var ve olacak. Yine ayetlerinde bize seslenen Rabbimiz “Biz her şeyi zıddı ile yarattık diyor” iyi ve kötü, güzel ve çirkin, sıcak ve soğuk. Bu yüzden tabi bizi diğer düşünce güçlerinin etkileme çabaları aslında her yerde var. Kitaplarda da var. Kimseyi yargılamak haddim değil yargılamak ancak Allah’a mahsustur ama kardeşlerimin şuna dikkat etmesini isterim. Bütün kutsal kitaplar ilk insanın Âdem ve Havva’dan geldiğini onaylar. Ve bütün insanlık birbirine görünmez zincirlerle bağlıdır. Bu dünya da kan döküldükçe masum insanların gözyaşları aktıkça her insan bundan etkilenecektir. Özdeğerlerden asla vazgeçmemeliyiz. Özdeğerler nedir? İyi insan olmak, yalan söylememek, her alanda dürüst olmak, yardım sever olmak, merhametli olmak yani pozitif düşünceler insanlığı kurtaracaktır. Negatif düşünceler ise sadece insanı değil kâinatı yok edebilecek güçtedir. Bu kitapların ortak felsefesi pozitif düşünceyi yaymak olmalıdır. Yabancı yazarlardan bu felsefede yazanlar olduğu için okunma oranı çok artmıştır. Pozitif düşünceler insanın yaradılış kaynağıdır, insanın özüdür. Negatif düşünceleri dünya da yaşarken öğreniyoruz. Ve kişisel gelişim kitapları pozitif düşünceleri arttırdığı için ister yabancı yazarlar ister ülkemizin yazarları olsun çok değerliler, insanların negatif düşüncelerden kurtulma çabası kişisel gelişim kitaplarına ilgisini arttırmaktadır. Peki, yeterli mi olacaktır. Olmadığını görüyoruz. Başarı öykülerine gelince, insan en çabuk model alarak gelişiyor. 1970’lerde gelişen bu akım, başarılı insanların ortak özelliklerini araştırılarak, başarılı olmak isteyen insanların bu davranış ve düşünce şekillerini modelleyerek insanların gelişmesinin hızlandığı gözlemlenmiştir. Her zaman başarılı bir kariyer hayatım oldu. Ve başarılı insanların izlediği yolları araştırdığımda başarımın bir tesadüf olmadığını anlamıştım. Evet, evrensel doğrular birdi. Onların başarı hikâyelerinden alınacak çok ders var. Model alacak güzel düşünce tarzları da var, yeterli mi? yeterli değil. Özellikle kültürel farklar ve toplumsal değer yargıları, inanışlar kişinin başka kültürlerin tüm özelliklerini uygulamamıza izin vermeyecektir.
Bu tür kitapları okuyanların hayatlarının değiştiğini söylemek doğru bir tabir mi? Manevi değerlerin artırılması için yol göstermeye çalıştığını iddia eden yazarlar okuyucuları negatif düşüncelerinden uzaklaştırmada yol gösteren mi yoksa tedavi eden midir?
Özellikle okuma oranı yüksek, kendini geliştirmek isteyen, negatif düşüncelerin onları engellediğini fark eden danışanlarım var. Hepsi birçok yerli yabancı kişisel gelişim kitaplarını okuduklarını hatta eğitimler aldıklarını yine de onları engelleyen negatif düşüncelerden kurtulamadıklarını söyleyip bana başvuruyorlar. Demek ki sadece okumak yeterli olmuyor. Bunu binlerce insandan duydum. Her şeyi kaydeden bilinçaltını geliştirmeyi hedefleyen çalışmalara kendimi verdim. Kendimi bu alanda o kadar geliştirdim ki Allah’ın ilim nasip etmesiyle birlikte 3 saat içinde bilinçaltı temizliği ile yıllarca panikatak nedeniyle dahi hastane gezen danışanlarımın 3 saat içinde zihinlerini kontrol etmeyi öğrenmelerine vesile olarak gelişimin önündeki engelleri kaldırdığımızı gördüm. Kişisel gelişim kitapları çok işe yarıyordu lakin tek başına yeterli değildi. Uzman kişilerin onlara ayna tutması, onları engelleyen negatif düşünce ve alışkanlıklarını zihninde nötr etmesini öğretmeli, zihnini kontrol edebilen hayatını da istediği gibi geliştirebiliyordu. O zaman gerçek gelişim kendimizin eksiklerini bilmekle başlıyordu.
Atakan Irmak / Diriliş Postası
