Birincisi, değerli dost Dinçer Ateş’in içindeki şiirler kadar bu şiirlere dekor (fon) olan resimleriyle de ilgi çeken şiir kitabı “KUYUYA DÖNEN YUSUF” vesilesiyle Endülüs Kitabevinde gerçekleştirdiği “şiir sohbeti”.
Bu sohbet en az Dinçer Ateş’in kitabındaki şiirler kadar değerli ve verimliydi. Bilhassa sohbete katılan Samsun Sosyal Bilimler Lisesi öğrencilerinin ilgisi her şeye değerdi.
Samsun Sosyal Bilimler Lisesi’nin kurucu müdürü olan Dinçer Ateş, anlaşılan o ki bu lisenin öğrencilerinin adeta efsanesi olmuş ve bu efsanenin hala devam ettiğini bugün görmüş olduk. Ayrıca Dinçer Ateş’in “Şehre Şiir Geliyor” başlıklı sohbetini duyan hemen herkes bu sohbete katıldı. Üniversite öğrencileri, üniversite öğretim üyeleri, Samsun’daki pek çok şiirsever ya da Dinçer Ateş’i tanıyan hemen herkes o sohbetteydi.
Dinçer Ateş bu sohbeti sürdürürken, günün ikinci güzel hadisesi de o sohbete eklemlendi. Bu ikinci hadise, esasında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tiyatro Topluluğunun (OMÜ-TİT) Dinçer Ateş’le ilişkisi bağlamında vuku buldu. Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin adeta ekranı olan bu güzide topluluk (OMÜ-TİT), kuruluşunun otuzuncu yılı kutlamaları sebebiyle Türkiye’nin her tarafından gelen OMÜ mezunu, ama aynı zamanda OMÜ-TİT mensubu kişilerin de bir araya gelmesine vesile oldu. Burada şunu hatırlatalım ki Dinçer Ateş de aynı zamanda bir OMÜ –TİT mensubu.
OMÜ – TİT, otuz yıldan beri hem Samsun’u hem de Ondokuz Mayıs Üniversitesi’ni temsil ediyor. Burada tiyatronun önemini anlatacak değilim. Sadece aynı zamanda usta bir tiyatro yazarı ve severi olan Necip Fazıl’ın şu görüşlerine yer vereceğim: “Bence sahne, toprak üstüne tebeşirle çizilen esrarlı bir dört köşe… Öyle bir dört köşe ki, uçsuz bucaksız hayatın en başıboş kıvrılışları onun darlığı içine sığdırılacak, dışarıdaki realitesinden hiçbir şey kaybetmeden ona sığan hayat, dışarıdaki genişliğe sığmayacak kadar hudutsuz güzellik tecellilerine orada kavuşacaktır. O, hayatın değersiz ve geçici yüzünü değil, kalite gibi derin ve sonsuz şahsiyetini zapteden ve onu molozlarından ayıklayarak tasfiye eden, tıpkısını, fakat başka türlüsünü gösteren mistik bir aynadır. Sanatın kaba realiteyi, şiir, roman, hikaye gibi formlar içinde ve beş duyu âleminin dışında idealize eden ruhu, orada, rüyayı hakikate çevirir gibi, zaman ve mekanın gerçek raksı içinde belirecektir.”
OMÜ – TİT mensubu olup da Samsun’a gelen dostlar arasında Ankara Gazi Üniversitesinde öğretim üyesi olan Kamil Sönmez’in adını da burada anmadan geçmek olmaz. Çünkü o da hem OMÜ – TİT için hem de Dinçer Ateş’in şiir sohbeti için kalkıp Ankara’dan gelmiş. Sadece Kamil Sönmez değil, onunla birlikte pek çok OMÜ –TİT’li ve Dinçer Ateş dostu da şiir sohbetine iştirak etti.
Bütün bu gibi sanatsal işlerin Samsun’daki mimarı Hüseyin Ayçiçek de bugün Endülüs Kitabevindeydi. Hüseyin Ayçiçek, hem OMÜ – TİT mensubu hem de şiir sohbetinin moderatörü oldu.
Velhasıl 22 Nisan 2018 Samsun için kayıtlara giren bir gün oldu. Yani “Şehre Şiir Geldi” ve OMÜ – TİT’le de şehir titredi ve kendine döndü: Şöyle mi demeliyim: Ey Samsunlular ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi mensupları: OMÜ – TİT’LE (ve) KENDİNE DÖN…
Prof. Dr. Şaban Sağlık
