Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 17-01-2018 10:10   Güncelleme : 17-01-2018 10:10

Sen Ne Güzel Bir Ağabeysin Mustafa Tuna

Geçen gün CNNTURK’de Ankara’nın yeni Belediye başkanı Mustafa Tuna vardı.

Sen Ne Güzel Bir Ağabeysin Mustafa Tuna

Başarılı çalışmalarıyla Sincan’dan tanıdığımız Sayın Tuna Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ilk defa bu tarz bir programa katılıyordu. O yüzden herkes gibi ben de büyük bir merakla programı bekledim. Yaklaşık bir saat sürecek programda Başkan Tuna sorulara cevap verecek ve yapacaklarını anlatacaktı. Not defterim ve kalemimi de alıp programı takip etmeye başladım. Önemli bulduğum şeyleri not alıp, twitter üzerinden soru sormayı deneyecektim.

Fakat hiçbir şey düşündüğüm gibi olmadı.

Daha programın başındaydık beş altı dakika ancak olmuştu. Spiker Başkan Tuna’yı seyircilere tanıtıyordu. Eğitim-öğretim, siyasi geçmiş ve özel hayata dair birkaç cümleden sonra;

-“Annenize” karşı özel bir hukukunuz, özel bir sevginiz varmış.” Dedi spiker. Gülümsedi Başkan Tuna ve biz hemen şöyle bir cevabın beklentisi içine girdik.

-Benim annem çok özeldir. Ellerinden öpüyorum. bizi seyrediyorsa buradan selam gönderiyorum. Kameraya bakıp el sallayarak seni çok seviyorum annecim iyi ki varsın” ve yapay bir gülümseme ile ritüel tamamlanır.

Beklenen budur. Sanatçı ve siyasetçi takımının ekseriyeti tarafından bin defa, on bin defa aynı kelimelerle verilen o klişe cevap, hafızamızda öylesine yer etmiş ki, imkânı yok aynı cevabı bekliyoruz.

Lakin öyle olmadı. Her harfini itina ile telaffuz edercesine

-“Annem” dedi Başkan Tuna “benim için o ve diğer her şey var. Yani o bir yana diğer her şey bir yana.”

-Bizi seyrediyor mu dedi spiker, Hüzün dolu harfler dökülüyor bu defa başkanın ağzından.

-“Biraz rahatsız” diyor. Ve devam ediyor başkan, “eğer o üzülecekse her şeyden fedakârlık ederim. Annemi üzmemek için her şeyi bırakabilirim.” 

-Kaç yaşında diye soruyor spiker hüzünle karışık bir tebessüm ile

- “Bana göre o yirmibeş, ben ona göre beş yaşındayım” diyor başkan.

 Bu diyalogdan sonra benim için program bitti.

Sesindeki samimiyet, yüzüne yansıyan hüzün ile merhametin harmanlandığı o tablo bize her şeyi anlatıyor. Yüreğiyle konuşuyor başkan ve yeniden tarif ediyor eşref-i mahlûkat olan insanı.

Hayır diyordu başkan, ben annemi sizin kelimelerinizle anlatmayacağım el sallama, iyi ki varsın, uzaktan el öpme klişeleri yerine o “üzülecekse her şeyi feda ederim” diyordu. 

Takılıp kaldım o cümlelere. Program devam ediyordu. Fakat, hiçbir başlık, hiçbir paragraf beni sabitlenip kaldığım o birkaç cümleden alıp kendine taşıyamadı.

 Yol, trafik, hava kirliği, su, doğalgaz bir sürü kelime gelip geçti ekrandan. Rüya gibi, varla yok arası bir şeydi hepsi.

Kontrol edemediğim bir güç bana sürekli bu kelimeyi tekrar ettirti. “O üzülecekse her şeyden vazgeçebilirim “

Başkan Tuna, İnsani ihtiyaç listemizin en başına anneyi yazarak hazin hikâyemizin eksik bırakılan kısmını tamamladı.

Bu sözleri duyduktan sonra, büyüklerini ihmal ettiğini düşünen her evlat, şayet yüreğinde merhamet adına tek bir hücre bile barındırıyorsa, mutlaka durumu yeniden düşünüp değerlendirecektir.

Bu cümlenin idrakine varan, bu o sözün sırrı anlayan hiç kimse artık anne babayı devletin yurtlarına terk edemez.

Sevgili Başkan, huzur evlerinde ömür tüketen annelerin yangın yerine dönen yüreğine rüzgâr oldunuz. Çocuklarına evlat olma dersi vererek bir sürü anneyi sevindirdiniz.

“Çağdaş yaşamın”(!)  sahte cennetlerinde huzur arayan, hayatı kar-zarar ilişkisi ile yorumlayan her kula adam olma dersi verdiniz.

CNN’e, onun temsil ettiği sosyal algıya, seyreden herkese, hepimize hayat dersi, yaşamak dersi, insan olma dersi verdiniz.  

Sizi hiç olmadığı kadar yakın hissettik kendimize, başkanımız değil de mahallemizin bilge ağabeyi, bir annenin müşfik evladı, sımsıcak güven dolu bir Anadolu insanı gördük yanımızda yakınımızda.

O yüzden bütün sıfatlarınızı bir yana koyup diyorum ki; Sen ne Güzel bir ağabeysin Mustafa Tuna

Abdülhamit Türksoy

adminadmin