Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 11-11-2012 16:20   Güncelleme : 11-11-2012 16:20

Sözün kimyasal analizi

Konuşma esnasında muhatabımıza anlatmak istediklerimizi söz ile anlatmak insan olmanın en belirgin özelliklerindendir

Sözün kimyasal analizi
Konuşma esnasında muhatabımıza anlatmak istediklerimizi söz ile anlatmak insan olmanın en belirgin özelliklerindendir. Sözün tek başına yeterli olmadığı durumlarda ise konuşmamızı beden dili dediğimiz el, kol ve beden hareketleri ile destekleriz. Beden dilinin kullanımı insanlık ve içinde bulunulan kültürün etkisine göre değişiklik göstermekte, hatta ne amaçla kullandığımızın çoğu zaman da farkında olmamaktayız. Ancak beden dili uzmanları veya beden dili hakkında bilgisi olanlar yapılan her harekete bir anlam yükleyerek muhatabın söz ve davranışından anlamlar çıkarabilirler. Her ne kadar bu konuda yapılan tüm yorumlar doğru olmasa da zaman zaman insanın davranışlarının anlamlandırılması hakkında ipuçları da vermektedir.

İnsan ilişkilerinde çoğunlukla anlaşmazlık ve uyumsuzluk önemli bir yer kaplamaktadır. Söylenen sözler, kullanılan kelimeler ve yapılan davranışlar bu ilişkileri düzenleyen ve belirleyen temel faktörlerdir. Ayrıca kişilerin düşünsel, kültürel ve sosyal altyapıları da karşılıklı algı sürecini etkileyen önemli faktörlerdendir. Bu kadar fazla ve karmaşık faktörlerin etkisi altında bulunan sözler, karşıda bulunan muhatap tarafından kast edilen anlamda çoğunlukla algılanmamaktadır. Bunun en önemli nedeni konuşan kişi ile dinleyen kişi/kitlenin farklı sosyokültürel altyapılara sahip olmasından kaynaklanmaktadır.

Bir sözün bağlamından soyutlanarak gazete manşetlerine taşınması günlük yaşamda en sık rastlanan olaylardandır. Bu durumda söylenen söz söyleyen kişiden ziyade bu sözü kullanan kişiye hizmet edecek şekilde kullanılmaktadır. Zira söyleyen kişinin kastı sözle birlikte yansıtılamadığından, sadece sözün aktarılması sonucunda kesinlikle anlam kaymasına uğrayacaktır. Ve doğal olarak elde edilen sonuç sözü kullananın istediği sonuç olacaktır. Bu yöntemle nice iş adamı, sanatçı, siyasetçi ve fikir adamının önü kesilmiş ve kariyerleri yerle bir edilmiştir.

İşte böyle düşünsel karmaşa ortamında, karşımızdaki muhatabın konuşması veya bize aktarılan herhangi bir sözün anlaşılması noktasında, sözün söylendiği zaman ve mekan faktörlerinin dikkate alınarak anlaşılması gerektiğine vurgu yapan ve “sözün coğrafyası” olarak nitelenen deyim büyük bir fayda sağlamaktadır. Zira söylendiği mekan ve zamandan soyutlanarak ele alınan sözler, çarpıtılmaya ve yanlış anlaşılmaya çok uygundur. Özellikle tarihe mal olan ve insanların yaşam tarzlarına kadar etkide bulunan öneme sahip şahsiyetlerin davranış ve sözlerinin aktarılması noktasında bu tip hatalar çok yapılmaktadır. Bir savaş anında veya rahat bir ortamda kullanılmış sözü, söylendiği zaman ve mekan boyutundan soyutlayarak kullanan kişiler kim bilir kaç kişinin canını yakmış, kariyer yaşantısına son vermiştir.

Olayı sadece zaman ve mekan boyutunda ele alırsak da yine yanılgılara düşmemiz kaçınılmazdır. Çünkü bir sözün söylendiği mekan ve zaman sözün anlaşılmasında her zaman yeterli olmamaktadır. Söz söyleyen kişinin ruh hali, beden dili gibi ek bilgilere gereksinim vardır. Hatta kişinin ruh halini etkileyen hormonsal değişimler yanında insanı duygusal veya hırçın yapan iklimsel veriler gibi dışsal faktörler de sözün değerlendirilmesinde dikkate alınacak hususlardır. Ancak insanlar bu kadar faktörü kontrol edemediği, sözün aktarımı esnasında bu tip bilgilerin aktarılma olanağı bulunmadığı için her zaman eksik bilgilerle değerlendirme yapmak durumunda kalmaktadırlar. Bu durumda da elde edilen bilgiler doğrultusunda yapılan değerlendirmelerde oransal olarak yanlışlık veya eksiklik olabilmektedir. Bu nedenle birbirini tamamlayan tüm bilgilerle ancak gerçeğe yaklaşılabilinir. En uygun tabirle özetlemek gerekirse bir sözün doğru anlaşılabilmesi için sözün ve bulunduğu ortamın en ince ayrıntılarına kadar kimyasal analizi derecesinde ele alınması bir zorunluluktur. Bir faktörün göz ardı edilmesi dahi yapılacak olan değerlendirmeyi olumsuz olarak etkileyecektir.

Gerek güncel yaşantıda aktarılan ve konuşulan sözlerin, gerekse tarihsel bilgi, davranış ve sözlerin değerlendirilmesinde bu yönteme sıklıkla gereksinim duyulmaktadır. Ayrıca her gün değişkenlik arz eden bir dünyada siyasi çalışmalarda bulunan insanların da söylediği sözler kısa zaman sonra karşısına çıkarılmakta ve hesap sorulmaktadır. Bu durumda da siyasetçinin başvuracağı ilk yöntem şu anda tersini savunduğu ama bir zamanlar söylediği bu söze açıklama getirmesidir. Zaman zaman yeterli olsa bile, sözü söylediği yer ve zaman çoğunlukla bu çelişkiyi gidermeye yetmemektedir. Bu sefer söylediği sözün söylendiği andaki siyasi ve sosyal atmosfer, konuşma esnasındaki vurguları, beden dili ve hatta kendi ruh haline etki eden kimyasal değişimleri dahi dikkate almaktadır. Hatta söylediği sözün en ince detayına kadar kimyasal analizini yaparak o sözden ne kast ettiğinin net anlaşılmasını sağlamaktadır. Sözün yapısında bulunan kelimelerin farklı anlamları, kelimenin aldığı eklerin anlam üzerindeki etkileri, kelimelerin tarihsel geçmişteki anlamları dahi yapılan analizlerle ortaya konulmaktadır. En son başvurulacak yöntem ise hiç kimse inanmasa bile kelime veya sözün kişinin kendi düşünce sistemi içerisindeki yeridir. Oysa kişinin kendi niyeti veya kafasındaki yorumlar hiçbir gerçeklik ifade etmemektedir. Bu nedenle sözün coğrafi konumunu da içeren kimyasal analiz en geçerli yöntem olup bunun dışındaki tüm yaklaşımlar eksik ve yanlış olacaktır.

Ancak öyle bir yer vardır ki, burada söylenen her sözün ve yapılan her davranışın en ince ayrıntısına kadar tutulan kayıtlarının ortaya konduğu ve hiç kimsenin itiraz etme hakkını dahi kullanmaya güç yetiremeyeceği. İşte orada yapılacak olan değerlendirmede ise sözün gerçeği ve sahibinin geleceği belli olacaktır. Önemli olan orada karşımıza çıkarıldığında mahcup olunmayacak sözün ve davranışın sahibi olmaktır. Zira bu dünyada kazanılanların hepsi geçici, bedeli ise ebedidir…
adminadmin