Genel
Giriş Tarihi : 01-07-2016 13:20   Güncelleme : 01-07-2016 13:20

Terör Vuruyor Devlet Uyuyor

Terör dediğimiz olay sadece, silahlı veya bombalı saldırılarla insanları öldürülmesinden mi ibaret

Terör Vuruyor Devlet Uyuyor
Terör dediğimiz olay sadece, silahlı veya bombalı saldırılarla insanları öldürülmesinden mi ibaret. Silahlı saldırı terör organizasyonunun bir sonucu. Hatta sonucu da değil. Yöntemi. Bu silahlı saldırının planlanması, militanların bulunması, kendini öldürmeye karar verecek şekilde yetiştirilmesi, eylemlerin planlanması, finansal kaynaklarının oluşturulması, yerli veya yabancı işbirlikçilerle ilişkileri kolay işler mi. Bu konular maalesef devlet kurumlarının gündeminde yok. Emniyet çalışsın. Onlarca terör eylemini önlesin. İçlerinden bir tanesi önlenemezse, istihbarat zafiyeti deyip bedelini yine emniyet ödesin. Adliye önüne getirilene, en ağır cezayı versin. Her zamanki gibi, bir problem varsa hesabı çalışan kim varsa ondan sorulsun. Terör böyle mi önlenir Allah aşkına. Gerek yerel mevzuatımızda, gerekse de uluslararası mevzuatta, terör işbirlikçilerine karşı uygulanabilecek ve aslında da mutlaka uygulanması gereken yeteri kadar etkili mekanizmalar var. Terör örgütleri ile ilişkisi nedeniyle bu zamana kadar kaç kişinin mal varlığı donduruldu. Türkiye’de terör örgütleriyle ilişkili olmak kim için hayatı zorlaştırıyor ki. Eğer terör örgütleriyle gerek fikri, gerekse de maddi ilişki içinde olanların üzerine devlet kâbus gibi çökmezse terörün biteceğini hiç kimse beklemesin. Terörle ilişkili olan yabancıların mal varlıkları ile ilgili olarak Türkiye gereken ve uluslararası mevzuattan doğan yetkileri kullanmazsa, bu işlerin biteceğini hiç kimse düşünmesin. Türkiye acilen ABD Finansal İstihbarat Müsteşarlığı gibi yerli veya yabancı terör destekçilerinin listesini yayınlayarak bunların mal varlığını dondurmalıdır. Yine ABD uygulamasını baz alarak, yasaklı ilan ettiği kimseler ve kuruluşlarla iş yapan tüm ticari kuruluşları da aşama aşama yasaklı listesine almalıdır. Yasaklı listesine aldığı kuruluşların tüm mal varlığını dondurmalı, bunların sahip olduğu ne kadar izin ve lisans varsa askıya almalı ve iptal etmelidir. Terör örgütlerine destek olanlar bilmeli ki, gerek Türkiye ile gerekse de Türkiye ile iş yapan kurum ve kuruluşlarla tüm ticari bağları kesilir ve ticaret hayatından tecrit edilirler. Devletin mekanizmalarının terör örgütü ilan ettiği örgütlerle dolaylı ilişkilere bile en ağır ceza verilmelidir. Terör örgütleri ile derecesi ne olursa olsun, hangi düzeyde olursa olsun ilişki içinde olanların hayatı kararmalıdır, toplum tarafından tecrit edilmelidir ki, bu eylemler destek bulamasın. Türkiye, devletin en büyük düşman ilan ettiği örgütün başı hakkında şu zamana kadar kendisini komik duruma düşüren bir kırmızı bülten girişiminde ancak bulunabilmiş, Türkiye’nin kırmızı bülten talebi Interpol tarafından reddedilmiş ve halen iade talebini tamamlayamamışsa, gerisini siz düşünün. Terör örgütleri her düzeyde eğitim faaliyetine devam edebiliyorsa, terör örgütüne militan kazandıracak eğitim çalışmaları kör göze parmak misali gözümüzün içine sokularak sürdürülüyor ise kimse kusura bakmasın. Terörle mücadele konusunda Cumhurbaşkanının duyarlılığı devlet kurumlarına yayılmadıkça bir adım mesafe kat edilebilmesi mümkün değildir. En alçak terör saldırılarından biri olan Atatürk Havalimanı saldırısının failleri kendilerini öldürmeseydi, şimdi paşalar gibi emniyette ağırlanıyordu değil mi. Yargıtay’ın üye sayısını üç yüzden üç yüz ona çıkarmaktan daha kolay olur. İdam cezasını getirin de bari yüreğimiz soğusun. Türkiye’nin içinde bulunduğu bu atmosfer içinde Emniyet ve adliye teşkilatı, kalesine dakikada yirmi şut atılan kaleci gibi. Defans seyrediyor. Orta saha piknikte. Forvet rakiple sohbette. Teknik direktör çırpınıyor. Valla bu durumda kalecinin yediği gol az bile.
adminadmin