Market ve büfe önlerinde güneş ışığına maruz kalan pet şişe suları, kimyasal etkileşime girerek koku ve tat değişikliği oluşturuyor.
Yapılan araştırmalarda pet şişe ve damacanaların güneş altında bekletilmesiyle kalp hastalıklarından, kansere, hormonal sorunlara, kısırlıktan gelişim bozukluğuna kadar pek çok hastalığa yol açabileceğini ortaya konuldu.
SAĞLIĞIMIZ İÇİN SON DERECE ZARARLI
17.02.2005 tarihli resmi gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren ve uygulanması, takibinden Sağlık Bakanlığının sorumlu olduğu “İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmeliğin 46. Maddesin de;
“…… tüpgaz, otogaz, petrol ve petrol ürünleri depolama ve dağıtımı yapılan yerlerde; suyun fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik özelliğini olumsuz yönde değiştirebilecek ısı, ışık, toz, duman, yağış gibi olumsuz şartlara açık ortamlarda satışı ve depolanması yapılamaz. Üretici firma suyun üretiminden tüketiciye ulaşmasına kadar tüm aşamalarda suyun kalitesinden sorumludur ancak, bu durum satış yerinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.” Deniliyor.
Polikarbonat plastik şişeler ve diğer kaplar veya damacanalar uzun süre güneşte kaldıklarında aşırı ısınma nedeniyle yapılarındaki bisfenol-A (BPA) maddesini içlerinde bulunan suya, sodaya ya da meyve suyuna karıştırıyorlar.
Bilindiği gibi BPA tehlikeli, en azından riskli sayılan bir kimyasal. Hormon benzeri etkilerinin olduğu, kimyasal-yapay östrojenlerden biri sayıldığı biliniyor.
Uzmanlar gün boyu güneşin altında beklemiş ve içine BPA karışma ihtimali çoğalmış içeceklerin satın alınmaması konusunda vatandaşları uyarıyor. Maalesef ülkemizde ve Samsun’da içeriğinde birçok farklı sebepleri barındırmaktan kaynaklı olarak satış yerlerinde ki ambalajlı içme sularının piyasaya arzı ve depolaması aşamasında gerekli önlemlerin alınmadığı görülüyor.
İnsanların en temel ihtiyaçlarından birisi olan su imalat aşamasında gösterilen inceleme, denetim ve tetkikler tüketiciye ulaşana kadar devam etmiyor.
