Fikir
Giriş Tarihi : 22-09-2020 10:27   Güncelleme : 22-09-2020 10:27

Eylül ve Ötekileşme

Eylül ve Ötekileşme

eylül

adından ayrılmasıydı vaktin

günün soğuk bir parıltıya teslim olması gibi

düşmesiydi üstüne yakamozların

en hüzünlü yüzüyle

savrularak yola bayıra karşı

ovaya vadiye ve yele

ağaca yongaya yaprağa

hale ve geleceğe

 

ayrılmıştı güneşten bir kere

bütün kayıtlarından düşerek

ikindiden ve zamandan

başaktan ayrılmıştı

rüzgarın içine doğru

geçip gitmişti sonra

takvimden ve dermandan

yüz geri etmiş bir yaşlı gibi hem de

terlemişti sıcaktan olmasa da

o soğuk bakışları altında

yeknesak bir hayata ısmarlayarak

olan biteni

terlemişti

yarım kalan bir kavga misali

yumruğunun alacasında

ikindi ki daha biperva

akşam ki daha karaşındı

üstelik sorguluyordu onu da

diğer yaşamakları sorguladığı gibi tıpkı

içimizdeki hakka ve hukuka doğru

ulak çıkartıyordu

yaşamak denen o kimya

bitmeyen kızıllığıyla

 

belki de

uzak geçmişimize nazire olsun diye

vaktin çocukları upuzun

vaktin çocukları

çalı çırpı

bir gölgeye dayanıyordu

masuniyet harcından

gerçeğe uzasın diye boyları

o yıllar

kıpır kıpırdın zahir

eylül derlerdi sana

puslu bir hayal gibi

durmadan savrulurdun

yine de dallarında sarı bir yaprak

uçuşan saçlarında rüzgar düğümlü

ve ufka canhıraş uzayan ellerinle

yürüsen yorulurdun

hayale biraz daha

gömerek geçmişini

biraz daha rüyaya

karışıp kaybolurdun…

Recep YAZGANRecep YAZGAN