Gündem
Giriş Tarihi : 04-02-2014 18:14   Güncelleme : 04-02-2014 18:14

FETHULLAH GÜLEN’DEN BAŞBAKAN’A 100 BİN LİRALIK TAZMİNAT DAVASI

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasından sonra Hizmet Hareketi’ni hedef alan açıklamaları mahkemelik oldu. Fethullah Gülen’in avukatı Nurullah Albayrak, Başbakan’ın çeşitli tarihlerde yaptığı konuşmalarla müvekkilinin uluslararası sözleşmeler, Anayasa ve yasaların koruması altındaki kişilik haklarına saldırıda bulunup ihlal etmesi sebebiyle 100 bin TL’lik manevi tazminat davası açtı.

FETHULLAH GÜLEN’DEN BAŞBAKAN’A 100 BİN LİRALIK TAZMİNAT DAVASI
Avukat Albayrak, Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne verdiği dava dilekçesinde, “Davalı Sayın Başbakan, ‘17 ve 25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonları’ olarak bilinen adli soruşturmalar kapsamında bazı bakanların yakınlarının ve üst düzey devlet görevlilerinin tutuklanması, ifadeye çağrılması gibi adli işlemler sonrasında, agresif, kutuplaştırıcı, tahkir edici nefret söylemi ile müvekkilimi ve onu seven insanları hedef almaya başlamıştır. Davalı, nefret söylemindeki dozu her geçen gün artırarak akıl, mantık ve vicdan ile izah edilemeyecek noktaya taşımıştır.” ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın konuşmalarında Hocaefendi’yi açıkça anmadığını ancak ima yoluyla hedef seçtiğini kaydeden Albayrak, şunları dile getirdi: “Kamuoyu da davalının beyanlarındaki hedefin müvekkilim olduğunu anlamış ve bu doğrultuda yorumlar yapmıştır. Malum ve marufun ispatı gerekmez prensibi gereğince bu hukuk dışı sözlerin hedefinin müvekkilim olduğu açıkça ortadadır. Zaten davalı da şimdiye dek haberlerdeki kabulün aksine bir açıklama yapmamıştır.”
 
Dava dilekçesinde AİHM ile BM Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’ne atıfta bulunan Albayrak, şöyle devam etti: “Eleştiri, ifade özgürlüğü içerisinde sayılsa da; davalının ifade özgürlüğü sınırlarını aşan, direkt hakaret, küçük düşürme, şeref saygınlığa yönelen beyanları açıkça kişilik haklarına saldırıdır. Davalı (Erdoğan) tarafından dile getirilen hususlar müvekkilin eleştirilmesi veya ifade özgürlüğünün kullanılması değil, açık ve tereddütsüz olarak suçlanması, halk nazarında küçük düşürülmeye çalışılmasıdır. İddia edilen hususlar gerçek olmadığından kamu yararının varlığından da bahsedilemez. Hukukun varlığı ülkemiz adına çok önemlidir. Özellikle tarafların sıfatının ne olduğu dikkate alınmaksızın hukukun işletilmesi, işletildiğinin görülmesi hukuk devletinin varlığı adına önem arz etmektedir. Bu ifadeler nedeniyle uygun ve orantılı bir yaptırım uygulamak zorunluluğu da AİHS, Anayasamız ve yasalarımız gereği hukuk devleti olmanın olmazsa olmaz şartı olduğu açıktır.”
adminadmin