Güncel
Giriş Tarihi : 04-12-2020 10:54   Güncelleme : 05-12-2020 08:10

Kur’an Tartışma Konusu Yapılamaz!

Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Metin Yılmaz, “İlahiyat fakültelerimiz şahısların bireysel görüşlerine göre eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdüren kurumlar olmayıp yüce dinimizin temel kaynağı olan vahiy mahsulü, Allah Kelamı Kur’an’ı Kerim ve onun uygulayıcısı olan Sevgili Peygamberimiz’in (S.A.V) sünnetini merkeze alarak çağın gerçekleri doğrultusunda İslam dininin evrensel mesajlarını toplumla buluşturan nitelikle eğiticiler yetiştiren bir kuruluştur” dedi.

Kur’an Tartışma Konusu Yapılamaz!

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi ve Karar Gazetesi yazarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk’ün “Kur’an Allah kelamı olamaz” şeklindeki açıklamalarına tepki gösteren Prof. Dr. Metin Yılmaz açıklamasına şöyle devam etti;

“Ne yazıktır ki, fakültelerimizin zaman zaman konjonktürel yapıya uygun olarak örselenme ve ötekileştirme gayretlerine maruz kaldığını müşahede etmekteyiz.

Örneğin 28 Şubat post modern darbe sürecinin yoğun preslemesi ile karşı karşıya kalmış, öğrenci ve öğretim üyeleri olabildiğince yıpratılmış, anti laik-çağdışı kurumlar gibi gösterilmeye çalışılmıştır. Son dönem demokratikleşme adımlarıyla bütün kurumlarda olduğu gibi önü açılan Fakültelerimiz bu defa içerden ve dışardan marjinal oluşumların beslenme alanına dönüştürülmeye çalışılmaktadır.

 

İLAHİYAT FAKÜLTELERİMİZİN SÖYLEMLERİNİ VE DÜŞÜNCESİNİ YANSITMAZ

Saldırı format değiştirerek ilahiyatlar bilinçli olarak seküler eğitim veren, dini hassasiyetten yoksun kurumlar gibi lanse edilme gayreti içerisine girilmiştir. Asla İlahiyat fakültelerimizin söylemlerini ve düşüncesini yansıtmayan resmi eğitim sürecimiz içerisinde yer verilmeyen köhnemiş, bayatlamış şaz (aykırı görüş) görüşlerin medya organları üzerinden servisi ile fırtınalar kopartılıp kurumlarımızın yıpratılmasını kabul etmemiz mümkün değildir.

Şurası iyi bilinmelidir ki ,sahih dini öğretiyi gençlerimize aktarma gayreti içerisinde olan fakültelerimiz birbirlerini tekfir yarışına giren, İslamî münazara yöntemiyle bağdaşmayan üslupla kamuoyu oluşturmaya çalışanların asla mücadele alanı olamaz. Nasıl televizyon ekranlarında siyasi konuları tartışanlar aynı simalarsa, dini konuların topluma servisinde de aynı tanıdık yüzler kullanılmakta veya çarpıştırılmaktadır. Oysa alanında uzman konularına hakim etik kurallara sahip fakültelerimizde gençlerimizi eğiten binlerce akademisyen ve onların değerli çalışmaları görmezden gelinmektedir. Daha ilginç olanı ise, yüzyıllar boyunca tartışılmış, taraftar bulamamış konuların orijinal meseleler gibi toplumun dini bilgi zafiyetinden istifade edilerek, ısıtılarak servis edilmesi ve kamuoyunca ciddiyet düzeyine ulaşmasıdır.

 

ZAMANLAMA MANİDAR

Fakültelerimizin eksik noktaları elbette vardır ve bunu ikmal için yoğun bir gayret sarf edilmektedir. Fakültelerimiz kendilerine iğne yerine çuvaldız batırmaktadır. Unutulmamalıdır ki bu kurumlar özerk bir yapıya sahip olmayıp bir kanun çerçevesinde Yüksek Öğretim Kurumuna Bağlı faaliyet gösterirler. Nasıl imam hatip liselerinde kültür derslerine gelen tüm hocaların imam hatip formatına uygun olması beklenemez ise, ilahiyat fakültelerinde de farklı düşünen hocaların olması kaçınılmazdır. Yıllar önce yapılmış konuşmaların bugünlerde İlahiyat Fakülteleri Müfredat Programlarının revizyon çalışmalarının yapıldığına dair söylentilerin ortaya çıktığı bir döneme denk getirilmesi manidar değil midir?

Netice olarak bilinmelidir ki, Kur’an evrensel bir kitaptır. Bütün asırlara hitap eder. Hatta başka alemin varlıkları olan cinlerin de kitabıdır. O, ilahi bir kelamdır. İlahiyat fakültelerimizin başucu kitabıdır. Onu sözlü ve fiili olarak tefsir eden Resulullah (SAV) ise en güzel örnekliğimizdir. Aksi her hangi bir söylem veya eylem beyhude çabalardır.

Recep YAZGANRecep YAZGAN