Köşe Yazıları
Giriş Tarihi : 17-01-2022 16:27   Güncelleme : 17-01-2022 16:34

Prof. Dr. Cevdet YILMAZ: Bugün Sana Bir Tepeden Baktım Aziz Samsun!

​ “Size bir müjdem var; seneye Samsun Limanı’nı kapatıyoruz” Bugün (15.01.2022) arazideydik.

Prof. Dr. Cevdet YILMAZ: Bugün Sana Bir Tepeden Baktım Aziz Samsun!

Aralık ayında yapmamız gereken fakat salgın hastalık nedeniyle ötelediğimiz birinci dönemin son arazi uygulamasını gerçekleştirdik. Hava çok soğuktu. (Hem biz hem öğrenciler üşüdü. Biz büyük bir heyecanla ders anlatıyor olsak da, öğrencilerimizin bir kısmı onları üşüttük diye sitem bile ettiler. Lakin ders bu hoca anlatacak, öğrenci dinleyecek, soru cevap olacak, kazanımlar elde edilecek, onlar da vakti gelince bu tecrübelerini öğrencileri ya da ilgililerle paylaşacaklar. O yüzden (soğuğu bahane etmedik), Samsun şehrini en iyi görebildiğimiz mekânlardan biri olan Kalemkaya'dan Samsun'un tarihsel geçmişi, şehrin gelişim özellikleri, başta liman olmak üzere fonksiyonlarını, yeşil(!) alanlarını, lokasyon teorileri bağlamında Samsun şehrinin sit ve situasyonunu anlattık.

Özetle sit; şehrin kuruluş yeridir ve değişmez, situasyon; çevresi ile ilişkileridir değişebilir. Tabi 1988'den bu yana çalışmalarımız Samsun ağırlıklı olunca yaşadığımız, gördüğümüz nice olayı da hatırlamak, hatırlatmak gereği ortaya çıkıyor.

Misal; yıl 1989 ya da 1990. OMÜ'nün bir konferans salonu var o da şimdiki Güzel Sanatlar, o zamanki Eğitim Fakültesi kampüsünde. Yeni dönemin açılışı var. Rektör Mehmet Sağlam, açılışa gelen merhum milletvekilimiz Mehmet Çebi protokolde. Konuşma sırası gelince kürsüye çıkıyor eğitim-öğretim, üniversitenin önemi falan derken laf arasında bombayı patlatıyor; (mealen) "Arkadaşlar, seneye limanı kapatıyoruz, sahili halka açıyoruz".

Şimdi bu da nerden çıktı demeyin? Hep beraber o yıllara, hatta biraz dana geri bir gidelim. Samsun bir ticaret şehri, deniz kıyısında ama limanı yok, iskeleler var, riskli ve sıkıntılı, modern liman yapılırsa şehir gelişecek. 1955-60 arasında bugünkü liman tesisleri ve mendirekler yapılarak Samsun limanına kavuşuyor. 1970'lere kadar şehir hareketli ve canlı. 1980'lerden itibaren bir çöküş yaşanıyor. Fuar kapanıyor (düğün salonlarına terk ediliyor), Azot ve Bakır'dan sonra yeni büyük bir yatırım yok. Bu durum limandaki faaliyetlere de yansıyor. Samsun limanına gelen giden gemi sayısı 1980’lerde parmakla gösterilecek kadar azalıyor.

Liman âtıl kalmış. Kıyılar mezbelelik. Liman içinde kalan Fuar kıyıları halka açık, lâkin o yıllarda  kanalizasyon limana aktığı için insan yapısı iticiliklerle dolu, yürüme mesafesinde normal halkın nefes alacağı başka yer yok, velhasıl şehir isyanlarda, (zenginler kışı 56’larda, yazı Atakum sahillerindeki yazlıklarda geçirdiği için) bu durum daha çok orta ve alt gelir grubunu ilgilendiriyor. Bugünkü İlkadım, o zamanki Samsun şehri. Büyükşehir Belediyesi yok, merkez ilçeler ve alt belediyeler de yok. Yani bir tane Samsun var. Karadeniz'de kıyısı olup denize ulaşamayan tek şehir Samsun. Çünkü şehrin önünde demirden perde (raylar) onun da önünde TCDD liman tesisleri. Şehirde SAM-SEV öncülüğünde bir kampanya başlatılıyor; "Sahilimi istiyorum". Büyük destek görüyor. İşte merhum Mehmet Çebi bu talebe uygun olarak (halkın sesine kulak vererek), artık işe yaramadığını düşündüğü limanı kaldırıp halka açma sözü veriyor.

Dedim ya, sit değişmez, situasyon değişir. Nitekim öyle oluyor. Samsun yerinde duruyor fakat situasyon bir anda değişiyor. 26 Aralık 1991'de Sovyetler Birliği dağılıyor. Samsun limanı bir anda hareketleniyor. Rusya aç kalmış, buradan patates gönderiyoruz. Onlar da boş durmuyor bizi petrokok (torbada yüksek kalorili kömürle) tanıştırıyor. Bu sayede biz de her gün sabah sobadaki linyit kömürü tozlarını evin önündeki çöp kutusuna dökmekten kurtuluyoruz. Samsun limanı kömür ve kereste ithal limanına dönüşüyor. Gemi nakliyesi zor. Tırlar yükleme boşaltma yapmak istemiyor. Karadeniz sahil yolu işlevsellik kazanıyor, Sarp sınır kapısı 70 yıl sonra çıkmaz sokak olmaktan çıkıp ticaret kapısı oluyor. Lakin yol kötü, tek başına Bolaman virajları bile insanları canından bezdiriyor. Derken Karadeniz Sahil Yolu gündeme geliyor, dış kaynaklı kredilerle inşaatına başlanıyor.  İnşaat da ne inşaat. Dağlar taşocağı, sahiller dolgu alanı, yollar taş kamyonları… Bu hengâmede, biraz da zorunluluktan Samsun limanından Karadeniz’in karşı kıyısına RO-RO (road in road: yol içinde yol) gemi seferleri başlıyor. Böylece tır kamyonları yüklerini indirmeden gemiyle karşıya geçip Rusya içlerine (misal Moskova’ya) doğru yollarına devam ediyor. Karadeniz Sahil Yolu üzerindeki baskı azalınca da yol inşaatı uzayıp gidiyor.

Evet, 1989’da kapatılsın, sahil halka açılsın denilen Samsun limanı 1991’de Türkiye’nin en aktif limanlarından biri oluyor. Ne demiştik; sit değişmez, situasyon değişebilir.

Samsun şehrine Kalemkaya’dan bakınca aklımıza gelenleri, gözümüze takılanları bir bir anlattık. Amisos, Cenevizliler, Karasamsun, Türklerin gelmesi, Müslüman Samsun, tütün ticareti, iskeleler, Atatürk’ün Samsun’a çıkışı, Milli Mücadele, Kurtuluş Yolu, Mert ırmağı ile Kürtün deresi arasına sıkışmış şehrin Atakum ve Canik yönünde nasıl geliştiği, Seller, taşkınlar, Yılanlıdere’nin intikamı, Derbent burnu, eski Samsun-Çarşamba demiryolu, Samsun-Sivas demiryolu, sanayinin Tekkeköy tarafında kurulup gelişmesi, çarpık kentleşme, yeşil alan sorunu, trafik, otopark problemi ve kentsel yenilenme ihtiyaçları, şehir içi ikametgah hareketliliği, dolgu alanları, limanın özelleşmesi, Serbest Bölge, tramvay yolu, şehrin çizgisel gelişimi, şehir içinde kalan Borsa sitesi, Bafra Garajı gibi unsurların şehrin dışına çıkarılması, buraların yeşil alana dönüştürülmesi, eski şehir planından bugünlere nasıl gelindi…. Daha nice konular üzerinde duruldu.

Tabi biz konuştukça öğrenciler üşüdü. Kötü kötü bakmaya başlayınca hadi otobüse diyerek önce Katı Atık Depolama (çöp) İstasyonuna gittik orada kar yağışına yakalandık. Oradan da Tekkeköy Arkeolojik Sit Alanına geçtik, rakım düşünce kar yağmura döndü. Kısmen otobüs içinden kısmen (yağmur yavaşladıkça) dışarıda dersimize devam ettik. Tekkeköy’de Samsun’da yerleşme tarihini 10 bin yıl geriden tekrar başlatıp, insanlık tarihinin bir özetini yapıp bugünlere nasıl gelindiğini anlatıp dersi bitirdik.

Ahh Samsun seninle ilgili ne anlatsak az.

Prof. Dr. Cevdet YILMAZ

 

Recep YAZGANRecep YAZGAN