Güncel
Giriş Tarihi : 17-06-2020 12:48   Güncelleme : 17-06-2020 12:48

Şehadetinin 1. sene-i devriyesinde Muhammed Mursi

Mısır’ın meşru seçimlerle iktidara gelen tek cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi bir yıl önce bugün, darbe mahkemesinde hakikatleri savunurken şehit oldu. Müslüman’ca duruşuyla Mısır’ın siyasi tarihine adını altın harflerle yazdıran Mursi’yi cumhurbaşkanlığı makamından zindana sürükleyen ihanet sürecinin başı 7 yıl önceye uzanıyordu.

Şehadetinin 1. sene-i devriyesinde Muhammed Mursi

6 YIL BOYUNCA ZİNDANLARDA EZİYETLERE MARUZ KALDI

3 Temmuz 2013’te Ortadoğu’nun en büyük İslam ülkesi olan Mısır’da, Siyonist İsrail ve ABD’nin güdümünde askeri bir darbe gerçekleşti. Darbenin hemen ardından, Mısır Genelkurmay Başkanı Abdulfettah el-Sisi’nin başını çektiği Mısır ordusu, ülkenin meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi tutukladı. 6 yıl boyunca darbecilerin zindanlarında esir edilen ve eziyetlere maruz kalan Muhammed Mursi, 17 Haziran 2019 tarihinde bir duruşma sırasında, darbeci savcı ve hâkimlerin çirkin yüzlerine karşı hakikatleri haykırırken, geçirdiği kalp krizi sonucu ruhunu Rabbine teslim etti.

Mısır’ın meşru seçimlerle iktidara gelen tek cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi bir yıl önce bugün, darbe mahkemesinde hakikatleri savunurken şehit oldu. Müslüman’ca duruşuyla Mısır’ın siyasi tarihine adını altın harflerle yazdıran Mursi’yi cumhurbaşkanlığı makamından zindana sürükleyen ihanet sürecinin başı 7 yıl önceye uzanıyordu. 3 Temmuz 2013’te Ortadoğu’nun en büyük İslam ülkesi olan Mısır’da, Siyonist İsrail ve ABD’nin güdümünde askeri bir darbe gerçekleşti. Darbenin hemen ardından, Mısır Genelkurmay Başkanı Abdulfettah el-Sisi’nin başını çektiği Mısır ordusu, ülkenin meşru Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi tutukladı. 6 yıl boyunca darbecilerin zindanlarında esir edilen ve eziyetlere maruz kalan Muhammed Mursi, 17 Haziran 2019 tarihinde bir duruşma sırasında, darbeci savcı ve hâkimlerin çirkin yüzlerine karşı hakikatleri haykırırken, geçirdiği kalp krizi sonucu ruhunu Rabbine teslim etti.

 

MISIR’DA MÜSLÜMANLARI İKTİDARA TAŞIYAN SÜREÇ

2011 yılında Arap Baharı adıyla başlayan devrim hareketleri Tunus’un ardından sırayla Libya ve Mısır gibi Arap ülkelerine de yayılmıştı. Mısır’ı 30 yıl boyunca zulümle yöneten diktatör Hüsnü Mübarek, özgürlük ve ekmek isteyen Mısır halkının aylarca süren öfkeli gösterileri karşısında direnemedi ve istifa etmek zorunda kaldı. Hüsnü Mübarek sonrasında Mısır’ı geçici olarak yöneten Mısır ordusunun nezaretinde gerçekleşen seçimleri İhvan-ı Müslimin hareketini temsil eden Hürriyet ve Adalet Partisi kazandı. Haziran 2012’de yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oyların yüzde 51,73’ünü alan İhvan’ın adayı Muhammed Mursi, seçimleri kazandı. 24 Temmuz 2012’de Mursi’nin Cumhurbaşkanlığı resmen ilan edildi ve Mursi, 30 Temmuz 2012’de yemin ederek görevine başladı. Tüm Mısırlıların cumhurbaşkanı olma sözü veren Mursi, Mısır’da devraldığı enkazı toparlamaya çalışırken karanlık odakların Müslümanları iktidardan düşürme çabaları da, hiç vakit kaybetmeksizin başlamıştı.

 

GÜCÜ DEĞİL HAKKI ÜSTÜN TUTTU

Ortadoğu siyasetinde kendilerini, işgalci İsrail’in menfaatlerini korumaya adayan hiçbir devlet başkanına benzemeyen Muhammed Mursi, Siyonistlerin azgınlıklarına karşı sesini yükseltebilen az sayıdaki Müslüman liderlerden biriydi. İktidarda kalabilmek için İsrail’in, Amerika Birleşik Devletleri’nin ve Avrupa Birliği’nin onursuz tekliflerine prim vermeyen Mursi, Mısır’ı yönettiği süre içerisinde İslami ve insani hassasiyetleri hep ön planda tuttu. Şehit Muhammed Mursi, kendilerine laiklik yönetimini tavsiye eden Batı işbirlikçisi idarecilere karşı, “Mısır’ın ve Mısırlıların kaderine hükmeden Allah’ın emrettiği ne varsa Mısır anayasasında yerini alacaktır. Mısır’ın Anayasası Kuran-ı Kerim olacaktır” sözleriyle onurlu bir mesaj vermişti. 

 

MURSİ’NİN VARLIĞI FİLİSTİN’E GÜVEN VERİYORDU

Muhammed Mursi, son 100 yılın en sorunlu bölgelerinden biri olan Ortadoğu’nun ağabeyi konumundaki Mısır’ın cumhurbaşkanlığını yürüttü. Mısır sahip olduğu binlerce yıllık medeniyet değerleri, siyasi kültürü, coğrafi ve stratejik avantajları sebebiyle bölge ülkeleri arasında adeta bir inci olarak göz dolduruyordu. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmasıyla adeta üzerine ateşten bir gömlek giyen Mursi’nin sorumlulukları oldukça zor ve yıpratıcıydı. Öte yandan sinsi Yahudi planlarıyla, acımasız ambargo ve ablukalarla yok edilmeye çalışılan Filistin, Mursi’nin cumhurbaşkanlığı döneminde adeta nefes almaya başlamıştı. Mısır ve Filistin arasındaki gasp ettiği topraklarda zehirli bir kanser hücresi gibi yayılan İsrail, Muhammed Mursi tarafından meşruiyeti olmayan bir işgal devleti olarak tanımlanmıştı. Yarım asır boyunca diktatörler aracılığıyla elinde tuttuğu, bölgedeki en güçlü müttefiki olan Mısır’ı kaybetmek üzere olduğunu anlayan Siyonist İsrail, şer ortağı ABD ile birlikte hain askeri darbe planını sahneye sürdü.

 

MURSİ’Yİ DEVİRMEK İÇİN PLANLANAN TEZGÂHLAR

Muhammed Mursi’nin görev yaptığı 1 yıl, Mısır için kaos, terör olayları ve ekonomik sıkıntıların zirve yaptığı bir dönem oldu. Çünkü Siyonist İsrail, Mısır’daki işbirlikçileri eliyle Muhammed Mursi yönetimini başarısız hale getirmek için elinden gelen bütün kozlarını devreye sokuyordu. Mısır ve İsrail arasındaki Sina Bölgesi’nde 16 Mısır askerinin öldürüldüğü terör saldırısı ve bir süre sonra Port Said kentinde bir futbol maçında çıkan olaylarda 76 kişinin ölmesi ülkedeki sosyolojik dengeleri alt üst etmişti. Zaten ekonomik krizin girdabında boğulan halk, Mısır’da güvenlik sorunu olduğuna ikna edilmek isteniyor ve dolaylı olarak Mursi yönetiminin halkın gözünden düşürülmesi hedefleniyordu. Mısır’ın birçok kentinde sokaklara dökülen binlerce Mursi muhalifi, İhvan-ı Müslimin hareketinin iktidardan düşürülmesi için ortaya konulan Siyonist fitnesine alet oluyor ve şartlar adım adım askeri darbeye zemin hazırlıyordu.

 

MISIR’IN HAKİKİ CUMHURBAŞKANI SANIK SANDALYESİNDE

3 Temmuz 2013 tarihinde gerçekleşen askeri darbeyle Cumhurbaşkanlığı makamı gasp edilen Muhammed Mursi, gayrimeşru darbe mahkemeleri tarafından yargılandığı davalarda çok sayıda ceza aldı. Skandal davalardan ilki 2015 yılında gerçekleşti. “Aralık 2012’de göstericilerin gözaltına alınması ve onlara işkence yapılması talimatı vermek” suçlamasıyla yargılanan Mursi, bu davada 20 yıl hapis cezası aldı. Mursi, 2011 yılında Hüsnü Mübarek karşıtı protestocuların bir cezaevinden kaçmasında rol oynadığı iddiasıyla yargılandığı davada ise idam cezasına çarptırıldı. Mısır Yüksek Mahkemesi, 2016’da Mursi hakkında verilen idam kararını bozdu. Mursi aynı yıl Katar’a casusluk yaptığı, devlet sırlarını sızdırdığı iddiasıyla yargılandığı davada suçlu bulundu ve ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Mısır’ın tek ve hakiki Cumhurbaşkanı Mursi, 17 Haziran 2019’da mahkeme salonunda hayatını kaybettiğinde ise, “Filistin’in en büyük direniş grubu HAMAS’la temaslarına yönelik bir diğer casusluk davası”ndan yargılanıyordu.

 

Mısır’ın ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi yargılandığı davanın duruşmasında, mahkeme salonunda ruhunu Rabbine teslim etti. 67 yaşında şehadete yürüyen Muhammed Mursi’nin, vefatına yakın bir zamanda söylediği bu sözleri hafızalara kazınmıştı: “Bu haklarımızın bedeli için benim kanım akacaksa, ben hazırım. Vatan uğruna canımı kolayca veririm. Allah her şeye kadirdir. Kimse sizi aldatmasın. Sakın tuzaklara düşmeyin.” Şehit Mursi’nin cenazesi, Kahire’nin doğusunda, Medinet’un Nasr semtindeki Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) mürşitlerinin defnedildiği kabristanlıkta toprağa verildi. Mursi’yi haksız yere esir eden ve O’nu hayattan koparan darbeci Sisi ve ordusu ise Allah’ın zalimler için hazırladığı acı akıbete uğrayana kadar, vicdanlarda nefretle anılmaya devam edecek.

Milli Gazete

Recep YAZGANRecep YAZGAN