●●Ve
● TELEVİZYONLARIMIZDAKİ DİZİLERDE VERİLEN ZEHİRLİ MESAJLAR..!?
Kanaatim odur ki, eğer bir milletin medeniyet anlayışını tahrip etmek istiyorsanız 3 yol var.!?
O milletin aile yapısını tahrip edin..!?
O milletin eğitim sistemini tahrip edin..!?
O milletin rol modellerini ve referanslarını küçümseyin, alçaltın..!?
İşte Tv dizileriyle tahribat yapılan nedenler!
● Paranın nerden ve nasıl geldiği belli olmamalı, harcama yaparken hep cömert olunmalı..!
Haram ve israf teşvik edilmektedir..!
● Her dizide yeni elbiseler, ayakkabılar olmalı, alışveriş için hep lüks yerler tercih edilmelidir.
Kapitalizm aşılanmaktadır..!
● Evde ilgi görmeyen adam, dışarıda karısını aldatmalı ve bütün suç kadına yüklenmeli, adamın yaptığı da masum gösterilmelidir.
Aile zehirlenmektedir..!
● Birbirlerinin kuyusunu kazan insanlar, hep maskeler ile dolaşmalı ve suç daima bir iki kişinin üzerine yıkılmalı..!
İki yüzlüluk ve yalancılık hayata hakim kılınmaktadır..!
● İstemediğin biriyle evlendiysen ona ihanet edebilir, başkasıyla aşk yaşayabilirsin..! Dolayısıyla zina teşvik edilmekte ve yaygınlaştırılmaktadır..!
● Kötü bir olaydan sonra içki içip etrafı dağıtabilirsin..!
İçki teşvik edilmektedir..!
● Kavga eden, şiddet uygulayan, hırsızlık ve gasp yapan baş rol oyuncuları güler yüzlü, yakışıklı olmalı ve hep haklı nedenlerle yapmalı..!
Altın kadehte zehir sunulmaktadır..!
● Anneler hep despot olmalı, babalar ise daima sert ve anlayışsız olmalı. Çocuklar her zaman haklı olmalı..!
Aile içinde iletişim hedef alınmaktadır..!
● Kaynanalar hep kötü rol oynamalı, sürekli olarak damadının ve gelininin kuyusunu kazmalı..!
Aile büyükleri değersizleştirilmektedir..!
● İş yerleri hep rezidans olmalı, işçi ve esnaf rolleri olmamalı..!
İş disiplini hedef alınmaktadır..!
● Sıradan ortalama bir hayat yoktur. Ya diptesindir ya da tepede..! Bunun ortası yoktur.
Sanki hayat tesadüflerden ibarettir düşüncesi verilmektedir..!
● Gençler hep haklı olmalı, haklı çıkmalı başına buyruk hareket etmeli ve kız erkek meseleleri dışında başka da dertleri olmamalı..!
Sorumsuzluk ve soysuzluk aşılanmaktadır..!
● Hep lüks özendirilmeli, herkesin hayali madde olmalı..! Yalılar, villalar amaç olmalı, insanlar olağanüstü bir lüks yaşama yönlendirilmeli..! Hep kapitalizm hep kapitalizm..!
İhtiras aşılanmaktadır..!
● Ülkede herşey yolunda gidiyor, verilmesi gereken bir mesaj ve anlatılacak birşey de yok..!
Tembellik aşılanmaktadır..!
● Sevdiğin kişi başkasıyla evlendiyse onların yuvasını bozabilirsin..!
Kin ve nefret zirvede tutulmaktadır..!
● Kötüler daima güçlüdür ve iyiler ezilmeye mahkumdur..!
Kötülük öne çıkarılmaktadır..!
● (Zalimler Allah'a isyan edince, itaat etmeyince) Bunun sebebi şudur:
"Bir toplum kendilerinde bulunan (iyi davranışları ve meziyetleri) değiştirmedikçe, Allah onlara verdiği nimetleri değiştirmez ve şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir."
Enfal, 8/53
●● Ve
● SOYADI MI YOKSA SOYSUZLUK MU..!?
"...arkadan çekiştirip duran, kaş göz hareketleriyle alay eden her kişinin vay haline!"
Hümeze,104/1
Halkının haysiyet ve şerefine saygı duymayan bir sistemden ne beklenir..!? Hani "fikri hür, vicadi hür, irfani hür nesiller!" yetiştirecektiniz..! Ama sokak ortasında küçuk çocuğunun önünde anasının boğazını kesen bir koca yetiştirdiniz..! Devleti soyan hırsızlar yetiştirdi düzeniniz..!?
Aklım durdu! Böyle SOYADI mı olur?
21 Haziran 1934 tarihinde çıkarılan 2525 sayılı Soyadı Kanunu ile her vatandaşın öz adından başka bir de soyadı taşıması zorunlu kılındı. Soyadları Türkçe olacaktı. Rütbe, memurluk, yabancı ırk ve millet adları ile ahlaka aykırı ve gülünç kelimeler soyadı olarak kullanılmayacak deniliyordu kanunda, ama..!?
Bakın şu zillete..!?
Hangi Soyad'lar verilmiş..!?
İnsanları aşağılamak bu olsa gerek..!?
Emel Yalak
Duran Kalas
Vehbi Memeci
Yusuf Verici
Abbas Alıcı
Hasan Tahsin Domatesçi
Yıldıray Hıyarcı
Vahit Dönek
Sait Fare
Şöhret Sıçan
Adil Tanrı
Emine Emzik
Sevgi Zıpzıp
Hasan Tavuk
Hüseyin Tilki
Fahrettin Kalkmaz
Mehmet Kaldırır
Cafer Yalar
Ahmet Ali Emici
Ayşe Cinsel
Yusuf Kız
Gülten Karı
Zeki Kadın
Cemal Delik
Ramazan Deşik
Ahmet Tenten
Münevver Göbek
Münire Meme
Kadir Korkak
Fatma Kıro
Latif Sürüngen
Ayfer Dolgun
Zeliha Fıstık
Şükriye Memeli
Ayşe Damarlı
Havva Kalça
Kasım Topbaş
Abdullah Başıbüyük
Ümmügülsüm Gitti
Ali Geber
İsmail Ölüm
Menderes Katil
Hanım Seviş
Yunus Gay
Özdemir Damızlık
İzzet Angut
Türkan Romantik
Ali Ali
Hafize Kazma
Ali Tost
●● Ve
● EZAN..!?
Ezan ile ilgili Kur’an-ı Kerim:
“Namaza çağırdığınız (namaz için Ezan okuduğunuz) zaman, onu bir eğlence ve oyun yerine koyarlar (konusu yaparlar). İşte bu davranış, onların akılları ermez (akletmez) bir topluluk olmalarındandır."
Maide, 5/58
Ezan, İslam dininde namaz vaktinin geldiğini insanlara bildirmek için yapılan çağrıya verilen isimdir. Ezan-ı Muhammedi olarak da adlandırılır. Sözlük anlamı bildirmek demektir. Ezan okuyan kişiye müezzin denir.
Ezan, namaz vakitlerini bildiren, ilan şeklidir. Kurtuluşa davettir.
İslam oluşumumuzun ve bu diyarın İslam diyarı oluşunun ilanıdır. Semboldür.
● Türkiye tarihinde büyük bir ihanete adım atılarak 18 yıl Ezan’ın Türkçe okutulması sağlanmış ve hala yüreğinde derin yaralar açılan milletimiz, bu densizliği asla unutmamış ve unutması da mümkün değildir. Bununla birlikte o gündür bu gündür bunu yapanları da af etmiyor ve etmeyecektir! Buna imza atanlar mahşerde asla hesap veremezler.
● İlk Türkçe ezan 3 Şubat 1932 tarihinde Hafız Rıfat Bey tarafından Fatih Camii’nde okunmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 18 Temmuz 1932 tarihli bir genelgesi ile de ezanın sadece Türkçe okunmasına karar verilmiştir.
Uygulama 16 Haziran 1950 tarihinde kabul edilen kanuna kadar sürmüş olup, 18 yıllık yasaktan sonra, kanun ile ezanın okunmasında kullanılacak dil serbest bırakılmıştır. Milletimiz için tarihi ve dini önem arz eden bu karar, büyük bir teveccühle karşılanmış ve bu hatıra hala anılmakta, bunu gerçekleştirenler de rahmet ve minnetle anılmaktadırlar.