Konya da yaşatılan güzel gelenekler arasında ‘’Şivlilik’’ ve ‘’Fener Alayı ‘’ etkinlikleri yerini korumakta ve devam etmektedir.
Hicri takvime göre Üç Aylar ın başlangıcı olan Recep ayının ilk Perşembe gecesini Cuma ya bağlayan gece de Regaib Kandili sabahını kutlamak için çocuklar tarafından yapılan kandil kutlama etkinliğine Şivlilik adı verilmiştir.Regaib Kandilin den bir gece önce yapılan etkinlik ise Fener Alayı geleneğidir.
Bu gelenekler sadece Konya ya özgüdür.
ŞİVLİLİK;
Üç ayların başlangıcını kutlamak amacı ile Osmanlı döneminde II.Selim den itibaren(1566-1574 )den itibaren devam etmektedir. Konya’ya özgü yapılan güzel bir etkinliktir.Bu etkinlik çocuklar tarafından yapılır ve günümüzde de devam etmektedir.Şivlilik isminin nereden geldiği kaynaklarda farklı şekillerde ele alınmıştır.En çok bilinen ve günümüze aktarılan birkaç rivayete yer verelim.Ebu Bekir Muhammed Şib’li adlı bir sufinin Peygamber Efendimiz (s.a.v.)in ana rahmine düşmesinden mutluluk duyan bu zat kapıları çalıp (Şibi-i)diye müjde vermesi ve çaldığı kapılarda ki insanların ona hediye vermesi üzerine onun kullandığı kelimenin sonradan şivlilik olarak aktarılması ile bu ismi aldığı rivayet olunur.Diğer bir rivayet Konya lı şair İsmail Detseli nin (Şivlilik -Pişinin Tarihçesi) yazısında yer almıştır.Şivliliğin tarihçesini annesinden öğrettiğini belirten şair 1071 den önceleri Konya ya göçer olarak yerleşen atalarımızdan çadır hayatı yaşayan analarımızdan birinin beyi yağlı hamur yemeği ister.Taşınması kolay olsun diye o dönemlerde yanlarında sadece yufka ekmeği bulunmaktadır Hanımda farklılık olsun diye bugün pişi dediğimiz yağda kızaran hamurdan yapmaya kara verir .Ancak günümüzde ki gibi sıvı yağ yoktur kendilerinin yaptığı tereyağdan yapacaktır pişileri.Sabah erken saatlerde çadırın önüne bir ateş yakıp büyükçe bir kapta bolca yağı eritir.Yuvarladığı hamurları yağa salar.Hamurun kızgın yağda çıkardığı şiv şiv şiv civir civir tatlı sesler ve kokusu etrafa yayılır.Oba da küçük büyük herkes sesin ve kokunun olduğu yere toplanır Çıkan seslerden ( şiv ve vicirler) dolayı şivlilik adını alır ve günümüze kadar değişmeden gelir.Vedat Çakır ise (Konya nın Geleneksel Eğlence Kültürü)yazısında ‘’Konya da çocuklar yırtıcı göçmen bir kuş olan ve yerel ağızda( Cüllülük )adıyla bilinen kuşun taklidini yapmak için) ses dolayısıyla şivlilik adı gündeme gelmiştir’’ ifadesini kullanmıştır.
Regaib Kandili gündüzü yapılan etkinlikde çocuklar toplu şekilde evleri dolaşarak çeşitli manilerle halkın kandilini kutlayarak Üç ayların başlangıcında ki neşe ve coşkuyu çevreye yaşatırlar.Bu güne halk arasında İlk namaz da denilmektedir.Çocuklar evleri dolaşırken ‘’Şivili şivili şişirmiş,Erken kalkan pişirmiş ,İki çörek bir börek,Bize ilk namazlık gerek şivlilik’’ şeklinde ki manilerler evleri dolaşırlar.Evlerde de Şivlilik hazırlığı günler öncesinde başlamaktadır.Konya da çarşı pazarda şivlilik hazırlıkları renkli manzaralar oluşturur.Şivlilik de çocuklara ikram edilecek Pamuk şekeri ,şekerlemeler,kuruyemişler,gofret bisküvi gibi ikramlıklar için herkes alışveriş yapar.Şivlilik günü bu ikramlıklar Kandil kutlamak için gelen çocuklara verilir ve böylece bu günün neşesi katlanarak yaşanmış olur.Evlerde ki diğer bir hazırlık ise Pişi ve yufkalı helva dağıtma etkinliğidir.Evlerde hazırlanan yağda kızartılan hamurlar pişi adını almıştır.Ayrıca un ve pekmezle yapılan helva evde yapılan yufkanın arasına konarak dağıtılmaya hazır hale getirilir. Evinde pişi ve helva yapanlar komşularına bunu dağıtarak mübarek üç ayların başlangıcını sevinçle karşıladıklarını belirtirler.Şivlilik böylesine neşeli güzel insanları birbirine kaynaştıran ,mübarek günlerin başlangıcını hatırlatmaya yöneliktir.En önemlisi de bu mübarek günleri çocuklarımızın hayatına yerleştirmek adına güzel bir uygulama olmasıdır.Şivlilik günlerinde bu çoşkuyu yaşamak için Konya dışından da misafirler şehrimize gelmektedir.
FENER ALAYI:
Fener Alayı etkinliği de üç aylarda yapılmaktadır.Kandil Gecelerinde de yapılan etkinlik günümüzde de büyük ilgi ile devam etmektedir.Fener Alayı Regaip Kandili’nden bir gece önce yapılmaktadır.Akşam ezanından sonra ;çocuklar ,gençler,büyükler bir araya gelirler.Eski dönemlerde her mahallede yapıldığından mahalle sakinlerinin tümü de katılım yapardı.Çocuklar ellerine rengarenk fenerleri alarak yürüyüş yaparlar .Etrafta ki dükkanlar ,iş yerleri de fenerlerle çevrelerini süsleyerek rengarenk bir güzelliğin ortaya çıkmasına katkıda bulunurlar.Fenerlere irili ufaklı karpuz davul, sünme,kuyruklu gibi şekillerine göre isimler verilmektedir.Fenerler Işığı dışarı yansıtacak türde kağıtlardan imal edilmektedir ve fenerlerin içlerine mum yerleştirilerek aydınlatılma yapılır .Ortaya rengarenk çok güzel görüntüler çıkmaktadır.Bazen de sokaklar bile fenerlerle boylu boyunca süslenir yürüyüş bu yollarda yapılır.
Günümüz de bu etkinlikleri belediyeler tarafından da düzenlenerek kapsamlı bir şekil almıştır.Belediyenin yaptığı organizasyonlar da eski dönemde ki şenliklerde yapılan Hacivat –Karagöz ,Palyaço,havai fişek gösterileri ve çeşitli oyunlar sergilenmektedir.Gecenin sonunda belediye tarafından hazırlanan ikramlıklar halka dağıtılır.
Türk - İslam tarihinde ki bu güzel gelenekler ,hem dini değerleri geleceğe taşıyor hem zengin bir Türk kültürünün yaşatılmaya devam ettiğini sergiliyor.Gelecekte de bu güzel geleneklerimizin devam etmesi adına gayret göstermeye devam ederken pırıl pırıl yeni nesillerimize bırakılacak en güzel mirasların bunlar olduğunu unutmamamız gerekmektedir.