Amerika terörü karşısına alacak mıdır, yoksa onunla beraber yürümeye devam mı edecektir?
Suriye’nin kuzeyinde, Türkiye sınırı boyunca uzanan alanda “Güvenli bölge” oluşturmak için son günlerde Türkiye ile ABD arasında görüşmeler yoğunluk kazandı; hatta yapılan açıklamalara göre iki ülke arasında önemli başlıklarda mutabakata bile varıldı.
Türkiye, Fırat’ın doğusunda kalan toprakların bir barış koridoru olması ve bu alanda güvenli bölge oluşturulması fikrini Suriye iç savaşının çıkışından az sonra yani 2012 yılından beri seslendirmektedir.
Kobani, Hasake, Kamışlı, Rakka ve Deyrizor gibi yerleşim birimlerini kapsayan bu alan, o tarihlerde şayet silahlardan ve terörden arındırılmış olsaydı, bugün Suriye’deki durum bu denli içinden çıkılmaz bir hale dönüşmezdi.
O tarihlerden beri Türkiye’nin bu önerisine en çok karşı çıkan şüphesiz ABD’ydi. Bu süre zarfında binlerce uçak ve tır dolusu silahı bölgeye sevk etmesi ABD’nin gerek Suriye ve gerekse Ortadoğu ile ilgili neler düşündüğünü açıklamaktadır.
Fırat’ın doğusunun terör yuvası ve silah deposu haline getirilmesinden en çok zarar ve tedirginlik duyan ülke şüphesiz Türkiye.
Bugün dünya gündemini oluşturan “Güvenli Bölge” oluşturulması fikri, Türkiye’nin bu konudaki kararlılığının sonucu.
Cumhurbaşkanı’nın “Fırat’ın doğusundaki terör koridorunu paramparça etmekte kararlıyız. Ne gerekiyorsa yapacağız.” mealindeki sözleri Türkiye’nin kararlılığını göstermektedir.
Türkiye’nin ABD ile birkaç aydır devam eden görüşmeleri nihayete ermek üzere. Amerikalıların endişeleri ve direndikleri noktalar; Güvenli Bölgenin derinliği, bölgenin yönetimi ve bölgede yeralan PPK/YPG terör örgütünün varlığı üzerine yoğunlaşmış durumda.
Türkiye, Güvenli bölgenin 35-40 km arasında bir derinliğe sahip olmasını isterken ABD bunun 5 – 14 km arasında kalmasını savunmakta.
Güvenli Bölgenin yönetim merkezi konusu, mutabakata varılan konular arasında bulunmakta. Yönetim müştereken ve merkez Türkiye olacak.
PKK/YPG’nin bölgeden tamamen çıkarılması ve silahların toplanması Türkiye’nin her zaman seslendirdiği bir görüş. ABD ise YPG’nin bölgede kalması görüşünde. Silahlar konusunda nasıl bir politika izleyecek onu göreceğiz.
Gelinen son noktada hem ABD ve hem de Türkiye yaptıkları açıklamalarla,Güvenli Bölge konusunda anlaşmaya varıldığını duyurdular.
Rusya’ya göre mevcut durum ABD’nin Türkiye’yi oyalaması ve zaman kazanmasından başka bir şey değil.
İngiltere, planın ABD ile Kürtler arasında gerginliğe sebep olacağı görüşünde. Yani hayata geçirilmesi zor olarak görülüyor.
Suriye ise mevcut gelişmeyi, Suriye’ye saldırı olarak görmekte. Kürt grupları ise Türkiye’nin kesinlikle bölgeye yaklaştırılmamasını savunmaktalar.
Türkiye ise; tek taraflı da olsa “barış koridorunu” oluşturmakta kararlı.
Türkiye’nin güvenliği ve geleceği için önemli olan bu konuda, Türk ordusu eller tetikte beklemektedir.
“Terör koridoru” olarak mı kalacak yoksa “barış koridoru” mu olacak?
Bu karar elbette Türkiye için önemlidir fakat asıl Amerika için bir güven testidir. Terörü karşısına alacak mıdır yoksa onunla beraber yürümeye devam mı edecektir.
***
Bugün Kurban Bayramı.
Bayramınızı kutluyorum; bu vesileyle yaratanın zalimler karşısında masumlara ve mazlumlara direnç ve güç vermesi gönülden dileğimizdir.
Osman KÖSE