Siyaset
Giriş Tarihi : 18-04-2017 15:05   Güncelleme : 18-04-2017 15:05

Ak Parti’de Kopan Kafalardan Kuleler Oluşacak…

duvardibi.tv’de Dr. Mehmet Hakan Sağlam imzalı bir yazı yayınlandı.

Ak Parti’de Kopan Kafalardan Kuleler Oluşacak…

Yazı deyim yerindeyse referandum sonrası AK Parti içinde yaşanacak depremin ilk habercisi niteliği taşıyor.

Dr. Mehmet Hakan Sağlam yazısında, AK Parti teşkilatlarının yeter derecede çalışmadığından hareketle, çıkacak seçim sonuçlarının teşkilatlarda önemli tasfiyelere yol açacağı uyarısını daha önce yapmış olduğunu belirterek, “18 Maddelik Anayasa Değişikliği referandumu sürecinde, AK Parti’nin tüm birimlerinde tıpkı 7 Haziran 2015 seçimlerindeki gibi bir miskinlik mevcuttu. Sokaklarda ve meydanlarda asla seçim heyecanı yoktu. Sayın Erdoğan ve Sayın Binali Yıldırım her şeyi sırtlanmış durumdaydı” diye yazdı.

İşte o yazıdan öne çıkanlar;

18 Maddelik Anayasa Değişikliği referandumu sürecinde, AK Parti’nin tüm birimlerinde tıpkı 7 Haziran 2015 seçimlerindeki gibi bir miskinlik mevcuttu. Sokaklarda ve meydanlarda asla seçim heyecanı yoktu. Sayın Erdoğan ve Sayın Binali Yıldırım her şeyi sırtlanmış durumdaydı.

On beş gün önceki yazımda da şunları yazmıştım;

“Ey AK Partili Bakanlar, Milletvekilleri, Belediye Başkanları ve Meclis Üyeleri!

Ayıp ediyorsunuz! Yazık ediyorsunuz! Ekmek yediğiniz kaba pisliyorsunuz! Bu şekilde “Yan gel yat Osman!” tavrıyla oy toplayamazsınız. Türkiye’deki politik istikrar ve başarının arkasına saklanıp, çok önemli işler yapıyormuş pozlarına girmekten vazgeçin. Fındık kadar beyninizle ancak kendinizi kandırabilirsiniz. Ve şunu hiç unutmayın ki; ne yapıp yapmadığınızı herkes çok iyi biliyor.” 

AK Parti ve hükümet kadrolarında görev yapan kişiler bugün ciddi şekilde “metal yorgunluğu” yaşıyor. “Benim alternatifim yok, ben gidersem AK Parti biter, Türkiye çöker” düşüncesine sahip bu insanların değiştirilme vakti çoktan gelip geçmiştir. Unutmayalım ki koskoca bir yolcu uçağının düşmesine ve 350-400 insanın ölmesine sebep olan şey; metal yorgunluğundan dolayı mukavemetini kaybeden küçücük bir perçin parçasıdır.

Şu an itibarıyla sandıkların tamamı açılmış ve %51,4 oy oranıyla Anayasa değişikliği kabul edilmiştir. İstanbul ve Ankara gibi iki büyük şehirde ise EVET oyları %50’nin altında kalmıştır. Anlaşılan o ki, AK Parti ve MHP birlikteliği EVET oylarına herhangi bir katkı sağlamamıştır.

Bu sonucun ortaya çıkmasında Cumhurbaşkanı başdanışmanlarından Şükrü Karatepe isimli zatı muhteremin “eyalet sistemine geçilebileceğini” dillendirmesi ve Sayın Devlet Bahçeli’nin de seçimden iki gün önce katılmış olduğu bir TV programında bu konuyu eleştirmesi son derece etkili olmuştur. Gerek başdanışman olacak kişinin, gerekse Sayın Bahçeli’nin açıklamalarının son derece yanlış ve yersiz olduğu, bu talihsiz açıklamanın EVET oylarını % 2-3 puan gerilettiği bir gerçektir.

Gelelim %51,4’ün esas sorumlularına.

Üzülerek ifade ediyorum ki Referandum oylamasında %60 gibi rahat bir sonuç elde edilememesinin en bariz sorumluları; seçimde ilk defa oy kullanacak 18 yaş gençliğine hitap edemeyen, bu ülkenin önemli bir kesimini oluşturan Alevi kardeşlerimizi kucaklayamadığı gibi onları CHP’nin kucağına iten, belediyelerde ve bunların iktisadi işletmelerinde kendileri dışında hiç kimseye istihdam olanağı tanımayan, hepi topu 18 maddelik anayasa maddelerini halka izah etmekten dahi aciz, inandırıcılıklarını kaybetmiş, halka asla güven vermeyen ve Sayın Erdoğan sayesinde siyaseten ayakta kalan çapsız ve kifayetsiz Milli Görüş kökenli siyasetçi, bürokrat ve partililerdir.

Hükümet karşıtlarınca “Yandaş medya” olarak isimlendirilen televizyon kanallarına çıkıp, tartışma programlarında konuşma cesaretini gösteren insan sayısı inanın çok fazla değil. Hepsini toplasanız 20 veya 30 kişi ya çıkar ya çıkmaz. Refah Partisi tabanının %7-8’lik Milli Görüş oyları, bugün %52’lere ulaşmışsa bunun birkaç tane sebebi vardır.

Birinci ve en önemli faktör; Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisidir. Erdoğan’ın liderliği, Türk toplumunun ona duyduğu saygı, sevgi ve güven hiçbir şekilde tarif ve izah edilemez.

İkinci faktör; Türk halkının ferasetidir. 100 yıldır kaptanı olmayan bir gemi gibi, okyanusta kâh oraya kâh buraya savrulan bu halk, kanının son damlasına kadar ülkesini ve liderini korumayı kendine görev bilmiştir.

Üçüncü faktör olarak AK Parti’nin kendisini ve teşkilat kadrolarını söylemek isterdim ama maalesef böyle bir durum söz konusu değil. Çünkü Erdoğan dışında hiçbir siyasetçinin toplum nezdinde zerre kadar karşılığı yok.

Türk halkı AK Parti’ye sadece tek bir nedenle oy verip destekliyor ki o da; Erdoğan varlığıdır. Erdoğan’ın herhangi bir nedenle Türk halkına yeni bir partiyi hedef göstermesi durumunda (ki bu parti örneğin “Türkiye Yeşiller Partisi” dahi olsa), o partinin tek başına iktidara geleceğinden emin olabilirsiniz.

TEŞKİLATLAR YETERLİ PERFORMANS GÖSTERMEDİ

Dün akşam katılmış olduğum bir TV programında seçim sonuçlarını değerlendirirken şöyle bir tespitte bulundum; “Ben ve benim gibi bir avuç insanın seçim sürecinde gösterdiği performansı maalesef AK Parti teşkilatlarının hiç birisi göstermedi. İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde ne belediye başkanları, ne belediye meclis üyeleri, ne de AK Parti teşkilatları, ne kadın ve gençlik kolları zerre kadar çalışmadı. Partinin tüm birimlerinde büyük bir rehavet, tarifsiz bir isteksizlik ve heyecan yoksunluğu mevcuttu.”.

Sayın Yıldırım ve Sayın Erdoğan’ın danışman kadroları başta olmak üzere, hemen her kademe de çok ciddi bir temizlik yapması elzem hale gelmiştir. Seçimde hatası ve kusuru olan, çalışmayan, FETÖ ve diğer terör örgütleriyle işbirliği içinde olup pasif kalan, makamının ve ünvanının hakkını veremeyen ne kadar “çapsız” varsa hepsinin kellesinin alınması gerekiyor.

Kendisini, görev yaptığı il veya ilçenin ülkenin hakimi zanneden ve hiçbir iş yapmadığı halde, bıkıp usanmaksızın boş boş işler için günde birkaç yüz bin tane SMS mesajı gönderen belediye başkanları tanıyorum. Bırakın “HAYIR” oyu verecek kişileri ikna etmeyi, “EVET” oyu verecek kişileri ikna etmekten bile yoksun olan bu beceriksizlere ne zaman ve nasıl hesap sorulacak işte onu merakla bekliyorum.

Olmazsa ne olur?

AK Parti bir daha ki seçimde, şimdi almış olduğu oyu rüyasında bile göremez.

Bu arada merak ettiğim bir diğer konu, İstanbul Büyükşehir Başkanı Kadir Topbaş ve istisnasız tüm ilçe belediye başkanlarının seçim süresince neler yaptığı.

Sözüm ona Ahmet Davutoğlu ve Abdullah Gül gibi ağır topların sergilediği tavır ise sanırım hiç bir zaman unutulmayacak.

Olan oldu, geçen geçti.

Bugün yeni ve güçlü Türkiye’ye uyandık.

adminadmin