‘DARBE’ DİYEMEYEN BİR DÜNYAYLA KARŞI KARŞIYAYIZ

Şahin, bir takım programlara katılmak üzere geldiği Samsun'da, Valilik binasında gerçekleşen Engelli Veri Tabanı ve Kadın Sağlığı Projesi'nin sunumuna katıldı.
 
Burada Vali Hüseyin Aksoy'dan bilgiler alan Bakan Şahin, daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
 
Bir gazetecinin Mısır'da ordunun yönetime el koymasıyla ilgili soruya Bakan Şahin, şu cevabı verdi:
 
"Canlı yayında darbe izledik. İnsanın içini acıtan bir durum yaşanıyor. Çünkü Mısır herhangi bir ülke değil, çok önemli bir ülke. Arap birliğinin ve Müslüman dünyasının odak noktalarından olan bir ülke. Buradan özellikle çok üzüldüğüm bir şeyi itiraf etmek istiyorum. Dünyadaki çifte stardardı Mısır üzerinde çok net bir şekilde gördük. Avrupa Birliği normlarını, Avrupa Birliği Kopenhag kriterlerini,  Birleşmiş Milletlerin koyduğu bütün kriterleri alt üst eden, sandıkla gelen bir iktidarın bir yılı dolar dolmaz bir darbeyle, iktidardan uzaklaştırılması, halkın egemenliği noktasında konulan bütün ölçüleri alt üst eden bir durumdur. Ama çıkan cılız sesler, darbe bile diyemeyen bir dünyayla karşı karşıyayız. Bu bakımdan da son yaşadığımız olayın nasıl büyütülüp, Avrupa Parlamentosu'nun hızlı bir şekilde toplanıp Türkiye'yi kınama kararı çıkartma cürretine rağmen, Mısır'daki üç maymunu oynamaları da bir ibret tablosu dünyada. O yüzden biz ülkemizde demokratikleşme, özgürleşme, ekonomik kalkınma, kendi iç bütünlüğümüzü sağlamamız güçlü bir Türkiye, kalkınmış bir Türkiye'nin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Hem bölge barışı, hem dünya barışı adına."
 
Çocuk haczi
 
Bir gazetecinin "Çocuk haczi" konusunda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın çalışmasının olup olmadığını sorması üzerine Bakan Şahin, konu hakkında toplumda bilgi kirliliği olduğunu söyledi.
 
Bakan Şahin, şöyle devam etti:
 
"Çocuğun üzerinden birbirine acı çektirmeye çalışan, evlilik bittikten sonra çocuğun yüksek mefaatini korumak yerine çocuğu kullanarak birbirine acı çektirmeye giren örnekler görüyoruz. Bu kabul edilemez. Dolayısıyla eğer burada kadın mağdur ediyorsa, kadına karşı biz o çocuğu korumak, aileyi korumak durumundayız. Babaların haklı talebine karşı biz Adalet Bakanlığı ile çalışıyoruz. Aslolan şey çocuğu en zarardan bu süreçten çıkarmak ve onun psikolojik olarak bu süreçten en az zararla çıkmasını sağlamak. O yüzden bu durumda olan, özellikle ben bir kadın olarak annelerimeze ve kadınlarımıza sesleniyorum, yaptığınız ve yapmadığınız herşeyin çocuğun üzerindeki etkisine bakarak kararınızı verin. O çocuk hepimizin. O çocuk yanlızca onların değil bizim ülkemizin geleceği. Bu bakımdan iki bakanlık olarak yapılması gereken ne varsa yapıyoruz. Muhtemelen Ekim ayı içinde bu konuyla alakalı düzenlemeler yapılacak."