Kültür
Giriş Tarihi : 13-07-2018 08:58   Güncelleme : 13-07-2018 08:58

Mesnevi’den Seçmeler

Padişahın Öfkesi

Mesnevi’den Seçmeler

Bir padişah, adamlarından birine öyle kızdı ki onu idam ettirmek istedi. Kılıcını kınından çıkardı. Yaptığı yanlışın cezasını vermek için kendi elleriyle adamın başını kesmeyi düşünüyordu.

Kimse, padişaha bir şey söylemeye cesaret edemiyordu. Yalnız padişahın yakınlarından İmadülmülk adlı biri yerinden sıçrayıp padişahın ayaklarına kapandı. Bunun üzerine padişah, hemen elinden kılıcını bıraktı ve şöyle dedi:

- Şeytan bile olsa suçunu bağışladım. Senin benim yanımda o kadar kıymetin var ki yüz binlerce kızgınlıktan vazgeçebilirim. Yerle gök birbirine karışsaydı, bu adamı yine affetmezdim. Vücudunun her zerresi, ayrı ayrı yalvarsaydı, yine de başını kılıçtan kurtaramazdı. Buna rağmen senin hatırına onu bağışladım.

Adam, böylece padişahın gazabından kurtuldu. Ne var ki İmadülmülk’e öyle incindi ki selâm bile vermez oldu. O iyi insanla ahbaplığını kesti.

Halk, bu duruma çok şaşırdı. Herkes, “Canını kurtaran adama nasıl darılır? Nasıl selâmı sabahı keser?” diye hayret etti. Sonunda aralarındaki kırgınlığı gidermek isteyen biri adama gelip şöyle dedi:

- Böylesine iyi bir adama niye eziyet ediyorsun? Seni padişahın gazabından kurtardı. Kötülük bile yapsa, dosttan kaçılmaz. Halbuki o temiz ve iyi dost, sana pek büyük bir iyilikte bulundu.

Adamın bu sözlere cevabı şöyle oldu:

- Ben, canımı padişaha feda edecektim. O neden araya girip beni affettirdi? Ben padişaha yüzümü dönmüş, onu sevmiş; ondan başkasını yok bilmişim. Öfkeyle başımı kesseydi bile, bana altmış can bağışlamış olurdu. Padişahın eliyle kesilen başa ne mutlu! Yazıklar olsun ondan başkasına eğilen başa!

adminadmin