Siyaset
Giriş Tarihi : 02-10-2013 12:38   Güncelleme : 02-10-2013 12:38

SÜREKLİ ENGEL ÇIKARAN BİR MUHALEFET VAR

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yurtdışı Müteahhitlik ve Teknik Müşavirlik Sektörü Değerlendirme Toplantısı ve Ödül Töreni'nde konuştu.

SÜREKLİ ENGEL ÇIKARAN BİR MUHALEFET VAR
Geçen hafta Cuma günü İstanbul'da çok anlamlı bir teslim töreni yaptıklarını belirten Erdoğan, 2004 yılında milli imkanlarla yapılması planlanan 8 farklı savaş gemisi ve denizaltına ilişkin MİLGEM projesi kapsamında ikinci geminin denize indirildiğini anımsattı.
 
Bu projeye başlandığında hiç dikkatleri çekmediğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
 
"Hatta belki de birileri bizim hayal gördüğümüzü zannetmişti ama 2011 yılında milli imkanlarımızla ürettiğimiz ilk yerli savaş gemisini tamamladık ve denizlerimize gönderdik, Heybeliada gemisi. Ardından geçen cuma günü de ikinci gemiyi tamamladık, Büyükada. Onu da denizlerimize uğurladık. Şimdi 3 ve 4. gemilerin de yapılması için kararımızı aldık. O projelere de başlıyoruz. 4 tane ayrı gemiye de özel sektör tersanelerinde başlıyoruz. Onların da ihalesi yapıldı, kararı açıklanmak üzere. Ona göre 4 tanesini de özel sektör tersanelerinde yapacağız ve böylece en kısa sürede bu 8 gemimiz silahlı kuvvetlerimize katılmış olacak. Türkiye'yi böylece dünyada kendi gemisini üretebilen 10 ülke arasına yükselttik. 2004'te hayal görünen, bundan 15 yıl-20 yıl önce hayali bile kurulamayan bir alanda biz bugün dünya ölçeğinde başarılara imzamızı atıyoruz. İşte bu demokrasiyle oldu. Bu başarılar içeride huzurun, güvenin, istikrarın tesis edilmesiyle oldu."
 
Başbakan Erdoğan, 2023 hedeflerine ilerlerken, hem demokrasinin, hem huzurun, güvenliğin, istikrarın, kardeşliğin çok daha pekiştirilmesi gerektiğini belirterek, demokrasinin ekonominin de sosyal hayatın da adeta bir mecrası olduğunu söyledi.
 
Erdoğan, "Yani nehirler gibi ekonominin ve sosyal hayatın akıp gittiği bir yataktır. Su çoğalırsa nehir yatağı dar gelir, sel baskınları olur. Ekonomik ve sosyal vizyon demokrasinin standartlarıyla buluşamazsa orada da taşkın olur. Bizim işte bunun için güçlü bir ekonomi, güçlü bir sosyal dayanışma için en geniş manada demokrasiye, demokratik standartlara ihtiyacımız var. 2023 hedeflerini işte böyle paralel bir ilerlemeyle yakalayacağız. 11 yıl boyunca demokrasi ve ekonomiyi paralel ilerlettik. Bundan sonra da aynı şekilde sürdürecek ekonomi ve demokrasiyi birlikte büyüteceğiz" diye konuştu.
 
"Tahmin ettiğimiz gibi"
 
Demokratikleşme paketini açıklarken, muhalefetin tutumu hakkında bazı öngörüleri olduğunu anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
"11 yılın verdiği tecrübe kolay değil, siyasette de 40 yılın verdiği tecrübe. Artık muhalefetin nerede ne diyeceğini, neye nasıl kulp takacağını, nasıl eleştireceğini az çok ezberledik. Nitekim dün ve bugün muhalefet temsilcileri tam da tahmin ettiğimiz gibi pakete kulp takmaya, eleştirmeye, paket üzerinden o bildik korku senaryolarını tekrar etmeye başladılar. Dünyanın hiçbir yerinde yenilikleri eleştiren, yenilikler karşısında duran bir muhalefet yoktur. Normal olan muhalefetin reform iradesi ortaya koyması, iktidarın bunu frenlemesidir. Senin reforma yönelik attığın bir adım var mı, bir teklif var mı bunu ortaya koy. Böyle bir şey söz konusu değil. Bizde iktidar reform iradesi ortaya koyarken buna sürekli ivme kazandırırken aynı zamanda sürekli frene basan, sürekli engel çıkaran, hendek kazan bir muhalefet var."
 
"Dün ve bugün paket ile ilgili söylenenleri alt alta koyun 11 yıl boyunca her yenilik karşısında söylenenlerden tek bir farkını bile bulamazsınız" diyen Erdoğan, "Kendilerini yeni kelimeler, yeni cümleler, yeni argümanlar üretme konusunda bile zorlamıyor, buna dahi zahmet etmiyorlar" değerlendirmesinde bulundu. Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
 
"27 Mayıs'ın Milli Kütüphanedeki arşivden gazetelerini çıkardım, şu gazetelere bir bakayım dedim. İnanır mısınız bugün atılan başlıklar neyse 27 Mayıs'ta da aynı başlıklar atılmış. Sanki onları inceletiyorlar ve o başlıkları alıp bugüne taşıyorlar, çok ilginçtir. Fakat biz yine de 'bir musibet bin nasihatten evladır' derler ya. Bizim muhalefet yaşadığı onca musibet, onca hezimete onca yanılgıya ve yenilgiye rağmen nasihat almamakta, kendisini değiştirmemekte ısrar ediyor. Er ya da geç millet bu muhalefet partilerini değiştirecek, bugüne kadar değiştirdiği gibi, değişime zorlayacaktır. Muhalefet partileri en az iktidar kadar, en az millet kadar, hatta en az kendi tabanları kadar değişime açık olduğnda inanın Türkiye'nin standartları o zaman çok daha ileriye gidecektir. Paketle ilgili ortaya konulan senaryoların tamamı asılsızdır. Üretilen korku senaryolarının tamamı içi boş iddialardır. Yapılan eleştiriler laf olsun kabininden, biz de birşey söyledik kabininden, adet yerini bulsun kabininden eleştiri seviyesini maalesef geçemiyor."
 
"Milletin sevincini, gururunu paylaşamıyor"
 
"Türkiye'nin hiçbir başarısıyla sevinemeyen, hiçbir gururunu paylaşamayan, baştan aşağı kötümserlik hastalığına tutulmuş bir muhalefet ne yazık ki demokratikleşmede atılan adımlarda karşısında da milletin sevincini, gururunu paylaşamıyor" diyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
 
"Biz bugüne kadar bu yolda milletimizle beraber yürüdük. Sizlerle yürüdük, bundan sonrda da milletimizle yürümeye, sizlerle birlikte yürümeye devam edeceğiz. Dünyanın gerekleri neyse, işte buyrun bu sabah televizyonları dinlediniz. Bakınız Amerika'da Kongre, şu anda kepenkleri adeta indirdi. Şu anda Amerika'nın çalışanları maaş alamayacak noktada. Bakınız durum nereden nerelere geliyor. Fakat biz şu 11 yıl içerisinde bizden önceki dönemlerde olduğu gibi memuruna maaşını ödeyemeyen bir iktidar olmadık, işçisine maaşını ödeyemeyen bir iktidar olmadık. Biliyorsunuz zorunlu tasarruf dediler, 13,5 katrilyon işçiden, memurdan para kestiler, geldik biz ödedik. 3,5 katrilyon konut edindirme yardımı adı altında para topladılar maaş ödemek için. Geldik, biz gittik bütün arşivlerden, raflardan indirdik, zavallı benim işçi kardeşim, memur kardeşim devletten alacağını bile bilmiyor. Elinde bunu teşvik edecek belgesi bile yok. O belegeleri bile biz çıkardık, ödemeye başladık, şu ana kadar 3,5 katrilyon da onun için ödedik.  Dünyanın gerekleri neyse, milletimiz neyi hak ediyorsa Türkiye'yi hangi seviyeler bekliyorsa hak ediyorsa biz onu yapacak, onun mücadelesini vereceğiz."
 
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
 
"Böyle başarılı bir kadro varken, Türkiye'nin böyle yetişmiş elemanları, böyle başarılı firmaları, yöneticileri varken evelallah Türkiye'nin sırtı yere gelmez diye inanıyorum. Birlikte yürümeye, Türkiye'yi birlikte büyütmeye devam edeceğiz. Başarılarınızdan dolayı sizleri tekrar tebrik ediyorum. Artık Türrkiye'de kendi firmalarımız bir araya gelmek suretiyle konsorsiyum oluşturup onlarca milyar avroluk ihalelere girebiliyor. Şöyle bir 10 yıl geriye gidin acaba böyle bir irade var mıydı? Onlara kredi limitini bu denli yükseltebilecek finans sektörü var mıydı? Şimdi dışarısı böyle bir şeyi kapatma yoluna gitse kendi finans kuruluşları bile bunu finanse edebilecek noktaya gelmiş vaziyette. Bunlar bizim nereden nereye geldiğimizi gösteriyor. Bu cesaredi bu kurumlarımız keninde bulabiliyorsa işte bu Türkiye'de yönetimin, idarenin halkıyla kurumlarıyla ne denli bütünleşebildiğini göstermesi bakımından çok önemli."
adminadmin