Van’da travma devam ediyor

İpekdal,  “ Öncelikle burada konuşmamıza vesile olan herkese teşekkür ediyor, siz değerli katılımcılara da hoş geldiniz diyorum. Malum üzere yaşanan üzücü Van Depremi’nde genel koordinasyon görevi yeni kurulan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımıza verildi. Genel koordinasyon görevi çerçevesinde Bakanlığımız tarafından 05-19 Aralık tarihleri arasında Samsun heyeti olarak Van ilinde görevlendirildik. Van’da karşılaştığımız manzaralar tabiî ki de insan olarak hepimizi derinden sarstı. Orada yaşayan insanlar hala deprem ve deprem sonrası travmanın etkisi altında. Çünkü deprem diğer doğal afetler gibi ne zaman nerede yaşanacağı kestirilemeyen bir afet biçimi. Örneğin; sel, tayfun, fırtına gibi doğal afetler ne zaman ve nerede olacağı tahmin edilebildiğinden şehirler boşaltılıyor ve önlemler alınabiliyor. Deprem ise bugünkü tekniklerle nerede ve ne şekilde olacağı net olarak bilinmemesi nedeniyle depremin etkileri sadece binalarda değil insanların psikolojileri üzerinde de derin sarsıntılar oluşturabiliyor. Bu durumu açıklamak için örnek vermek gerekirse; bizim yoldan geçen kamyonun evimizde yaşattığı küçük bir sarsıntıyı bile orada yaşayan insanlar deprem olarak algılıyor ve bulundukları kapalı mekanlardan hemen kaçıyorlar.” Dedi.

 
“KAMU BİNALARININ ZARAR GÖRMESİ HASARI 2-3 KATA ÇIKARIYOR.”
 
Bu tip bir afette kamu kurum ve kuruluşlarının zarar görmesi depremin zafiyetini hem maddi hem psikolojik anlamda daha da arttırmaktadır. Özellikle depremin yaşandığı ilk 2 gün şehre büyük bir travma yaşatmış. Çünkü sadece orada yaşayan halk değil asker de polis de memur da depremzede. Tabi bunu fırsat bilen provokatörler de olunca devletimiz ihtiyaç sahiplerine sadece hizmet götürmekle kalmamış bu engellemelerle de mücadele etmiştir.
 
“ DEVLETİMİZ VE SİVİL TOPLUM KURULUŞLARIMIZ VAN’DA BÜYÜK BİR ÇALIŞMA YÜRÜTÜYOR.”
 
Van’da meydana gelen deprem nedeniyle şu ana kadar 25 bin depremzede şehir dışı kamu misafirhanelerinde kalmak üzere nakledildi. Bakanlığımızın Erciş İlçesi ve Van Merkez olmak üzere kurmuş olduğu 2 koordinasyon merkezi’nde çalışmaları devam etmektedir. Bütün aileler, evler, insanlar tek tek ziyaret edilerek alan taraması yapılmakta ve ihtiyaçlar tespit edilmektedir. 7-8 metrekarelik çadırlardan oluşturulan 500-1000 çadırlık çadırkentlerde depremzedelerimizin güvenliği sağlanmakta; gıda, giyim ve barınma destekleri yanında sosyal ve psikolojik destek de sağlanmaktadır. Bakanlığımızın her çadırkentte kurduğu kreş çadırları, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurmuş olduğu çadır mescitler bunlardan sadece birkaçı. Van’a günde yaklaşık 200 tır yardım malzemesi gelmekte ve depolarda bu malzemeler tasnif edilerek ihtiyaç sahibi insanlara ve ailelere dağıtılmaktadır. Sevindirici olan bir nokta da şu ki; TOKİ’nin yapmış olduğu evlerde çatlak dahi bulunmaması ve bu evlerde oturan ailelerimizin yaşamlarına evlerinde devam etmeleridir. Son olarak dile getirmek istediğim hususta şudur ki; depremzedelerimize en az bu yardımlar kadar önemli olan hizmet de hallerini, hatırlarını sormak ve devletimizin onların yanında olduğunu hissettirmektir.
 
Konuşmaların ardından Van ilindeki izlenim ve çalışmaları içeren bir sunum da katılımcılara izletildi. Söyleşiye Ondokuzmayıs Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Şaban Sağlık, Yaşar Doğu Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç.Dr. Mürsel Akdenk ve öğrenciler katıldı.