Eğitim
Giriş Tarihi : 04-03-2016 14:45   Güncelleme : 04-03-2016 14:45

Rektör Adayi Mahmut Aydin Sadef Dergisi’ne Yazdi

Ondokuz Mayis Üniversitesi Rektör Adayi Mahmut Aydin Sadef Dergisi’ne Yazdi ÜNİVERSİTE-KENT İLİŞKİSİ: OMÜ ÖRNEĞİ Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektör Adayı İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof

Rektör Adayi Mahmut Aydin Sadef Dergisi’ne Yazdi
Ondokuz Mayis Üniversitesi Rektör Adayi Mahmut Aydin Sadef Dergisi’ne Yazdi ÜNİVERSİTE-KENT İLİŞKİSİ: OMÜ ÖRNEĞİ Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektör Adayı İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Aydın, Samsun SADEF Dergisi için Üniversite-Kent Ilişkisi: Omü Örneği’nin yazdı. Yazısında “Ondokuz Mayıs Üniversitesi, büyük oranda üniversiteyi çevreleyen kampüs duvarlarını aşıp kendisini besleyen toplumsal mekân, zemin ve kültürel tahayyülden soyutlamış bir görüntü arz etmektedir” diye yazan Aydın yazısının tamamı şöyle; AKADEMIK SEÇKINCILIK VE KÜLTÜREL ELITISM’E HAYIR Evrensel anlamda bilginin üretildiği, bilim ve teknolojinin yanında toplumların maddi ve manevi sorunları ile sosyal yaşamın, felsefesinin ve ilkelerinin belirlendiği kurumlar olan üniversiteler, bulundukları kentlerin lokomotifi olmak durumundadır. Çünkü üniversitelerin sahip olduğu misyon gereği sadece eğitim ve bilimsel araştırma ile yetinmeyip bulunduğu toplumun ekonomik, sosyal, kültürel, sanatsal ve politik ihtiyaçlarını da karşılama işlevini üstlenmesi gerektiğinden bu işlevini yerine getirebilecek bir hedef ve politikaya sahip olması artık bir zorunluluk haline dönüşmüştür. Bu noktadan bakıldığında üniversitelerin toplumsallığı veya toplumsal karşılığı olması, içinde bulunduğu toplumla içiçe olmasına ve ona olan katkısına bağlıdır.  Ancak fiili duruma bakıldığında bir taraftan üniversitenin “akademik seçkincilik” ve “kültürel elitizm” yaparak kendini toplumdan soyutlaması veya topluma kapaması, diğer taraftan da kentin yöneticilerinin,  sivil toplum kuruluşlarının ve sanayicilerinin kurulu düzenlerini ve zihinsel konforlarını bozmamamak için üniversiteden mümkün mertebe uzak durmaya çalışması üniversite ve içinde bulunduğu kentin birbirini beslemesini ve böylece her ikisinin de nitelikli bir şekilde gelişip büyümesini engellemektedir. Bu genel girişten sonra bu yazıda üniversite-kent ilişkisi çerçevesinde ağırlıklı olarak Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nin Samsun kenti ile ilişkisi üzerinde durulmaya çalışılacaktır. Bu yapılırken de üniversite-kent birlikteliğinin nasıl sağlanacağı ve üniversitenin şehre hangi alanlarda katkı sunabileceği üzerinde beyin fırtınası yapılacaktır. Bu bağlamda öncelikle,  yaşadığımız çağın bir gerekliliği hatta zorunluluğu olarak üniversitelerin bulundukları kentle ilişkisini geliştirmesi için öncelikle yukarıda  “akademik seçkincilik” ve “kültürel elitizm”  olarak ifade ettiğimiz yapısal zihniyet sorun veya sorunlarının ortadan kaldırılması gerekmektedir.  Çünkü eski Türkiye’nin en belirgin özelliği olan seçkinciliğin ve elitizmin artık yerini halkın iradesinin hakim olduğu ve her şeyin halk için yapılmaya çalışıldığı “Yeni Türkiye’de” üniversitelerin de “seçkinci bakış açılarını” terkederek, varlık nedenleri olan toplumu merkeze almaları gerekmektedir. Üniversiteler bu zihniyet dönüşümünü gerçekleştirdiklerinde, sadece bulundukları kentin değil aynı zamanda ülkenin de sosyo-ekonomik ve kültürel yapısına çok ciddi katkı sağlayacakları, değişime ve dönüşüme öncülük edecekleri muhakkaktır. Üniversiteler sahip oldukları misyon, ürettikleri bilgi ve hizmet gereği kentin eğitim, sağlık, kültür, sanat, spor, sosyal hizmetler ve dini hayat ve benzeri hizmet alanlarında başta kentin yerel yönetimler olmak üzere tüm idari ve hizmet sektörlerine etkin bir akademik ve hizmet desteği sunma potansiyeline sahiptir. Bu potansiyelin harekete geçirilebimesi için üniversite yönetimleri ile şehrin  idari ve yerel yöneticileri ve sivil toplum kuruluşları arasında uyumlu ve yapıcı bir ilişki ağı tesis edilmelidir. İfade ettiğimiz bu temel dinamikler ışığında şimdi de üniversite-kent ilişkisi çerçevesinde Ondokuz Mayıs Üniversitesi yönetiminin Samsun kentine nasıl daha sağlıklı ve etkin katkı sunabileceği üzerinde durmak istiyoruz. Bu noktada Ondokuz Mayıs Üniversitesinin geçmiş ve mevcut idarecilerine haksızlık yapmamak için şunu peşinen ifade etmemiz gerekiyor: Üniversite-kent birlikteliği adına geçmişte olduğu gibi günümüzde de ciddi gayretler verilmesine rağmen bu birliktelik sağlanamamış, hem üniversiteyi hem de şehri ciddi anlamda geliştirecek sinerji bir türlü yakalanamamıştır. Burada sözkonusu noksanlığın nedenleri üzerinde durmak yerine bundan sonra neler yapılabileceği hakkında bazı tespitlerde bulunmak istiyoruz. SAMSUN’UN LOKOMOTİFİ OLACAK Üniversite cenahından duruma baktığımızda, ilk yapılması gerekenin üniversite-çevre (paydaş)  ilişkisini sağlıklı temellere oturtmak için üniversite yönetiminin başta mahalli idareciler olmak üzere şehrin bürokrasisi ile sağlıklı ve yapıcı ilişki içinde olması, diyalojik ilişki ve işbirliği geliştirmesi olmazsa olmazdır. Bu hedef doğrultusunda ve entelektüel sorumluluğunun gereği olarak üniversite yönetimleri belirli periyotlarla -örneğin ayda bir- vali ve büyükşehir belediye başkanı başta olmak üzere şehrin önde mülki ve mahalli yöneticileri, işadamları ve sivil toplum kuruluşları ile alanında temayüz etmiş öğretim üyelerini buluşturarak şehrin sorunları, fırsat ve imkanları gibi alanlarda beyin fırtınası yapmalarına imkan sağlayacak bir etkileşimi tesis etmek suretiyle Samsun kentinin lokomotifi olma çabası içerisinde olması elzemdir. İkinci olarak üniversite yönetiminin sağlıkla ilgili birimlerinin yanında diğer birimlerini de artık öne çıkarıcı çalışmalara hız vermesi gerekmektedir. Çünkü kuruluşundan son yıllara kadar sadece Samsun kentinin değil, aynı zamanda bölgenin sağlık üssü konumunda olan OMÜ Tıp Fakültesi Hastahanesi son yıllarda sağlık sektörü bağlamında kentte yaşanan gelişmelerden dolayı eski önemini ciddi oranda kaybetmiş gözükmektedir. Bu durum, eskiden her şeye rağmen üniversite yönetimi ile iyi ilişkiler kurmak durmunda olan kentin siyasilerinin, mahalli idarecilerinin ve diğer yetkililerinin üniversiteye yönelik ilgi ve ihtiyaçlarında ciddi bir azalmayı da beraberinde getirmiştir. Bu ilgi ve ihtiyaç azalmasının önüne geçebilmek için üniversite bir taraftan Tıp ve Diş Hekimliği Fakültelerinin hastahaneleri vasıtasıyla vermekte olduğu sağlık hizmetini daha nitelikli bir hale getirmeye çalışırken, diğer taraftan da artık Samsun’un kentleşme sorunlarından, ekonomi ve tarımına, sosyal ve kültürel yaşamdan tarihsel dokusuna kadar pek çok alanda ciddi katkılar sunma potansiyeline sahip olan İktisadi Bilimler (Ekonomi, Lojistik gibi), Veteriner, Ziraat, Mühendislik, Mimarlık, Güzel Sanatlar, İlahiyat, Hukuk ve İletişim gibi diğer birimlerini de ön plana çıkaracak adımlar atmak zorundadır. Dahası toplumsal sorumluluklarının bir gereği olarak üniversitelerin öncelikle bulundukları kentin tarihi, doğası ve kültürel varlıklarını keşfedici bir rol üstlenmesi gerçeğinden ve gerekliliğinden hareketle, Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nin öncülük edeceği bilimsel toplantılar ve sosyal sorumluluk projeleriyle -son yıllarda özellikle bazı öğretim elemanlarının şahsi gayretleriyle bunlar yapılmaya başlanmıştır- kadim bir yerleşim yeri olan ve cografi açıdan bir geçiş güzergâhı ve buna bağlı olarak da bir ticaret kenti olan Samsun’un ulusal ve uluslararası arenada hakettiği yere gelmesine katkı sağlaması gerekmektedir. Böyle bir öncülük, OMÜ’yü sadece bilgi üreten değil aynı zamanda ürettiği bilgiyi içinde bulunduğu kentin insanlarının yaşam kalitesini artırma yolunda kullanma misyonunun da icrası anlamına gelecektir. Keza üniversiteler, kendine özgü tarihi ve kültürel dokusu, coğrafyası ve sosyolojik yapısı olan kentlerin marka değerine ciddi katkı sunan hatta onların markalaşmasını sağlayan kurumlardır. Bu açıdan bakıldığında, Ondokuz Mayıs Üniversitesi öncülük edeceği projelerle son yıllarda dillendirilen “sağlık kenti”, “spor kenti”, “turizm kenti”, “eğitim kenti” gibi Samsun’u markalaştıracak söylemlerin içinin doldurulmasına katkı sağlayarak şehrin global ölçekte erişilebilirliğine ve uluslararası tanınırlığına anlamlı bir değer katabilir. Kısaca Samsun şehrinin en önemli kurumlarından biri hatta lokomotifi olan OMÜ bünyesinde kentin her yönüyle gelişimine katkı verecek projeler üretilerek paydaşlarla hayata geçirilmeye çalışılması gerekmektedir. ÜNİVERSİTE KENT BÜTÜNLEŞMESİ SAĞLANMALI Sonuç olarak şunu açık yüreklilikle ifade etmemiz gerekiyor ki mekânsal olarak kentin merkezi sınırları içinde yerleşik bulunmasına rağmen, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, büyük oranda üniversiteyi çevreleyen kampüs duvarlarını aşıp kendisini besleyen toplumsal mekân, zemin ve kültürel tahayyülden soyutlamış bir görüntü arz etmektedir. Fiziksel olarak kent içinde yer almasına karşın kapılarını kente ve kentin değerlerine kapatan üniversitelerin gerçek anlamda ülke ve dünya sorunlarıyla bilimsel anlamda yüzleşebilmesi ve onlara çözümler üretebilmesi çok mümkün görünmemektedir. Bu olgusal gerçeklikten hareketle şunu rahatlıkla ifade edebiliriz ki: Toplumsal ve kültürel alan ile akademik alan arasına gerilmiş olan bu zihinsel bariyerlerin aşılarak üniversite ile içinde bulunduğu kentin her alanda bütünleşmesinin yolu, bütünlüklü bir üniversite tasavvurunu idrak etmiş bir akademik liderlikten geçmektedir.   Samsun SADEF Dergisi Sayı 11
adminadmin