S-400!..
Rus yapımı Hava Savunma Sistemi!
Rusya haricinde henüz kimsede yok ama Çin’e bu yıl 48 fırlatma rampası teslim edilecek. Hindistan’la ise henüz bir satış anlaşması yapılmamış.
Ermenistan, Vietnam, Mısır, Kazakistan ve Belarus’ta S-400’ler ile ilgileniyor.
Ülke olarak bugünlerde Rus yapımı S-400 satın alınması konusunda anlaştığımız haberleri yayılıyor…
Rusya tarafı her ne kadar "Taraflar ilgili ve görüşmeler devam edecek." dese de bir kısım Türk medyasına göre sanki S-400 alımı konusunda “işlem tamam” havasındayız…
S-400 konusu basit bir füze alımı ihalesi veya süreci değil…
***
Türkiye olarak NATO üyeliği sonrasında Rusya’dan bugüne kadar; PKK ile yapılan terörle mücadele sonrası ele geçirilen omuzdan atılan silahlara uygun mühimmat olan Anti tank roketi ve Tanksavar güdümlü füzesi haricinde pek resmi bir silah veya mühimmat yok!..
Bunun en büyük nedeni NATO ile olan ilişkiler ve NATO’nun silah standartları…
Nihayetinde Türk ordusu şuan itibariyle NATO’ya bağlı bir ordudur.
Tüm elektronik harp sistemleri, dost-düşman tanıma ve radar sistemleri NATO standartlarına göredir.
S-400 konusuna geri dönersek; S-400 Hava Savunma Sistemi sadece basit uzun menzilli bir füze sistemi değildir.
En güçlü ve öne çıkan özellik olarak; menzil, hız ve radar sistemleridir.
S-400 gibi bir hava savunma sistemi, Türkiye’nin bulunduğu konum göz önünde bulundurulduğunda çok önemli ve gereklidir ama;
NATO’nun, standart dışı olması ve radarlarının dost-düşman tanıma sistemlerinden dolayı bu sistemi önemli bir üyesine kurulmasına nasıl bakacağı önemlidir.
Her ne kadar IFF dost-düşman tanıma sistemi ile S-400’lerde değiştirilebildiği söylense de bunun bir pratiği yok. Bu durum Çin füzeleri alımı konusunda basında gündeme gelmişti…
Bir önceki nesil olan Rus yapımı S-300’lerden NATO üyesi ülkelerde var aslında ama burada önemli bir nokta var;
Bu durum 1997 yılında “Kıbrıs Füze Krizi” olarak basına yansıdı.
O dönem, Kıbrıs Rum Kesimi, Yunanistan ile birlikte hareket ederek; Türkiye ve KKTC’ye karşı Rum kesimine S-300 füze sistemleri alacağını/yerleştireceğini açıklamış başta Türkiye, ardından ABD ve NATO üyesi ülkelerin tepkisini çekmesi sonucunda Yunanistan’a satmış, Yunanlılar ise aldığı S-300 Hava Savunma Sistemini Girit’e kurmuştu.
O dönem Kıbrıs Rum Yönetimi Savunma Bakanı niyetlerini; “S-300’lerin siparişi ile Kıbrıs Rum Kesimi Silahlı Kuvvetleri’ni genel güce ulaştırıp, Yunan savaş uçakları yardımımıza gelinceye kadar tek başına Türk Hava Kuvvetleri’ni göğüslemeyi hedefliyorduk.” diye açıklıyordu.
Yani Yunan ve Rumların NATO kapsamındaki radarlar ile düşman olarak tanımlayamayacağı Türk uçaklarını Rus yapımı S-300’ler ile tespit edecek ve hedefi Türk savaş uçakları ve füzeleri olacaktı ve halen de öyle…
***
Türkiye’nin etrafı adeta S-300 ve S-400’ler ile kaplı!
Ermenistan, İran, Suriye (Rusya), Yunanistan (Girit), Bulgaristan ve Kırım (Rusya)’da bu hava savunma sistemlerini kullanılıyor.
***
Türkiye’nin bölgenin bu karmaşık ve etrafımızda dostumuz kalmadığı dönemde böyle bir sisteme şiddetle ve acil ihtiyacı var.
Gönül istiyor ki, test atışları başlayan ve milli dost-düşman tanıma sistemi (IFF) ile HİSAR hava savunma sistemine geçelim ama bunun için en az 10 yıl daha var görünüyor.
***
Milli Savunma Bakanı son olarak; “Rusya'dan alınacak S-400 füzeleri NATO sistemine entegre edilmeyecek” dedi.
S-400’lerin temel (efektif) hedefleri ABD ve NATO; jet, bombardıman uçağı, radar uçakları ve füzeleri.
Bu durum bu sistemi neden ve kime karşı istediğimizi de gösteriyor sanki!..
Sonuç olarak;
NATO ülkesi bir ülkeye “dost-düşman kavramını değiştirtecek kadar önemi” olan S-400 hava savunma sistemini kurmak bir satış veya anlaşmadan daha fazla şeyler ifade ediyor.
Özellikle böyle bir dönemde!
Kalın sağlıcakla…
Hüseyin KURT