Çocukluğum Kızılırmak Deltası Deltası'nın hemen kenarında olan Yörükler Köyü’nde geçti.
O nedenle deltayı, balık göllerini, subasar ormanları iyi bilirim.
Subasar ormanlar demişken eskiden evimiz ormanın içerisindeydi. Yörük olduğumuz için o evin yerleşkesine “kışla” derdik.
Şimsilerde sizlerin “Galeriç” dediğiniz isim aslında “Geleriç” tir. Bu ismi de ulu dedelerimiz koymuş ama birisi gelip geleriç’i galeriç yapıvermiş.
Geçtiğimiz günlerde de denize akan ve göllerin ana deniz bağlantısı olan bizim “balık gölü kanalı” dediğimiz yere ise “horhor deresi” denilerek tabela asıldığını fark ettim.
Bu sonradan değiştirilen ve koyulan isimlere köylü gülüyor haberiniz olsun.
Gülüyor ama bir o kadarda çekiniyor.
Nihayetinde o alanın köylüde tapusu var. Ha tapuların bir kısmı hazine ile 56 yıldır davalık. Köyün kurucusu olan 13 aile köyün diğer alanlarını olduğu gibi bu alanı da parası karşılında almış.
Köyün nasıl alındığını ve sonrasında yaşanan dava sürecini daha önceki “Yörüğün 56 Yıl Süren 'Aziz Nesinlik Çilesi” başlıklı yazımda yazmıştım. Merak edenler internetten ulaşabilir.
***
Sulak alanların korunması ile ilgili Ramsar Sözleşmesi 1998 yılında bu bölgeyi korumak için imzalandı ama unutmamak gerek “bu bölgeyi 100 yıldır benim ailem ve akrabalarım, köylülerim korudu”,
Bu alan UNESCO Dünya Mirası geçici listesine girdi ama “bu alanlar bize atamızdan, dedelerimizden resmi miras”
Bugüne bu alanlar Yörük milletinin elinde olduğu için korunmuş, yakıp yıkılmamış.
Bu detayı köylü haricinde kişiler bilmez, soran olsa öğrenirsiniz ama soranda olmuyor;
Ormanların içerisinde tarım yapılan alanlar sonradan tarıma açılmamıştır. Aksine bu alanlar “harım veya arım” dediğimiz doğal boşluklardır.
Birde yılkı atlarımız var. Bu atlarda bizim yabana saldığımız atlardır,
Özetle yıllardır sulak alanı, kuşları, hele hele ormanı elinden geldiği kadar koruyan kollayan bu insanları anlayıp dinlemek gerek.
Merak edenler için şu UNESCO işini açmak istiyorum.
***
Dünyada 165 ülkede toplam 1052 varlık UNESCO Dünya Mirası listesindedir.
Bunlardan 55’i tehlikede,
814’ü kültürel,
203’ü doğal,
35’i de karma (kültürel/doğal) varlıklardır.
Türkiye’ye coğrafi olarak en yakın olan listedeki doğal varlıklar ise;
Romanya’da ve Karadeniz kıyısında olan “Danube Deltası”,
Bulgaristan’da “Pirin Ulusal Parkı” ve “Srebarna Doğal Sitalanı”,
Rusya’da “Batı Kafkasya”
***
Dünya’da en fazla dünya mirası olan ülke 51 varlık ile İtalya. İtalya’da listede 4 doğal, 47 kültürel varlık var.
Devamında; sırasıyla Çin (50), İspanya (45), Fransa (42), Almanya (41) geliyor…
Türkiye ise 16 varlık ile dünyada 17. Sırada.
Türkiye’de karma olan 2 varlık var. Diğer 15’i ise kültürel varlıklar.
Yani Türkiye’de UNESCO Dünya Mirası listesinde sadece doğal varlık olarak tescil edilmiş bir yer yok.
***
UNESCO Dünya Mirası listesine 2014 yılında 24 varlık, 2015 yılında ise 21 varlık girmiş.
Bu varlıklardan doğal varlık olarak 2013-2014 yılları arasında hiç eklenmemiş.
2014-2015 yılları arasında ise sadece 6 doğal varlık ilave edilmiş.
***
Dünyada UNESCO Dünya Mirası listesine ilk kez 1978 yılında doğal ve kültürel varlıklar kaydedilmiş.
Türkiye’den ise ilk kayıt 1985 yılında, “Göreme Milli Parkı ve Kapadokya Kaya Şehir” karma varlık olarak listeye girmiş.
Çok ilginç Türkiye’de 1999 ve 2011 yılları arasında hiç yeni varlık listeye girememiş veya listeye girmesi için çaba gösterilmemiş.
Türkiye’de son listeye giren ise 2016 yılında kültürel varlık olarak dahil edilen Kars’taki “Ani Arkeolojik Alanı”
***
Birde UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi konusu var.
Ülkeler imzalamış olduğu “UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme” kapsamında belirlenen kriterlere göre kaydedilmesi uygun olan varlıkların envanterini UNESCO Dünya Miras Merkezi’ne iletmekle yükümlü.
Dünya’da geçici listede olan ve listeye girmeyi bekleyen 173 ülkeden toplam 1650 varlık var.
Türkiye’nin geçici listesinde ise1994’ten bugüne bekleyen toplam 69 varlık var. Örneğin bunlardan 13 varlık 2000 yılından bugüne asıl listeye girmek için bekliyor.
Bu listeye 2014 yılında 14, 2015 yılında 13 ve 2016 yılında 13 yeni varlık başvurusu yapılmış.
Mesela bunlardan 6’sı cami, 5’i kilise, 8’i arkeolojik alan, 8’i antik kent vb…
Türkiye’nin geçici listesinde bekleyen 69 varlığın 2’si karma (kültürel/doğal), 2’si de doğal varlık.
Doğal varlıklardan birisi 2013 yılından beri listede bekleyen “Tuz Gölü Özel Çevre Koruma Alanı” ve Mart 2016’da geçici liste başvurusu yapılan “Kızılırmak Deltası Sulak Alanı ve Kuş Cenneti”…
***
Tüm bu değerler ve veriler bize gösteriyor ki “Kızılırmak Deltası Sulak Alanı ve Kuş Cenneti” nin UNESCO Dünya Mirası geçici listesinden asıl isteye geçmesi biraz zor, olsa bile uzun zamanlar alacak.
Listeye girdiğinde ise öyle herkes keyfine göre davranamaz. Örneğin bu alanlarda yol, yerleşim, turizm amaçlı da olsa tesis, otomobiller ile ziyaretleri felan unutun.
Ha! Olacağı şu; günde 200 kişi özel araçlar ile 10-20 kişilik gruplar ile bölgeyi gezebilir o kadar.
Kalın sağlıcakla!
Hüseyin KURT