DOLAR 0,0000
EURO 0,0000
STERLIN 0,0000
ALTIN 000,00
BİST 00.000
Hüseyin KURT
Hüseyin KURT
Giriş Tarihi : 28-04-2025 17:53

Kontrollü Mağduriyet Çağı: Mağdur Olan Değil, Mağduriyeti Yöneten Kazanıyor

Türk siyasetinde bazı ezberler kolay kolay değişmiyor.

Biri bastırıldığında, diğeri parlar.

Biri mağdur olduğunda, büyür.

Süreçler, aktörler, şartlar değişse de halkın vicdanı aynı refleksi gösteriyor: Haksızlığa uğrayanı sahiplenmek.

 

Bugün bu kadim döngüde dikkat çeken bir değişim yaşanıyor:

Mağduriyet artık bir kader ya da tesadüf değil; bilinçli bir stratejiye dönüşmüş durumda.

 

Bir dava, bir soruşturma, bir baskı...

Eskiden bunlar siyasi figürleri zayıflatabilirdi.

Bugünün siyasetinde ise doğru yönetildiğinde, liderlik kariyerinin en güçlü yapı taşlarına dönüşebiliyor.

 

Ve işte bu yeni dönemin adı: Kontrollü Mağduriyet Çağı.

Kontrollü Mağduriyet Nedir?

 

Kontrollü mağduriyet; kontrol edilemeyecek gibi görünen veya olumsuz sonuçlar doğurabilecek bir sürecin başlangıcında ya da ortasında, bilinçli şekilde bir miktar zararı kabul ederek, süreci yönetilebilir hale getirme ve bu durumdan avantaj sağlama stratejisidir.

 

Görünürde mağdur olanlar, gerçekte sürecin mimarına dönüşüyor.

Siyaset artık yalnızca haklı olmakla değil, mağduriyeti nasıl yönettiğinizle ilgili bir mücadeleye evrildi.

Erdoğan ve İmamoğlu: Kaderin Paralel Akışı

 

Ekrem İmamoğlu’nun yaşadığı süreç, ister istemez 1990'ların sonundaki Recep Tayyip Erdoğan’ın yaşadıklarıyla karşılaştırılıyor.

 

İkisi de Doğu Karadeniz kökenli.

 

İkisi de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan yükseldi.

 

İkisi de halkla sıcak ilişki, futbolla bağlar ve güçlü hitabet yetenekleriyle dikkat çekti.

 

İkisi de bir söz ya da şiir yüzünden cezalandırıldı.

 

İkisi de sistem tarafından dışlandıkça halk nezdinde büyüdü.

 

İkisi de "halkın içinden gelen" lider imajı çizdi.

 

İkisi de önce medyada görmezden gelindi, sonra hedef haline geldi.

 

İkisi de siyasi çıkışlarını "mazlum ve mağdur" kimliği üzerinden kurdu.

 

İkisi de yerel başarıyı ulusal siyasete sıçrama zemini olarak kullandı.

 

İkisi de kurulu düzene karşı “halk iradesi” söylemiyle güç kazandı.

 

Ve Türk milleti, her zaman mağdur edilen liderlere kalbini açtı.

O gün Erdoğan "şiir okuduğu için hapse atılan adam" olarak büyüdü.

Bugün İmamoğlu da bir söz yüzünden siyasi yasak tehdidiyle halkın vicdanında yer edinmeye çalışıyor.

 

Tüm bu paralellikler, Napolyon’un şu sözünü akla getiriyor:

 

"İki kez tekrar eden olay, tesadüf değildir."

Gerçekten de bu kadar tesadüf insanı düşündürüyor:

Türk siyasetine yeniden "olgunlaştırılmış bir Erdoğan mayası" mı çalınıyor?

Belgeler, Kasetler ve Değişen Algı

 

İmamoğlu’na yönelik son dönemde servis edilen belgeler, görüntüler ve iddialar, eski Türkiye’de etkili olan "kaset siyaseti"ni hatırlatıyor.

Ancak tablo artık çok farklı.

 

Bugünün seçmeni, belgelerin içeriğinden çok neden şimdi servis edildiğine ve kimin servis ettiğine odaklanıyor.

Hele ki yapay zekâ destekli belgelerin, videoların havada uçuştuğu bir çağda…

 

İnsanlar belgeleri değil, algıyı tartıyor.

Ve görünen o ki bu belgeler, İmamoğlu’nun mağduriyet anlatısını zayıflatmak yerine daha da güçlendiriyor.

 

Tıpkı 17-25 Aralık sürecinde olduğu gibi.

Tıpkı Halil Falyalı dosyasının yankı bulmamasında olduğu gibi.

Belgeler değil, algılar kazanıyor.

Sadece İmamoğlu mu?

 

İmamoğlu yaşadığı mağduriyeti kişisel bir dram olarak sunmuyor.

Aksine, onu toplumsal bir mücadeleye dönüştürüyor.

 

Bu süreç yalnızca İmamoğlu'nu değil, CHP'yi de yeni bir pozisyona taşıyor:

"Baskı altındaki demokratik güç" algısıyla, kamuoyunda yeni bir sempati ve meşruiyet alanı inşa ediliyor.

 

Üstelik bu mağduriyet süreci, CHP ve ittifak içindeki olası alternatif cumhurbaşkanı adaylarını geri plana itiyor, İmamoğlu’nu öne çıkarıyor.

Kriz, liderlik etrafında güç birliği oluşturmanın bir aracı haline geliyor.

İmamoğlu’nun Mağduriyetinin İç Politikadaki Yankısı

 

İmamoğlu’nun yaşadığı süreç, sadece iktidara karşı bir direniş zemini oluşturmakla kalmadı.

Aynı zamanda CHP ve muhalefet içindeki diğer potansiyel adayların görünürlüğünü de zayıflattı.

 

Bugün Erdoğan için yapılan "tek adam" eleştirileri, muhalefet tarafında "tek aday" gerçeğine dönüşmüş durumda.

Kamuoyunda oluşan "adalet arayan lider" algısı, İmamoğlu'na doğal bir üstünlük sağlarken, diğer figürlerin gölgede kalmasına yol açıyor.

 

Bu nedenle bazı çevrelerde, İmamoğlu’nun mağduriyet sürecini yalnızca bir savunma değil, ittifak içi güç mücadelesinde stratejik bir araç olarak kullandığı düşüncesi giderek güç kazanıyor.

Peki ya Ümit Özdağ ve Zafer Partisi?

 

Benzer bir mağduriyet stratejisi Ümit Özdağ ve Zafer Partisi için de geçerli.

 

Özdağ, özellikle sığınmacı politikalarına karşı yürüttüğü sert muhalefetle, sistem dışı bir direniş figürüne dönüşüyor.

Ana akım medyada görmezden gelinmesi, hedef alınması, hatta son olarak hakkında verilen tutuklama kararı, onu kendi kitlesi nezdinde daha da meşru hale getiriyor.

 

Türk milletinin tarihsel refleksi gereği mağdura yönelmesi, Özdağ’ın görünürlüğünü artırırken Zafer Partisi’nin anketlerdeki yükselişini de hızlandırıyor.

Zafer Partisi, bu mağduriyet hissini büyüterek, kendisini "görülmeyen gerçeklerin savunucusu" konumunda pekiştiriyor.

Dışarıdan Bakınca: Sessizlikler ve Övgüler

 

İçeride bu dinamikler yaşanırken, dış politikada da dikkat çekici gelişmeler yaşanıyor.

 

ABD, İmamoğlu sürecine karşı sessiz kalmayı tercih ediyor.

Bu sessizlik, Erdoğan’a dolaylı bir diplomatik alan açılması olarak yorumlanıyor.

Öte yandan Avrupa Birliği, İmamoğlu’na açık destek veriyor.

 

Daha ilginç olanı ise Trump cephesinde yaşanıyor:

Trump 2.0 hareketi, dünya genelinde yalnızca üç lideri abartılı biçimde övüyor: Putin, Netanyahu ve Erdoğan.

 

Trump’ın Erdoğan’a yönelik övgüleri, zaman zaman diplomatik teamülleri bile zorluyor.

Bu aşırı dostane ifadeler, bazı gözlemcilerde “Trump gerçekten mi böyle düşünüyor, yoksa ironik bir dil mi kullanıyor?” sorusunu da gündeme getiriyor.

 

Bu tablo, dünyada "güçlü lider" tipinin yeniden kutsandığını; buna karşı kurumsal, demokratik refleksli yeni lider figürlerinin doğduğunu gösteriyor.

 

İmamoğlu'na Yönelik Eleştiriler: Sadece İktidar Cephesinden mi?

 

İmamoğlu’nun yükselişi yalnızca iktidar cephesinde değil, muhalefet blokunda da ciddi tartışmalar yaratıyor.

 

Onu istemeyenler sadece Erdoğan ve Cumhur İttifakı çevresiyle sınırlı değil.

Milliyetçi ve ulusalcı muhalif çevrelerde de İmamoğlu’na karşı önemli bir mesafe var.

 

Bu gruplar, İmamoğlu'nu "Erdoğan siyasetinin güncellenmiş bir devamı" olarak görüyor; daha küresel uyumlu, daha liberal ve geleneksel ulusal değerlerden uzak bir lider profili çizdiği kanaati güçleniyor.

 

Dolayısıyla mağduriyet üzerinden doğan sempatiye rağmen, ulusalcı-milliyetçi muhalefetin kayda değer bir bölümü İmamoğlu’na temkinli yaklaşıyor.

Bu kesimin gözünde ise daha çok Mansur Yavaş gibi figürler öne çıkıyor.

 

Sonuç: Yeni Siyaset, Yeni Liderlik

 

Türkiye'de siyaset artık sadece yol, köprü, ekonomi veya dış politika anlatmıyor.

Siyaset, halkın vicdanına ve duygularına sesleniyor.

 

İcraat yetmiyor; insanlara bir hikâye, bir adalet mücadelesi sunmanız gerekiyor.

İmamoğlu ve benzer figürler işte bu hikâyeyi kurguluyor.

 

Ve günün sonunda artık herkes şunu biliyor:

 

"Siyaset artık kasetlerle ya da projelerle değil; karakterle ve mağduriyeti doğru yönetenlerle kazanılıyor."

 

Bunun temel nedeni ise, siyasetin son dönemde kutuplaştırılarak seçmeni saflara ayırması; seçmenin siyasetin içinde siyasallaştırılması ve sadece "taraf" halinde kitleleştirilmesi.

Artık seçmen yalnızca vaatlere değil; liderin hikâyesine, duruşuna ve mağduriyet karşısındaki yönetim becerisine bakıyor.

NELER SÖYLENDİ?
@
Hüseyin KURT

Hüseyin KURT

DİĞER YAZILARI Papa’nın İznik Ziyareti: Dua Değil, Mesaj! Beluçistan, pakistan’dan bağımsızlığını ilan etti: bop illeti işliyor! PKK 2002’de feshedilmişti Siyasetin Üzerimizdeki Baskısı Kader Değil, Karar; O Ruhsatı Kim Verdi! Yüzde 3,5 Kuralı: Değişimi Başlatan Azınlıklar Suriye Savaşı ve Gerçek Failler İklim yasası mı, yeşil maskeli piyasa kanunu mu? Kardeşlikten İhanete: KKTC Yalnızlaştırılıyor Kıbrıs'ta Kurulan Yeni Oyun ve Türk Dünyasından Gelen İhanet WİKİLEAKS Belgelerinde Ümit Özdağ İhvan’dan HTŞ’ye Giden Süreç: Sivil Direnişten Silahlı Selefi Cihatçılığa Trump’ın İkinci Döneminde Dünyayı Ve Türkiye’yi Bekleyen Değişim Rüzgârları Son Gelişmeler Üzerine Bir Değerlendirme: PKK, Kürtçülük ve Küresel Planlar Osman Kara’nın Kutlu Mücadelesi Doğruya doğru demek; Milletvekili Mehmet Muş! Yerel Seçim Öncesinde İlkadım Analizi Tilkilerin Hikâyesi ve Modern Toplum 12 Eylül Askeri Darbesi Unutulmaz Bir Kırılma Noktası Seçim Gündemine Dair Kısa Kısa Samsun En Çok Göç Alan İller Arasında Parti vekili ile milletin vekili arasındaki fark! Siyasette değişim adaylarla başladı! Samsun İlçelerin Sosyo Ekonomik Gelişmişlik Endeksi (Sege) Verilerine Göre 1966’dan Bugüne Kıyaslaması DEPREM ve SAMSUN İlçelerin 2022 Karnesi; İlçe 2022 Sege Verileri Bedava Peynir Fare Kapanında Olur Dar gelirli vatandaş ve çiftçiler için empati yapmak! Karadeniz ve Müsilaj! Türk Milleti’nin Ferasetine Güvenmeyenler! Bitcoin ve Altcoin Kripto Para Piyasalarından Nasıl Kripto Para Satın Alabilirim! Fetö’nün Siyasi Ayağı” İşi Ne Oldu? Yarım Akıllı Ulaşım İnsanlığın Kronik Hastalığı Ön Yargı! Halka Cennette Cehennemi Yaşatanlar! Deltadaki Çakallar Ve Domuzlar Kızılırmak Deltasında Keyfi Kararlar Kuş Cennetinde Yanlış İşler! Değişime Hazır Değilseniz Okumayın! Laftan Fazlası Lazım! Yeni Dünya Düzeni Ve Sosyal Medya Beğeni Peşinde Koşanlar Bu yerel seçimler farklı olacak! Ekonomik İstikrarsızlık Ve Sivri Diller Sokma akıllı tarım! Samsun’da Yeni Rejimin İlk Seçimleri Yeni Rejimin Seçimi 24 Haziran Ak kurtlar yuvaya dönüyor! Üniversite-Sanayi İşbirliğinde Türkiye’ye Model Olabiliriz… Fiiliyattan Resmiyete Yeni Rejim Ekonomik endişelerimiz artıyor!.. Milliyetçilikten Rol Çalanlar Seçime 27 Gün Kala Samsun Seçimleri Vekil Listeleri Ve Hesaplamalar Milletin vekili mi, partinin temsilcisi mi? Genel af çıkacak mı? Devletin Yapısını Değiştirmek At Gözlüğünü Çıkartın, Düzenleme Yapın Tarım Şehri Samsun Masalı Utanmak 30 dakika, pişmanlık bir ömür! Üst Akıl Oyunları Gündeme Dair Kısa Kısa Kralcı Aymazlar Seçim Havasına Girememek 19 Mayıs’ın 100. Yılı Ve Pontuscular Erken değil, baskın oldu! Samsunluluk Ruhu Ve 19 Mayıs 2019 Samsun’un Acı Karnesi Ve Yönetişim Zihniyeti Konumuz Deizm! Fındık Üreticisinin Acınacak Hali!.. Darbe Tatbikatları Ve Yakın Gelecek Dost-düşman kavramı değişiyor mu? Faşist Hollanda! Bu Ne Kepazelik; Alayımızı Dinlemişler sosyal tembellik ve –mış gibi yapanlar… Davranış Batağında Toplumsal Çöküş Ve Şehri Planlayanlar Samsun’un Şiddet Halleri Dünya’nın Oylamaları Memleketin Oylamaları Sağlıklı Düşün, Sağlıklı Karar Ver Sihirli Rakam 330 ateşten gömlek ve at gözlüğü Umut etmek haram mı? Ülke savaşta desek abartmış olur muyuz? Elçiye zeval oldu! Ya menfaati olanlar? Milli seferberliğe hazır mıyız? Abd yaklaşanı yakmış! Kim Demiş Olmaz Diye Fındıkta Oynanan Oyunlar Samsun’un Havaalanı İle İmtihanı Kovuldun Trump Efendi… Davetsiz Darbe Unesco Ve Kızılırmak Deltası Bylock Yok Eagle Verelim Yeni Kapı Ruhunu Ruhsuzlaştıranlar Abd Ve Yunan’ın Samsun’u Bombalaması Bugün Samsun’da Samimiyet Sınavı Var Zirvesi Siyaset Yapıda Dayak Yiyen Papaz Vicdan Terazisi Toplumsal Şizofreninin Eşiğindeyiz Suriye Bataklığında Öso Teknolojik Umacı Bylock Mütedeyyin vatansever! Koridorcular Sahnede, Ordu Suriye’de
KÖŞE YAZARLARI TÜMÜ
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu
BURÇ YORUMLARI
  • KOÇ
    Koç Burcu
  • BOĞA
    Boğa Burcu
  • İKİZLER
    İkizler Burcu
  • YENGEÇ
    Yengeç Burcu
  • ASLAN
    Aslan Burcu
  • BAŞAK
    Başak Burcu
  • TERAZİ
    Terazi Burcu
  • AKREP
    Akrep Burcu
  • YAY
    Yay Burcu
  • OĞLAK
    Oğlak Burcu
  • KOVA
    Kova Burcu
  • BALIK
    Balık Burcu
ANKET OYLAMA TÜMÜ
E-Bülten Kayıt
ARŞİV ARAMA