Ülke resmen savaşta desek abartı mı olur bilmiyorum!
Bildiğim bir şey var o da; Türkiye’nin, IŞİD terör örgütüne karşı uluslararası anlaşmalardan ve TBMM'nin verdiği yetkiden kaynaklanan haklarını kullanarak sınır ötesi operasyon düzenliyor olması…
Özetle; Türkiye meşru müdafaa hakkını kullanıyor!
***
IŞİD’in taşeron bir örgüt olduğunu ve BOP denilen illet proje dahilinde hareket ettiklerini defalarca yazmıştım.
Merak edenler son 2 yıl içerisinde yazdığım;
“AÇILA (S)AÇILA GELDİK (!)”
“HERKES ROLÜNÜ OYNUYOR!..”
“KORİDORCULAR SAHNEDE, ORDU SURİYE’DE”
“BOP, IŞİD ve PKK (SÖYLEMLER)”
“IŞİD İLE SAVAŞA HAZIR MIYIZ?”
“BOP DENİLEN İLLET!”
…gibi yazılarda defalarca dile getirdim!
Bu yazılarımdaki durumlar ve endişeler bugün için halen daha geçerli!
***
Geçtiğimiz günlerde sosyal medya yaklaşım 4 gün yoktu!
Bunun nedeni ile IŞİD tarafından maalesef askerlerimizin diri diri yakılma görüntüleriydi.
İlk kez “internet ve sosyal medya kısıtlamasını/sansürünü” istedim.
19 Dakikalık propaganda videosunun son 6 dakikası dehşet sahneleriyle doluydu!
Videonun gerçekliğine veya askerlerimizin kimliklerine dair resmi ağızdan bir açıklama olmadığı için o konulara girmek istemiyorum.
Eğer doğru ise; ne olursa olsun, ister asker, ister sivil bir âdemoğlu asla diri diri yakılmamalı…
Hele bir Türk askeri asla kabul edilemez.
Çünkü Türk askeri, vicdanın dünyadaki temsilcisiydi. Kabullenemeyiz! Biz bunu asla ve asla hak etmedik...
Üstelik bu videonun, Menemen’de başı kesilerek öldürülen Asteğmen Kubilay’ın yıldönümü olan bir tarihte yayınlanması ve yine 102 yıl önce donarak şehit olan Sarıkamış şehitlerini andığımız günün, yıldönümünde bu görüntülerin yayınlanması vatansever bir insanın aklında hemen “bir mesaj mı var” algısı yaratıyor!
***
Video üzerine çok yorumlar yapıldı!
Örneğin IŞİD’li katilin elindeki silah Türk Malı mı?
Ne de olsa sosyal medyada herkes askeri uzman olmuş!..
Hayatında eline silah almamış olanların bile yorum yazdığını gördüm!
Yazık!..
Merak edenler için o silah MPT-76 Milli piyade tüfeği değil!
O silah; ABD malı bir M4 Cabrine piyade tüfeği…
Yani ABD filmlerinde eskiden çok gördüğünüz Colt yapımı M16 – A2’nin farklı bir modeli…
Ha! Burada eğer bir mesaj aranacak ise önemli bir nokta daha var!
Bu silah yani M4 Cabrine piyade tüfeği tüm dünyada olduğu gibi bizde de Bordo Bereli dediğimiz Türk Özel Kuvvetler Komutanlığına ait birliklerin kullandığı/tercih ettiği bir silah…
Aslında Türk Ordusunda sadece Özel Kuvvetler M4 kullanır desek yeridir…
Eee! Konu nereden buraya geldi?
IŞİD’in elinde geçtiğimiz ay El-Bab bölgesinde rehin aldığı Özel Kuvvetler mensubu 2 askerimiz daha var!
Sanki IŞİD’in yayınladığı bu videoda M4’e yakın plan yaparak bir mesaj vermeye çalışıyorlardı; “Türk askerini, bir Türk’e ve Türk’ün elinden aldığımız silahıyla zulüm ederiz”
Umarım böyle değildir ve rehin olan askerlerimiz sağ salim ailelerine kavuşur…
***
El-Bab’ta gelişmeler de var!
Hep eleştirilen Halep’ten çıkarılan ÖSO birlikleri neden El-Bab’a gönderilmediği konusu!
Bu da çözülmüşe benziyor çünkü 2 bin ÖSO askeri El-Bab’a geçti…
Tabi ki bunlar ile koordineli olarak çalışacak “Türk komandosu ve Özel Kuvvetler mensubu askerler” de bölgeye gönderildi…
***
Irak’ta gelişmeler var; Irak’ta 2 bin IŞİD’li PKK’ya katıldı haberleri yapıldı! Bu durumda IŞİD’in Irak’ta misyonunu tamamladı görünüyor…
Merak edenler yine üstteki eski yazılarımdan IŞİD’in bölgedeki misyonunu/görevini okuyabilir…
***
Gelelim Samsun konusuna!
Daha önce de 2 yıl önce kaleme aldığım “TAMPON BÖLGE VE JÖLELİ SURİYELİLER” yazımda yazdığım bir konu yine gündeme geldi…
Türkiye’de bulunan 18 yaş üstü savaşabilecek durumda olan Suriye ve Iraklı sığınmacı ve geçici sığınmacıları neden ülkelerini savaşmak için neden kılını bile kıpırdatmıyor ve ABD, İngiliz bayraklı kıyafetleri ile en kalabalık caddelerde kız peşinde fink atıyor?
Tamam, misafirimiz ama ülkesine ihanet eden, ata toprağını savunmayan gençlere bir şeyler de söylemek gerek!
***
Samsun’da resmi olan yaklaşık 15 bin yabancı var!
Bunların 3 binden fazlası evlilik, öğrenci, işçi, öğretmen gibi resmi olarak ikamet izni olan kişiler…
Geriye kalan 13 bin kişi ise sığınmacı!..
Sığınmacılara kayıt ile ilgili yaptırımlar olmadığı için resmiyete girmeyen rakamlarla bu sayı neredeyse 18-20 bin civarını buluyor…
Nihayetinde sığınmacılar; resmi kayıtlarını sadece para, sağlık, eğitim, yardım ve 3. Ülkelere gitme durumunda kayıtlı hale geliyor.
Samsun’un bölgenin büyük şehri olması nedeniyle de çevre illerde resmi olarak görünüp Samsun’da ikamet edenlerde var!
***
Samsun’da Irak, Suriye, İran, Afganistan, Ürdün, Yemen, Cezayir, Filistin gibi yaklaşık 15’e yakın ülkeden/bölgeden sığınmacılar var…
Bunların birçoğu Türkiye’yi 3. Bir ülkeye geçmek için “geçici sığınmacı” ikamet alanı olarak kullanıyorlar.
Nihayetinde ülke olarak biz mültecileri sadece Avrupa ülkeleri gibi ülkelerden alıyoruz.
Birleşmiş milletlere bağlı kurum ve kuruluşlarda bu kişilerin arasında başvuru ve eğitim durumlarına göre 3. Ülkelere geçişini sağlıyor veya sağlamıyor. Geriye kalanları ise ya Türkiye’de yaşamaya devam etmek ya da ülkesindeki karmaşanın bitmesi ardından ülkesine geri dönmek hedefinde…
***
İlginç durumlar da var;
Samsun’da bulunanlar arasında kendisini ülkesinde “Asker, Polis veya ……” olarak beyan eden kişiler de var…
Bunların sayısı yaklaşık 120 civarında…
Bunların birçoğu Iraklı ve Afgan!
Tabi ki bu bilgiler beyan esas! Kendisini bildirmemiş kişilerin de olabileceği bir gerçek…
Hatta bu kişiler arasından Musul’daki IŞİD hakimiyeti bitmesi sonrasında ülkesine dönenler de oldu…
***
Özetle; Ülkesini, ailesini, evini akrabalarını koruyamayıp Türkiye’ye kaçanlara kucağımızı elbette açacağız.
Nihayetinde, rivayet olunduğuna göre Hz. Peygamber şöyle buyuruyor; "Din kardeşin zalim de olsa mazlum da olsa ona yardım et."
Ama keşke onlarda gencecik askerlerimizin Ecdat yadigârı topraklarda mücadele etmek için biraz gönüllü olsalardı…
Keşke bizde devlet olarak ABD ile ortak yaptığımız proje olan “EĞİT-DONAT” ta PYD’liler yerine o bölgenin çocuklarını askeri eğitim verip ülkelerini savunmak için gönderseydik.
İşte o zaman artık birçoğu para ile savaşan ÖSO yerine bu gençlerle birlikte o bölgede mücadele verirdik…
***
Bu aralar Askerimizin en çok ihtiyacı olan dua!
Allah kötüye fırsat vermesin, Ordumuzu muzaffer eylesin...
Kalın sağlıcakla…
Hüseyin KURT