Karadeniz boydan boya ilahiyatçı rektörlerle dolu ama bir tanesi bile çıkıp da Hazreti Peygamberimize hakaret eden Macron köpeğine tek kelime etmiyor.
Peygamberimize yapılan hakareti kınamıyor…
Peki, ama neden?
Onlar için Rektörlük sadece bir makam, sadece bir makam arabası ve sadece bir makam odası mıydı?
Ey ilahiyatçı rektörler;
Şimdi siz, bugün ilahiyatçı kimliğinizle Âlemlerin sevgilisi Resulü Ekrem’e yapılan bu hakaretlere sessiz kalacaksanız…
Batsın sizin makamınız, batsın sizin araba sevdanız…
Yerin dibine gömülsün döner sermaye gelirleriniz…
Anadolu’dan alnı güneş yanığı, elleri nasırlı rençberlerimiz, evlatlarını inançlı, bilgili, dindar, Peygamber sevgisiyle dolu olarak yetişsinler diye size, sizin rektörü olduğunuz üniversitelere yolluyorlar.
Yemiyorlar, yediriyorlar, giymiyorlar giydiriyorlar…
Ve siz de, size gelen öğrenci sayısı ile övünüyorsunuz….
Sizin için kemmiyet keyfiyetten önemli ise yazık bu memlekete…
Size insanı kamil bir gençlik yetiştiresiniz diye verildi bu makamlar…
Çok merak ediyoruz,
Siz bugün konuşmayacaksınız da ne zaman konuşacaksınız…
Hangi konuşmanız, hangi açıklamanız bundan daha hayırlı, bundan daha anlamlı olabilir ki…
Sinop, OMÜ, Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon, Rize RTE, Bayburt Üniversitesi rektörleri…
Allah’ın sizin layığınızı versin…
"Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz bir ticâret ve beğendiğiniz meskenler size Allah'tan, peygamberinden ve onun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin!" Tevbe, 9/24