Evvela belediyelerin kapısı çalınır.
“Biz Büyük Reis’i görmeye gideceğiz” denilerek;
“Bize araç, yakıt, yolluk” vs. vs…
Başkanlar önce kem küm, mırın kırın,
İmkansızlık, parasızlık…
Ama dinleyen kim...
Dayatma, aba altından sopa…
Ne de olsa Büyük Reis görülecek.
Peki talepte bulunanların derdi ne?
İş mi isteyecekler?
Yoksa Reis mi kendilerini çağırmıştır?
Peki bu talepte bulunanlar aç mıdır, açıkta mıdır?
İmkanları yok mudur ki belediyenin kapısına dayanmışlardır?
Aksine hepsi makam, mevki, para, pul sahibidir.
Peki dertleri nedir?
Hani Cem Yılmaz'ın bir repliği var ya;
“Zeki Müren de bizi görecek mi?”
Aynen böyledir.
Reis bunları görecek.
Onlara mutemeldir ki yeni makam mevkiler verecektir.
Araçlar Ankara'ya hareket eder Türkiye'nin her bir yanından.
Dizi dizi makam arabaları.
Menzile varılır ama Reis de sizi görecek diyenler ortada kalır.
Reis ortalarda yoktur.
Herkes şoktadır.
Ve herkes hüzün ve şaşkınlıkla evlerine döner.
Bir Cihan seferi daha böylelikle sukutu hayalle son bulur…
İnşallah bir daha ki bahara…