PKK, ilk eylemini 25 Ağustos 1984 tarihinde Eruh ve Şemdinli'ye saldırarak gerçekleştirmişti.
O zamandan bu yana tam 20 Hükümet kuruldu.
5 cumhurbaşkanı değişti, 20 sefer başbakan değişti.
Rahmetli Özal'ın bir kaç çapulcu diye sıradan bir hadise olarak görüp değerlendirdiği PKK zaman içerisinde ülkemizi tehdit eden çok büyük bir güç ve bela haline geldi veyahut getirildi.
Her seçim ve kurulan her Hükümet farklı metotlarla bu işi çözmeye çalıştı. Kimisi şahin oldu, kimisi güvercin.
Kimisi de ‘düz ovada siyaset’ dediği için eleştirildi.
Zaman zaman duruldu zaman zaman alevlendi ama bugün sadece iç değil Suriye ve Irak'ın dağılmasından sonra dış tehdit olarak da çok canlar verdiğimiz bir süreç oldu.
En radikal adımların atıldığı Tayyip Erdoğan döneminde Barış Süreci ve o bölgeye yatırımlar ön plana çıktı. Ama bölgeye barış gelmedi. PKK’lı hainler ve onların siyasi ayağı HDP hiç durmadı.
Teröristleri dağda, siyasetçileri şehirlerde hep ülkemize ihanet ettiler, kan döktüler, kan dökenleri desteklediler, FETÖ’cülerle iş birliği yaptılar. Tayyip Erdoğan'ı yıkmak için ellerinden geleni yaptılar. Ülkenin düşmanlarıyla iş birliği yaptılar ama tabiri caizse Devlet hep sustu. Dağdakilerle mücadele etti etmesine de bu hainlerin şehir uzantılarının siyaset yapmalarına da barış ve özgürlük adına izin verildi.
HDP ne yazık ki, bu özgürlüğün ve özellikle de bölge belediyelerindeki gücü hep devleti yıkmak ve devletin yanındaki vatandaşı yok etmek için kullandı. PKK’lı katillere lojistik destek sağladılar, göz yumuldu, cenazelerine hatta canlı bomba katillere sahip çıkıldı.
Türkiye düşmanı katillere destek veren bu şehir eşkıyalarına bir türlü bir şey yapılamadı.
Her gün şehid verirken bu HDP’i eşkıyaların siyaset ve demokrasi adına ellerini kollarını sallaya sallaya ortalıkta dolaşmaları hepimizin yıllardır canını yakıyordu.
Özellikle FETÖCÜ katillerle ve onların işbirlikçileriyle çok sert mücadele eden Devletin, HDPKK’lı eşkıyalarla mücadele etmemesi milletimiz nezdinde de sorgulanıyordu.
Millet olarak hep bekledik, bekledik ve ilk olarak bazı HDP’li belediyelere kayyum atandı. Ardından Diyarbakır Belediye Başkanı gözaltına alındı.
Serbest kalır derken mutlu bir haber aldık ve o hain tutuklandı.
Bugün ise 11 HDPKK’lı vekil gözaltına. Umarız tutuklanırlar. Ve umarız bu mücadeleden geri adım atılmaz.
Bu hainlerin belediyelerine kayyum atanması, belediye başkanlarının tutuklanması ve milletvekillerinin de gözaltına alınması 32 yıllık mücadelede bizce atılan en kararlı ve en isabetli adımdır.
Bu hainlerin partileri de kapatılmalı ve siyaset yapmalarına izin verilmemelidir. Efendim o zaman dağa çıkarlar. Çıksınlar, artık orada da hesaplaşma gücümüz var. İçimizdeki hainleri temizlediğimiz müddetçe orada da devletin kurşunu onları bulur.
Artık hepimiz biliyoruz ki PKK’nın ayakta kalması ve saldırılarına devam etmesi tamamen şehir, siyaset ve ticaret ayaklarının gücünden kaynaklanmaktadır. Yani bu hain ittifak içimizdeki ihanet şebekesinden gücünü alıyor.
Yani devletimiz bu kararlılığını sürdürse bu katillerin iç ve dış desteği de kalmayacaktır.
PKK’yı bugün ayakta tutan ve iç ve dış düşmanlarımızın yardım ve yataklıklarını terör örgütüne tahvil eden HDP'dir.
Çözüm sürecinin akamete uğramasından sonra ortaya çıkan şudur ki, HDP yok edilirse PKK'yla mücadelede çok önemli adımlar atılacaktır. Sancılar, bombalı saldırırlar hemen bitirilemez belki ama devletimiz bunların şehir, siyaset ayağını kestiğinde çok güzel günler başlayacaktır o bölge ve ülkemiz için.
Devletimiz yeni güvenlik politikasının ilk adımlarını atmıştır. Ve bizler de sonuna kadar devletimizin yanındayız.