Akademik yöneticilerin gerek kendi yakınları gerekse ahbap çavuş ilişkileri dolayısıyla adama göre hazırlanan ilanlar nedeniyle üniversitelerde öğretimin kalitesi düşmüştür.
Eş dost akrabayı alalım derken dil puanı birçok alanda göz ardı edilmiştir.
Üniversitelerde görev yapan akademik personelin yabancı dil düzeylerinin yetersiz olması nedeniyle uluslararası hakemli yayın sayıları da hayli düşüktür.
Üniversitelerde nitelikli öğretim kadrolarının sağlanabilmesi ve her bölgede ki üniversitenin eşit imkânlarla öğretim sunabilmesi için merkezi atama sisteminin getirilmesi ihtiyacı doğmuştur.
Merkezî sınav ile kişiye özel ilanların önüne geçilebileceği gibi, akademik personel ihtiyacını karşılayamayan üniversitelerinde ihtiyacı karşılanmış olur.
Mesela A üniversitesindeki eğitim fakültesi doçent alımı ilanı ile B üniversitesindeki eğitim fakültesi doçent alımı ilanı farklılık göstermektedir.
Bu farklılıkların nedeni ise alınması istenilen kişiye göre ilan hazırlanmasından kaynaklanmaktadır.
Yapılacak merkezî sınav sonucunda yeterli puanı almış kişiler daha önce boş kadro olduğu bildirilen üniversitelere aldıkları puan doğrultusunda merkezi yerleştirme ile atanarak akademik personel ihtiyacı her üniversite için sağlanmış olacaktır.
Ne yazık ki halen uygulanan ilan-sınav ve atamalar sonucunda “doldur boşalt sistemi” oluşmuştur ve bu sistem ile FETÖ ve benzeri yapılanmalar üniversitelerde etkin hale gelmiştir.
Mecburi hizmet süresi getirmekte yarar vardır çünkü bu şekilde “doldur boşalt sistemi” sonlanmış olur.
Doldur boşalt sistemi ile “bir akademisyeni alıyor kısa bir süre sonra başka bir üniversiteye” gönderilebiliyor.
Mecburi hizmet süresi ve hizmet bölgeleri olmasını sağlayarak üniversite öğretim sisteminde başka bir kolaylık daha sağlanacaktır.
Bilindiği üzere kırsal üniversiteler akademisyen ihtiyacını karşılamakta hayli güçlük çekmektedirler.
Bölümler var ama hocalar yok.
Mecburi hizmet bölgesi ve süresi ile akademik personel bulmayan üniversitelerin kadroları dolabilecek ve eğitimde fırsat eşitliği sağlanacağı gibi bu üniversitelerde de bilimsel çalışmalar yapılabilecektir.
Üniversitelerin yapısı özerk olmakla birlikte özel değildir yani çalışanları kamu personelidir.
Doktoru, hemşiresi, öğretmeni, hakimi, savcısı, maliyecisinin vs. her hizmet bölgesinde görev yapması sağlanıyorsa aynı uygulama üniversitelerde akademik personel içinde yapmalıdır.
24 Haziran seçimleri sonrası “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” ile yönetilmeye başlanılan ülkemizde, uluslararası bilimsel çalışmalarda üst sıralarda yer bulabilmesi için akademik personel alımlarının merkezî sistem-merkezî yerleştirme ile gerçekleştirilmesi ve mecburi hizmet yükümlülüğünün getirilmesi elzemdir.
Başyazı