Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç 23 Şubat’ta Hürriyet Gazetesi’nin Ankara bürosunu ziyaret etti.
Hürriyet Gazetesi 25 Şubat’ta ‘Karargah Rahatsız’ manşetini atınca ortalık bir birine girdi.
Haber, 15 Temmuz’da Cumhurbaşkanı’yla CNN TÜRK’te canlı telefon bağlantısı başarısına imza atan Hande Fırat’ın haberiydi. Yanı Bakan Kılıç’ın ‘Bizim Hande’ dediği Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisinin.
Haberin ardından Hürriyet Gazetesi çok haklı olarak adeta topa tutuldu. Çok sert eleştirilere muhatap oldular. Eleştirilerin ardından geri adım attılar.
Hürriyet Gazetesi Bakan Kılıç’ın ziyaret haberini 26 Şubat’ta girdi. Bu sefer tepkiler Bakan Kılıç’a yöneldi. “Tam da böyle bir haberin ardından bu gazeteyi nasıl ziyaret edersin” şeklindeydi tepkiler.
Çok normal olarak bakanın ziyareti ‘Karargah Rahatsız’ haberinin ardından yapılmış gibi görüldü. Dahası Hürriyet Gazetesi yani bizim Hande öyle göstermek istedi.
Ben de aldım haberi, ‘Bakan Kılıç’tan Zamanlama Hatası’ başlığıyla hiç yorum yapmadan olduğu gibi verdim.
Ortalık yine karıştı.
27 Şubat Pazartesi başlamış olduğum üç günlük İstanbul – Ankara seyahatinin tamamında Bakanın basın danışmanı Ubeydullah Bey’in haber hakkındaki telefonlarıyla uğraştım. Meselenin bende değil ‘Bizim Hande’de olduğunu anlatmaya çalıştım. Çünkü ben Bakanın Hürriyet ziyaretini Hande Fırat’ın Twitter paylaşımından öğrenmiştim. 23 Şubat’taki ziyaret resmini 26 Şubat’ta paylaşmıştı.
Anlaşamadık.
Birkaç gün sonra tekzip yolladılar.
Onu da yayınladım.
Benzer bir tekzibin Hürriyet’e gönderilip gönderilmediğini ise bilmiyorum.
Bakan ile haber krizimiz ilk değildi. Araya Samsun Valiliği’ni de sokarak kaldırttığı haberlerim var.
Fakat bir kere tenezzül edip kendisi aramadı.
Yani Hürriyet Gazetesi’nin Handesi ‘Bizim Hande’ oldu, 2011 genel seçimlerinde AK Parti Samsun Seçim Koordinasyon Merkezinde birlikte çalıştığı, her gün haberlerini yaptığı Recep, ‘Bizim Recep’ olamadı.
Hürriyet Gazetesi’nin ters köşeye yatırdığı Bakan Kılıç, geçtiğimiz hafta baba ocağı Samsun’da yerel gazetelerin genel yayın yönetmenleriyle Samsunum 1 Gemisinde bir araya geldi.
Tabi olarak davetli değildim.
Sonradan anlaşıldı ki, internet medyası hiç davet edilmemiş.
Araya birileri girdi, Samsun internet medyasının önde gelen isimleri de yemeğe davet ettirildi.
Listede ismim vardı fakat tabii olarak katılmadım.
İçeriye fotoğraf makinası ve kamera alınmamış. Bir gazeteden sadece bir kişi davet edildiği için Halk Gazetesi genel yayın yönetmenini temsilen davete icabet eden iki gazeteci, bir kişi kuralını eleştirerek gemiye binmeden ayrılmışlar.
Bu kuralın gerekçesi geminin yeterince büyük olmamasıymış.
Bakan Kılıç'ın gündeme dair soruları cevaplamış.
Toplantıya Samsun Milletvekili Fuat Köktaş, Samsun Valisi İbrahim Şahin ve AK Parti Samsun İl Başkanı Muharrem Göksel de katılmış.
Bir gazetecinin, FETÖ operasyonlarının AK Parti de siyaset yapanlara neden uzanmadığı, 16 Nisan'dan sonra böyle bir operasyonların yapılıp yapılmayacağı sorusuna, bazı bakanların ve milletvekillerinin ifadelerinin alındığı, bazılarının partiden atıldığı, bazılarının da kaçak oldukları şeklinde cevap vermiş.
Çok açıklayıcı olmamış ama şimdilik yeter…
Fakat bu soru aslında bakana değil de toplantıda olduğunu resimlerden gördüğüm, yalan yanlış bilgilerle insanların hakkında karalama yapan, elinde belge bilgi olmadan hesap soran, kendisi bir şey yapamayacağını anlayınca CHP il başkanını göreve davet eden, bir günde 7 tekzip yayınlayarak bir rekora imza atan Hayali Kaynar'a sorulsa daha açıklayıcı ve net cevaplar alınabilirdi.
Öyle ya! Köşesinden milletin oyları ile seçilen siyasetçiler hakkında atıp tutan, Samsun’un bir numaralı FETÖ’yle mücadelecisi, son FETÖ bükücü, ne var ki iş kendi ağababalarına gelince sus pus Hayali Kaynar’ın bu soruya verilecek cevabı pek ala vardır.
Veyahut da, Hayali Kaynar, sorulmasına gerek kalmadan, hazır basınla birlikte yemek yiyen bakanı bulmuşken CHP’den medet ummak yerine varsa bilgi ve belgelerini ortaya koymalı, yoksa "Sayın bakanım köşemde şehrin bazı AK Partili siyasilerine yönelik FETÖCÜ yaftası yapıştırmaya çalışıyorum ama elim boş, belge de yok, bilgi de… Kimse beni galeye almıyor, bari buna siz bir açıklık getirin bende mutlu olayım, rahatlatın beni" demeliydi.
Başyazı