Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, tepkileri, yargıyi, bütün itirazları göğüsleyerek Samsun’un çehresini değiştirmeye yönelik yıkım ve yeniden inşa çalışmalarına tam gaz devam ediyor.
Ediyor, ediyor lakin tamamlanan Saathane ve Subaşı Meydanı yeniden inşa çalışmalarına baktığımızda bir yerde bir hatta birkaç yanlışın olduğunu fark görebiliyoruz.
Yanlış nedir, eksik nerededir diye soracak olursanız; bize göre yanlış ve eksik insan merkezi bir yeniden inşa faaliyetine odaklanılmamış olmasıdır.
Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin yıkılıp yeniden yapılan veyahut restore edilen veyahut çevre düzenlemesi elden geçirilen projeleri Samsun’a yabancı mimar ve çevre düzenlemecileri sayesinden insandan uzak bir anlayışla tamamlanıp, insanın hizmetine sunulmaktan ziyade fonksiyonsuz bir şekilde sadece görsel bir özellikle hayata geçiriliyor.
Hususiyetle Saathane ve Subaşı Meydanı’nda Avrupa’nın soğuk, yağmurlu iklimine göre çizilen, tasarlanan ve uygulamaya geçirilen çevre düzenlemelerinde insan, bitki ve hayvanlar göz ardı edilmiş durumdadır.
İnsanın oturacağı oturacaklar ve insanın altında gölgeleneceği ağaçlar hiç düşünülmemiş, zavallı köpekler kışın soğuğunda dahi taş zeminde uyumak zorunda bırakılmış.
Ne bir gölge, ne bir oturacak yer, ne nefes alacak alan…
Alabildiğine taş, alabildiğine beton, nereye baksan gri…
Alabildiğine soğuk iklim mimarisi; “hava soğuyunca gölge veren ağaçlar unutulur” sözü misali sürekli havanın soğuk olduğu Avrupa iklimine has ve hususi çevre düzenleme anlayışı…
Hâlbuki batıdan doğuya doğru havalar ısınır, Avrupa’nın soğuk iklimi Türkiye’de hele Karadeniz’de yoktur. Bu yüzden Avrupalı yazın iklimi daha sıcak olduğu için Türkiye’yi tercih eder.
Yazın Karadeniz ikliminde insan, gölgesinde dinleneceği bir ağaç arar…
Saathane meydanının yeniden tasarımında kenara iki üç tane bodur zeytin ağacı koyan mimar veyahut çevreci, ağacı insanın hizmetine sunmak yerine insanı ağacın hizmetine sunmak gibi çarpık bir felsefe ve ideolojik bakışın, dünya görüşünün tesiri altında kalmış demektir.
Dikkat edin sıcak iklimlerde evler binalar birbirine çok sıkışıktır, bunun sebebi sıcaktan korunacak, muhafazalı mekanlar elde etmektir.
Mimaride iklim unsuru; günışığı, ısı, nem ve rüzgâr gibi hususiyetler göz önüne alınmadan mekan tasarımı yapmak görüldüğü gibi büyük yanlışları beraberinde getirmektedir.
Mimardan ve çevre düzenlemesi yapacak olan peyzajcılardan beklenilen, güneş, nem ve rüzgar unsurlarını birlikte düşünerek bir çözüm üretmesidir.
Batı ikliminin çözüm yöntemlerini olduğu gibi doğu ikliminde kullanan Mimar veyahut çevre mühendislerine tavsiyemiz insan odaklı çözümler üreterek mimariyi, bitkilerin, hayvanların ve insanın hizmetine sunarak doğunun ideolojik ve felsefi arka planına yakın işler ortaya koymalarıdır.
Esasen bizim medeniyetimizde meydan da yoktur, bizde meydan cami avlusudur, yani bütün yollar camiye çıkar…