Özelde Samsun’da ve genel olarak ülke çapında yapılan ‘Paralel Yapı’ – FETÖ – PDY operasyonlarının yasaK savma kabilinden, göstermelik olarak icra edildiği Samsun’da gerçekleştirilme tarzı ile bir kere daha tescillenmiştir. Samsun’da bir pansiyona, bir kaç ev ve işyerine arama ve delil elde etmek hedefiyle gidilmesi, birkaç bilgisayara ve evraka el konulması, tamamı başörtülü bayanların terör örgütü elemanı diye tutuklanması bizde “Bu filmi daha önce de izlemiştik” hissi uyandırdı. Ülke çapında birkaç ilde de buna benzer operasyonlar gerçekleştirildi. Bu operasyonlar, çok açık bir şekilde cemaat provokasyonundan başka bir şey değildir. Başı kapalı bayanları terör örgütü mensubu gibi basına servis etmek, cemaatin algı-tasavvur yönetimini sevk ve idare edenleri tarafından düşünülerek hayata geçirilmiş masumiyet karinesini güçlendirme çabasından başka bir şey değildir. Bu operasyonun zamanlaması, uygulama biçimi, basına servis tarzı AK Parti’yi ve Paralel Yapı mücadelesini tavizsiz devam ettiren Cumhurbaşkanı’nın halkın gözünde küçük düşürmek ve FETÖ’cüleri sempatik göstermekten başka bir gayeye hizmet etmemektedir. Zamanlama ise tam anlamıyla fiyaskodur çünkü atı alan çoktan Üsküdar’ı geçmiştir. Bu operasyon neden, Paralel Yapı’ya finans kaynağı sağlayan, himmet paraları adı altında para toplayan, örgüte maddi ve manevi destek veren, lojistik destek sağlayanlara ve bunların resmi kurum bağlantılarına yapılmadı. Bu operasyonun özellikle başörtülü insanları terör örgütü mensubu olarak göstermesi toplumun vicdanını sızlatmıştır. Çünkü hala fark edilemediğini üzüntüyle görüyoruz ki; paralel operasyon vatan hainlerine, ülkenin birliği ve dirliğiyle oynayanlara, hain ve gafillere yapılmalıydı.