İnsan işitsel ve algısal olarak anlama yeteneğini doğuştan gelen bir özellik olarak kullanır. Anlayamadığı bir konuyu beyni anlamak için fazla mesai harcar. Bedenin harekete geçmesi için beynin önce anlaması sonrada komut vermesi gerekir, buda anlamaktan geçer. Beyin kapasitesi kısıtlı olanlar aceleci olarak yanlış anlar yada yanlış olanı doğruymuş gibi anlar bu kişiyle ilgili değil beyini ile ilgilidir.
Beyin fonksiyonları çok kapsamlı çalışanlarda bu durum çok farklıdır, “leb demeden leblebiyi anlamak” değimi bu insanlar için söylenmiştir. Akıl etmek düşünüp sorgulamak beyni iyi kullanmakla olur. Her insanda akıl vardır fakat bu beyni kullanmak özel yetenek ve marifet ister.
İnsanı diğer canlılardan ayıran aklı ve zekâsıdır. Kutsal kitabımızda birçok ayette “Akletmez misiniz? Der! Bu konu anlamaktan ve anlamları yorumlamaktan geçer. İnsanın ikinci beyini de kalbidir. Kalbin kan dolaşımını sağlaması dışında ilginç ve yeni yönleri gözlemlenmiş. Buna göre kalbin tıpkı beyin gibi kendine has çok kompleks bir sinir sistemi var. 40.000'den fazla olan bu nöronlar, kalbin kendisine ait 'küçük bir beyin' olarak tanımlanıyor. Kalbin çeşitli hormonal durumları, nöro taşıyıcılar tarafından beyne iletiliyor ve beyin sistemini etkiliyor.
Mantıklı olma, duygularla hareket etmek, vicdanlı olmak… “Duygular gelip geçici, aklını kullan, mantıklı ol, bunlar geçecek sonra pişman olacağın şeyleri yapma!” Bunlar tanıdık geldi mi? Seçimlerde kalbinin sesini dinleyenlere güzel bir haberim var! Kalbin zekâsı vardır ve önceden olacakları hisseder. Kalbimizle de düşüne biliyoruz bu bilimsel olarak kanıtlandı. Yaratan düşünelim akıl edelim diye bize beyin ve kap vermiş bu organlara nöron vererek zekâ ve duygusallık mantık eklemiş. Bizler bu kadar Muazzam donanıma sahipken bile hala akıl edemiyor, düşünüp anlamsız işler ile uğraşmaya devam ediyoruz buda yaratılışımıza aykırı.
Anlam veremediğimiz birçok anlamsızlıklar vardır, mesela insan beynini neden kullanmaz buna anlam veremiyorum. Bir zorluk ve güçlük içerisinden sizi oradan çıkaracak şey aklınızdır, tabi doğru kullanılırsa.
Genellikle insanlar içgüdü sel hareket ettiği için akıllarını beslenme, barınma ve üreme bilinciyle kullanıyor. Anlama güçlüğü çekenler ise akıllarını taşıma dedikodu, boş konuşma gibi içi boş ve insan hayatını kötü etkileyecek şeytani eylemler için kiraya verir. Okullarımız, öğretmenlerimiz, ustalar ve öğreticilerimiz küçük yaştan bilgi yüklemesi yaparlar doğruyu, bilgiyi ve insan olmayı öğretirler algıya kapalı insanlar bunları alamaz ve savunma mekanizması geliştirir boş boş okula gelir gider. Beslenme ve bulunulan ortamda beyin gelişimine etkendir. Düşünme, fikir üretme, akıl ve zekâyı kullanamayanlar başkalarının ürettiği hazır anlam ve kavramları kullanırlar. Anlamak için önce dinlemek lazım, dinlediğimizi de kalbimizle yorumlayıp beynimizle analiz ederek yorumlamak lazım diye düşünüyorum. Önce akıl!
Mavi Kuş Medyanın düzenlemiş olduğu, tamamen okur oylamasıyla seçilen, yılın en iyi roman yazarı ödülünü sizlerin oylarıyla almış bulunmaktayım. Bu ödüle layık gören siz değerli okurlarıma sonsuz teşekkür ediyorum, iyi ki varsınız. Allah’a ısmarladık hoşça kalın.