Prof. Ulrich Walter, (Fizikçi, Astronot, Ordinaryüs, Uzay teknolojisi, Münih Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi, Almanca yayınladığı İlmî Makalesinde “İlim bize Kâinatı kimin yaptığını/yarattığını ve bizim için nasıl hazırlandığını anlatmaktadır?” demekte ve “…bunu
Biyolojik olarak çok yüksek komplike varlıklar olan biz insanların çok belirli özelliklere sahip bir Kainata ihtiyacı vardır. İçinde yaşadığımız Dünya tam da varlığımızı sürdürebilecek özelliklere sahiptir. Dünyamızı İdare Eden Güçler(!):Atomdaki, Atom Enerjisi, Elektro Manyetik Dalgalı Elektrik Gücü, Zayif Atom Gücü, Çekim Gücü (Gravitasyon)…” özellikleri, güçleri(!) atom bazında ve büyük kütleler ölçüsünde o kadar ince ve hassas hesaplarla faaliyet gösterirler ki bunlar asla tesadüf olamaz. Saniyenin milyonda biri gibi kısa zamanda, milyarda bir farklılık bütün varlıkların yok olmasına sebep olur, demektedir…
“İste dünyamızla ilgili durum da tam böyledir. Burada birisi çıksın ve bize bizim varlık sebebimiz tamamıyla tesadüfîdir desin! Burada tam aksine bir durum söz konusudur. Fiziki büyüklük ve değerleri öyle ince hesaplarla birbirine bağlanmıştır ki, onlar öyle kati ve ince hesaplarla yaratılmışlardır ki böylece biyolojik hayat ve yaratılışın tacı (İNSAN) ortaya çıkabilsin. İşte bu izah tarzı mümkün olan açıklamaların en doğrusudur.” Biz de ona katılıp bu konuda bir şeyler söyleyelim:
1-ADLÎ TIB’da, ölendeki darbenin tesirinden, şiddetinden, bu eylemin kadın tarafından yapıldığı bile belli oluyor. Öldürülen bir insanın, 2-3 yaşındaki bir bebeğin eline tutuşturulan tabancanın kurşunuyla öldürülmüş olduğu teknik olarak tespit edilse de, kuşunun o tabancanın kurşnu olduğu anlaşılsa da, çocuğun tamamen aciz olmasından dolayı katilin o bebek olmadığına hemen karar verilebiliyor. Bebeğin, bu katli yaptığına hiçbir akıllı insan asla inanmıyor, iddia da etmiyor.....
2-Kainattaki Teavün- Cansızların, bitki ve hayvanların imdadına; bitkilerin, hayvan ve insanların yardımına; hayvanların ise, hepsiyle birlikte kainata en üstün varlık olarak yaratılan insanların emrine amade oluşu tesadüf olabilir mi. Toprakta uygun minerallerin bulunuşu; bitkilerin, insanların bile gerçekleştiremediği çok karmaşık foto sentez işlemini hayvan ve insanların atığı olan zehirli karbon dioksit, güneş ışığı ve yaşadığımız dünyada daima bir devr-i daimde olan çok büyük miktardaki su ile yapması nasıl tesadüf olabilir. İnsan ve hayvanların atığını ana madde olarak kullanan bitkilerin, insan ve hayvanlarca en ihtiyaç duyulan oksijen salması nasıl tesadüf olabilir? Odundan elma, muz yemek; kara topraktan patates, ıspanak, marul, havuç yemek hiç tesadüf olabilir mi?
Bütün bitki ve hayvanların tohum ve yumurtalardan kendi benzerlerini çıkarmak için 50 bin cilt yazılıma sahip olması asla tesadüf olamaz. Bütün eko sistemde bütün varlıkların yaşamasına uygun zeminin ihyası kime, neye verilebilir. Tesadüfe havale edilebilir mi? Magmamızla Radyasyon Kalkanı, Ozon ile zararlı ışıklardan korunmasını hangi ilim, hangi kuvvet, hangi irade gerçekleştirebilir. Bütün canlıların su ile yaşaması, atmosferimizin onlara uygun gazlarla oluşturulması, Arzımızın da bu atmosferi tutacak bir büyüklük ve çekim gücünde yaratılışı tesadüftür, denebilir mi?
3-İlmin söylediği proteinlerin, amino asitlerden oluşması (!) zahiren doğru olsa bile; 500 amino asitten meydana gelebilen bir proteinin oluşması(!) için ihtimal, olasılık hesaplarına göre zaman olarak dünyanın ömrü yetmez denirken nasıl tesadüften bahsedilir, hayret edilecek bir gerçek.
4-Yemek yemekteki, gıdalanmaktaki eylemlere bakılırsa bitkinin kökleri ve odun soymuk boruları, yapraklarındaki klorofiller, topraktaki mineraller, yıldırımlarla en zaruri ihtiyaçları olan azotun tonlarcasının şırınga edilmesi hangi merhametli unsura, güce verilebilir. Bu büyük ve kapsamlı icraatlara Tesadüf denebilir mi?
Büyük hayvanlardaki işkembe yapısı, önce çok çok yemeleri, sonra dinlenirken hazmın yapılışı; kanla fışkıları arasından sütün yaratılışı, ot yiyerek et oluşturmaları o kadar büyük ve hassas işlemlerdir ki asla ve kat’a tesadüfle anlatılamaz.
En şuurlu insanın yemek yemekteki hissesi ne kadardır acaba. Ağzımıza tükürük salgılatılması, bağırsaklarımızda emilime uygun hücrelerin yapılması, dişlerimizin ağzımızdan uygun yapıda çıkartılması, dilimiz ve fonksiyonları, küçük dil ve vazifeleri, mideye gidin yemek borusundaki yapı, kapakçıkları, yemeğe göre asitler ifraz ettirilmesi, o asitlerden midenin zarar görmemesi için özel sıvılarla kaplanması, nasıl tesadüf olabilir. İnsana mı, hücrelerimize mi, neye veya kime verilebilir? Tesadüf diye hangi akıl kalp inanır bu iftiraya. Yemek için ağzımızın, boşaltım yererlinin en hikmetli şekilde ayarlanması bile büyük ilim ve kudret gerektirmez mi?