Şekerli Hikâyeler
Altı yaşında dikkat dağınıklığı kızı olan bir anne…
Okuldan gelen şikâyetlere çok üzülmüş.
Çocuk psikiyatrisine başvurmuş. İncelemeler… Testler…
Eve gelince kızının kitap okumasını teşvik için bir yöntem geliştirmeyi düşünmüş.
Aklına fen bilgisi dersinden öğrendiği Pavlov’un klasik koşullanma deneyi gelmiş.
Pavlov, köpeğine zil sesi eşliğinde yiyecek verirmiş.
Belli bir zaman sonra zil sesini duyan köpek zilin ardından yemek geleceğini bekleyerek tükürük salgılarmış.
Zamanla zil sesinden sonra yemek gelmese bile köpek tükürük salgılamaya devam ederek klasik koşullanmış yani şartlanmış olur.
Anne de buna benzer bir yöntem geliştirmiş.
Kızının sevdiği şekerlerin betimlendiği kısa hikâyeler yazmış.
Limonlu, portakallı, kahveli, sütlü, sakızlı ve naneli şeker hikâyeleri…
Bir gün kızı okuldan eve gelmiş. Masada “Limonlu Şeker” başlıklı kısa bir hikâye görmüş.
Limonlu şekeri çok sevdiği için bu hikâyede neler geçtiğini merak etmiş.
Ve okumaya başlamış. Okudukça, annesi de etrafa limon kokulu sprey sıkmış.
Mis gibi limon kokusu etrafa yayılınca, küçük kızın okuma aşkı daha da artmış.
Ve kendisini hikâyede anlatılan şekerin lezzetine kaptırmış.
Daha hikâye bitmeden “kızım limonlu şeker ister misin?” sorusunu duymuş.
Küçük kız, soruya cevap vermeden şekeri almasıyla ağzına atması bir olmuş.
Bir yandan okuyor, diğer yandan da şekerleri ağzına atıyormuş
Portakallı, kahveli, sütlü, nane şekerli hikâyeler sırasıyla her gün okunmuş.
Böylelikle kızın okuma alışkanlığı daha da artmış.
Küçük kız büyüyünce annesinin bunları niçin yaptığını anlamış.
Ve bir anı olsun diye okuduğu hikâyelere “Şekerli Hikâyeler” demeyi de unutmamış.
Anlamlı bir hikâye…
Okuduğun kitapta aradığını görmek istersin…
Görmek istediğin, senin anlam ve huzur bulmak istediğin şey…
Bulamadığında sıkılır ve kitabı bırakırsın.
Ufuktaki çizgiyi görmek, derin ve geniş bakış açısı kazanmak için okumak gerek…
Hayat kitabını okumak da böyle…
Sabırsızlık bu kitabı çürüten kurt gibi onu içten içe kemirir ve çürütür.
Sabır ise, hayat kitabının sayfalarında adeta koşar adımlarla, düşmeden ilerlemek ve düştüğü yerden kalkmasını bilmek, bilinçlenmek…
Bu yüzden okumak bilgi ve bilinç, bilgi ise güçtür.