5-0’lık Denizlispor galibiyetinin rehavetiyle çıktığımız maçta 1 puanı zor kurtardık. Ben dahil herkes rehavet içindeydi. Taraftarın rehavet içinde olması kabul edilebilir ama teknik ekip ve oyuncuların rehaveti kabul edilemez. 5-0’ın rehavetiyle çıktığımız maç bizi 2 puandan ve 2.’Likten etti.
Süper lig için ne zaman ümitlensek, ne zaman Samsunspor’u övsek gelen ilk maçta hüsrana uğruyoruz. Bu sanki Sansunspor taraftarının kaderi gibi.
Hesap kitap yapıyoruz, şu maçı rahat alır, o havayla şu takımı da yeneriz diyoruz ama öyle olmuyor işte. Ne zaman taraftar stada gelmeye başlasa, ne zaman taraftar bu sene olacak inşallah dese kötü bir sonuç alıyoruz ve taraftar üzülüyor. Ondan sonra taraftar “Daha da maça gelmem.” diyor. Kasıtlı yapsanız denk getiremezsiniz.
Maça başladık bekliyoruz ki, Gençlerbirliği maçındaki gibi önde basıp rakibi boğup biz bu maçı ne yapıp edip alırız oyunu oynayalım. Ama nerde böyle oyun, oyuncular lay lay lom. Biz nasıl olsa büyük takımız Denizli’ye 5 attık Malatyaspor’u her halükarda yeneriz havasındayız.
Fakat futbol öyle bir oyun ki, sahada mücadele etmeden maç kazanılmıyor. Samsunspor sanki öndeymişiz havasıyla yana geriye oynayarak rakibe nefes alma imkanı sağladı. Bu oyun rakibini yense bile Samsunspor taraftarının istemediği bir oyun tarzıdır.
Üç gün üç gece maç oynansa Zeki Yusuf’a, Yusuf Yunus’a, Yunus tekrar Zeki’ye pas atarak oynasa gol atma şansımız olmaz. Bu oyunun sadece maç sonu istatistiklerine olumlu katkısı olur. Pas ve isabetli pas sayımız artar ama sonuç ligin dibindeki takımı yenemeyiz.
Ben hoca olsam bütün bencilliğine rağmen oyundan Laura’yı değil Ali’yi alır Laura’yı sağ kanada koyar ya da 3-4-3 dönerdim. Aslında maçtaki ilk pozisyonumuzda Laura topu Tangue’ye atsa o da gol yapsa belki de üzülmez ve bugün bunları konuşuyor olmazdık.
Herkes Laura’ya kızıyor fakat sanırım o pozisyonda şuta konsantre olmuştu pas vermeyi hiç düşünmedi. Zaten Laura da golcü bencilliği var.
Bir kez daha gördük ki, futbol bir an bile laubaliliği kaldırmıyor. Evet golcü biraz bencil olabilir ama maçın durumuna göre pas atması gereken yerde pasını atar. Oyuna gelince bana göre Malatyaspor bizden daha iyi hazırlanmış ve maçı kazanmayı bizden çok istediler.
Ve fakat zamanı öldürmek için her duran topu geciktirmeleri ve sürekli yere yatmaları çok çirkindi. Malatyaspor kalecisinin hakem dahil herkesle dalga geçercesine zamana oynaması taraftarımızı çileden çıkardı.
Ve hakemin maçı normal uzatma süresi gibi uzatması kabul edilemez. En az 6 kere saati gösterip zaman tutuyorum diyen hakem maçı sadece 6 dakika uzatarak taraftarı çileden çıkardı.
Federasyonun bu tür durumlarda oynamak isteyen takımların hakkını koruma adına tedbirler almasının zamanı gelmedi mi? Bence taç atışlarına ve aut atışlarına da zaman sınırlaması getirilmeli.
Maç sonu Hüseyin hoca “Göreceksiniz bu 1 puan bizi şampiyon yapacak.” Demiş. İnşallah öyle olur diyelim fakat endişeliyiz İnşallah bu maçta kaybettiğimiz 2 puan bizi şampiyonluktan etmez.
Muhammed kardeşimizin ayağı kırılmış. Geçmiş olsun diyelim İnşallah bir an önce sahalara döner. Bu maçın telafisi Bodrumspor’u Bodrum’da yenmek. Sanırım oyunculardan bunu beklemek hakkımızdır.
Adnan ÖZ