Üçüncü golü yediğimizde maçın sonucundan bağımsız yukarıdaki başlığı atmaya karar vermiştim. Çok şükür güzel bir galibiyet aldık fakat sonuç güzel olduğu halde başlığı değiştirmedim. Neden mi? Taraftarın sesi olmak için.
Sessiz sedasız maç izleyip, Samsunspor gol atınca bile ayağa kalkamayan ve sadece alkışlayan ben yediğimiz üçüncü golden sonra ayağa kalktım ve hocaya “Senin oynatacağın topun!” diye bağırdım. Samsunspor taraftarı olarak bu şekilde bir oyun anlayışına itirazımız olduğu bilinsin.
Biz, iç sahada hem de yenik durumdayken Abdullah Avcı oyunu oynamayı istemiyoruz. Biz, 60. dakikadan sonra oynanan oyunu istiyoruz. Böyle oynayalım sonuç ne olursa olsun razıyız.
Hem son 30 dakikada oynadığımız oyun gibi çabuk ve dikine oynarsak Samsunspor Başkanı Sayın Yüksel Yıldırım’ın dediği gibi herkesin ikinci takımı Samsunspor olur. Tabi ki oyun içinde ve bazen aktif dinlenme için zamana da oynanacaktır fakat yine söylüyorum yenik durumdayken değil.
Kızdığımız 3 pozisyondan bahsedip, aldığımız galibiyetin tadını çıkaralım. birinci pozisyon daha maçın başları oyunu rakip alana yıkmışız. Sol önden Bola taç atacak, bir oyuncumuz ceza sahası içinde kendini boşa çıkarıp top istediği halde Bola tacı defansımıza attı ve o topu kaybettik. Akabinde rakip korner kazandı. Yaklaşık 3 dakika top bizim birinci bölgemizde kaldı. Oysa ligimizde yediğimiz birinci goldeki gibi taç atışlarından çok gol atılıyor.
İkinci pozisyon ise rakip yarı sahasından duran top kazandık. Biz uzun boylu oyuncular ceza sahasına girer bir orta yapılır belki bir karambol golü, belki birinin eline çarpar bir penaltı olur diye beklerken oyunu ileri çıkmayan stopere vererek başlattık ve gereksiz pas yapıp zaman öldürdük.
Üçüncü pozisyonda Göztepe korner bayrağına yakın bölgeden kullandığımız taç atışının bizim kaleciye geri pas olarak kullanılması ve yediğimiz üçüncü gol. Evet Samsunspor taraftarı olarak özellikle yenik durumdayken bu kadar geri oynanan bir oyun anlayışı istemiyoruz.
Tabii ki mucizevi bir şekilde kazandığımız maçın sonucuna bakanlar bu eleştirilere katılmayabilir. Yine söylüyorum takım öndeyken ya da berabereyken bu oyun anlaşılabilir fakat zaten yenik durumdayken kaleciye yapılan her geri pas taraftarı çileden çıkarıyor ve oyundan soğutuyor.
Kadrodaki bütün oyunculardan faydalanılması gerektiğini yazdığım için Laura’nın kötü ve umursamaz oyununu eleştirmeyeceğim fakat şu da unutulmamalı oynadığı takımı küçümseyen ve umursamayan oyuncudan hayır gelmiyor.
Gerçekten de 60. dakikadan sonra müthiş bir geri dönüş yaşadık. Umut ediyoruz ki bu oyunumuz Adana’da da devam eder ve zamanında çok canımızı acıtan Adanademirspor’un canını acıtırız fakat rakibin 1 puanda oluşuna aldanıp gevşememek gerekir.
Geçen hafta Samsunspor’u çok övmüştük. Oynadığı oyun ve aldığı sonuçlar ile oyuncularımız bu övgüyü fazlasıyla hak ediyor. Şu an ligde kondisyonu en iyi takımların başında Samsunspor geliyor. Umarız bu form durumu biraz daha devam eder.
TFF, taraftarı olan ender takımlardan birisi olan Samsunspor’un maçlarını mutlaka ya akşam saatine ya da Pazar gününe almalıdır. Yayıncı kuruluş da mutlaka düşünülmeli fakat mesai saatindeki maçları taraftarı bini geçmeyen takımlar oynasın.
Her şey taraftar için değil mi? Samsunspor taraftarı maçlara gelmek istiyor fakat maç mesai saati içinde olunca olmuyor işte. Cumartesi tatil diyenler olabilir fakat şu unutulmamalı taraftarın ekseriyeti memur değil özel sektörde çalışmakta.
Adnan ÖZ