Altınordu deplasmanında çok kötü bir maç çıkardık. Belki maçın başında oyuncumuz Tangue kırmızı kart görmese durum değişik olabilirdi. Fakat maçı bütün düşünmek ve her ihtimali göz önünde bulundurmak gerekir. Maçın bütününe bakıldığında çok kötüydük. 2-0 yenikken bile Altınordu dalga geçer gibi top çevirdi ve maalesef sahada buna bile isyan eden oyuncumuz yoktu.
Biz Erzurum’da öndeydik rakip on kişi kalmıştı skoru artırmayı bırak galibiyeti bile koruyamadık. Bu sefer biz eksik kaldık ve yine bir B planımızın olmadığını gördük. Yani iki şekilde de oynamayı beceremedik. Oysa futbol oyunu her türlü duruma göre oynayabilmeyi gerektiriyor.
Altınordu deplasmanına giderken herkes galibiyet düşünüyordu. Hoca ve oyuncular maçı nasıl kazanmak istedi bilemiyoruz çünkü mücadele etmeden maç kazanılmaz. Fakat taraftar galibiyetten çok umutluydu. Samsunsporlu oyuncular neden bu kadar isteksizdi biz anlayamadık?
Panik yok henüz kaybedilmiş bir şey yok ama çok dikkatli olmak gerekiyor. Bir iş kazasını daha kaldırmak zor olur. Hüseyin Eroğlu hoca “Ben profesyonelim Altınordu’yu on yıl çalıştırmış olmam ve güzel anılarımızın olması beni etkilemez.” demişti. Bu durum belki hocayı etkilememiş olabilir ama oyuncular etkilenmiş olmalı ki bu kadar isteksiz oynadılar.
İsim vermeyeyim ama bazı oyuncular maalesef giydiği formanın hakkını veremiyor. Gerçi bu maçta takım olarak kötüydük ve oyuna hiç ortak olamadık. Uzatmalarda golü bulduk daha üç dakika vardı ama rakip takım oyuncu değişiklikleriyle maçı soğutup hak ettiği bir galibiyet aldı.
Çarşamba günü Muşspor ile kupa maçımız var umarız bir kazaya uğramayız turu atlarız. Kuvvetle muhtemel kupa maçına ligde süre alamayan oyuncular ile çıkarız. Pazar günü ise Boluspor ile maçımız var. Bu maçta yaşanacak puan kaybının telafisi zor olacaktır. Onun için ne yapıp edip Boluspor maçı alınmalıdır.
Bu bizim kaderimiz oldu, maalesef üç maç üst üste kazanamıyoruz. Oysa Altınordu maçını alabilseydik Boluspor maçında tribünlerde yirmi bin taraftarı zorlayabilirdik. Şimdi yine her halükarda Samsunspor diyenler maça gelecektir. Taraftara haydi maça diyecek yüzümüz yok ama taraftarlık böyle günlerde takıma sahip çıkıp destek olmakla gösterilir.
Takımda ceza ve ödül sistemi uygulanmalı. Sorumsuzca görülen kırmızı kartların bir bedeli olmalı. Oyuncumuz Tangue’nin gördüğü kırmızı kartın kabul edilebilir bir yanı olamaz. Allah korumuş rakip oyuncuya bir şey olmamış yoksa Tangue cinayetten bile yargılanabilirdi!