Cumartesi günü çok büyük üzüntü ve hayal kırıklığı yaşadık ve bayramımız hüzünlü geçti. Maça giderken başladı olumsuzluklar. Çevre yolundan Lovelet Alışveriş Merkezinin oraya bir buçuk saatte gelebildik. Yoğunluğun bir kısmının maça gittiğini düşünmüştük fakat stada geldiğimizde öyle olmadığını anladık.
Stada gelene kadar zaten çok yorulmuş ve emniyetin anlaşılması imkânsız tedbiri için fazlasıyla gerilmiştik. Samsun polisinin Samsunspor taraftarına davrandığı gibi hiçbir statta hiçbir polisin, taraftara bu şekilde davrandığına bu zamana kadar şahit olmadık.
Benim kombinem Batı alt aile tribününde. Her zaman TÜYAP Fuar Merkezinin arkasına ya da yanına aracımızı park edip oradan yürüyüp raylıyı geçip kapımıza ulaşıyorduk. Maç günü de öyle yaptık fakat raylının oraya geldiğimizde polis “Buradan geçiş yok.” diye bizi geri çevirmek istedi.
Dizimden ameliyat olduğum için dizlik ile dolaşıyorum. Polise gösterdim rica ettim “Zaten buraya kadar zor geldim. Şuradan girsem ne olur?” dedim ve müsaade istedim. Yine izin vermedi. “Bu yasağın gerekçesi nedir, neye göre yasak koyuyorsunuz? Zaten doğru dürüst taraftar yok. Madem öyle yolun başına “Giriş yok!” diye niye tabela koymuyorsunuz?” dedim. Dedim ama karşı duvar!
“Emniyet Müdürünü talimatı, yapacak bir şeyi yok.” dedi ve geri gitmemi söyledi. Açtım ağzımız yumdum gözümü, “Siz zaten Samsunspor taraftarı stada gelmesin diye elinizden gelen zorluğu çıkarıyorsunuz. Samsunspor taraftarından ne istiyorsunuz? Biz terörist miyiz, devleti yıkmaya mı gidiyoruz?...” diye saydım da saydım.
Bir ara “Çek git eve maçı evde izle.” dedim kendi kendime fakat o zaman da yarın burada olmayacak bir bürokrata, buranın yaşayanı olarak boyun eğmiş ve onların istediğini yapmış olacaktım. Bir bakıma pireye kızıp yorgan yakmış olacaktım.
Yoruldum fakat stada ulaştım bir baktım tribünler bomboştu. “Eyvah!” dedim, Kasımpaşa zaten ne yapacağı belli olmayan bir takım, “Bu boş tribünler maçı kaybetmemize sebep olabilir.” diye endişe ettim. Öyle de oldu. İlk yarı oyunu tutma konusunda fena değildik ama hücum üretkenliğini doğru dürüst düşünmedik.
Holse’nin dışında doğru dürüst mücadele eden oyuncu yoktu desek abartmış olmayız. Sahaya çıkan kadroyu görünce pas oyunu oynarız, Soner ve Ntçham ara pası atar Dimata, Holse ya da Emre ile pozisyon buluruz diye düşündük fakat hiçbir şey düşündüğümüz gibi olmadı.
Evet 500 üzerinde pas yaptık fakat birinci ve ikinci bölgede yarısı gereksiz pastı. Kasımpaşa yarımız kadar pas yaptı ve maçı istediği gibi yönlendirdi.
Benim merak ettiğim bir şey var; ceza yayı yakınında topu alan her oyuncumuz özellikle Bennasser ve Ntçham topu aldıklarında rakip kaleye dönse belki şut pozisyonuna girecek ya da koşu yapan birine top atacak ama topu kim alsa bizim kaleye geri dönüyor.
Hoca neden bunu istiyor anlamıyoruz? Maç berabereyken bunu yapsalar beraberliğe oynuyoruz diyebiliriz fakat gerideyken de aynı oyunu oynuyoruz. Bin tane boş, gereksiz geri pas yapsak sonuç alamayız fakat birkaç etkili ara pas ya da şut çeksek gol bulma ihtimalimiz olabilir.
Nerede o sezonun ilk yarısında şiir gibi pas yapıp ara paslar ile gol arayan Samsunspor? Şimdi sanki istatistik için oynayan ve çok pas yapana puan verildiğini sanan bir takıma dönüştük. Dolayısıyla üretkenliğimiz kayboldu.
Tabii ki biliyoruz, kadro derinliğimiz yok ve bir buçuk forvet ile sezonu geçiriyoruz. Forvetimizde cezalı olduğu için sahada yoktu. Belki de onun için alışkın olduğumuz oyunu oynayamadık fakat yine de daha iyisini yapabilirdik.
Maç çıkışı Tekkeköy kavşağından dönüp Çarşamba istikametine gidecektik. Fakat polis bu sefer de “Sanayiyi dolaşacaksınız!” dedi. Sadece iki araç müsaade istedik o istikamet için. Ama polis sanki duvar “Olmaz!” diyor.
Allah aşkına trafik yoğun olsa ve sıkışıklığı çözmek için bu yapılsa anlarız. Zaten fazla araç yok, daha esnek olunamaz mı? Polisin görevi huzuru, güvenliği sağlamak ve vatandaşın işini kolaylaştırmak değil mi? Polis maça gelenler bize iş çıkarıyor diye mi zorluk çıkarıyor? Statta “Emniyet dışarı!” diye yapılan tezahürat zorunuza gitmiyor mu?
Samsunspor için haftalardır işler kötü gidiyor fakat Samsunspor hala avantajlı durumda. Ligi üçüncü bitiremesek bile dördüncü bitirmememiz için hiçbir sebep göremiyoruz.
Yeter ki taraftar Samsunspor’a sahip çıksın. Yeter ki oyuncular eskisi gibi yürekten oynasın. Ben inanıyorum biz Antalyaspor deplasmanından galibiyet ile döneceğiz.