Samsunspor bu ligi çok rahat kazanır diye düşünüyorduk ama yanılmışız. Böyle düşünmemizin tabii ki haklı sebepleri vardı. Çok köklü bir kulüptük, başkanımız Sayın İsmail Uyanık çok iddialı bir takım kurdu ve hedefimiz çok yüksekti. Güçlü taraftarımız vardı. Ve bu lig bize göre çok alt seviyedeydi. Bunları düşününce açık ara gideriz diye düşünmüştük. Ama yine yanıldık. Keçiörengücü öyle bir takım kurmuş ki Samsunspor’u burada adeta ezerek yendi, Galatasaray ile oynadıkları kupa rövanşını izledik Galatasaray’a kök söktürdüler hatta bölüm bölüm ezdiler bile. Sakaryaspor’u biliyorduk bir de Sarıyer çıktı rakip ve gördük ki isim isim iyi takım kurmuş olmak her zaman yeterli gelemeyebiliyormuş.
Evet biz Keçiörengücü’nü imrenerek izledik. Çünkü bize göre kısıtlı imkanlarla böyle bir takım kurmuşlar ve buralara geldiler. Demek ki bize göre iyi çalışmışlar. Biz kanat oyuncusu sorununu Onur Eriş ile çözdük, sanırım bir stoper birde ön liberoya bir oyuncu alınacak. Aslında Sabri Sarıoğlu boşta, Samsunspor’a gelip ağbilik yapıp Süper Lige çıkışımıza katkı verebilir. Hem Sabri Sarıoğlu her mevkide oynayabiliyor. Hem de Samsunspor’a ayrı bir hava da getirir ama Sayın Uyanık ne düşünür bilemiyoruz. Bizim kapanan takımlara karşı mutlaka çözüm üretmemiz gerekir, ona göre oyun planı geliştirmeliyiz. Ve Sarıyer gibi, Sakaryaspor gibi önemli maçlarda mutlaka tribünleri doldurmamız gerekiyor. Sakaryaspor maçını, Sakarya adına geri çeviren 30 bin taraftardı aynı desteği biz de Samsunspor’a vermeliyiz. Hem Samsunspor’dan bihaber olan bazı kendini bilmez kalemlerinde gözüne gözüne sokarız. Futbol federasyonu ikinci yarı oynanacak maç gün ve saatlerini açıkladı. Bütün maçlar normal saatinde oynansa bile bizim için muhtemel final niteliğinde olacak Sakaryaspor maçının iş gününe denk gelmesine kesinlikle itiraz edilmelidir. Düşünün bir final maçı galibiyet gerekiyor maç Cumartesi günü gündüz. Çok insan çalıştığı için o maça gelemeyebilir. Onun için Sakaryaspor maçı ya aynı gün akşam saatine ya da bir sonraki gün yani Pazar gününe alınmalıdır. Umarız bu konuda yönetimde bizim gibi düşünecektir.
BÜYÜK TAKIMLARIN TÜKENİŞİ!
Yıllarca Türk futboluna hizmet etmiş üç büyük dediğimiz İstanbul takımları mali olarak zor duruma düştüler. Fenerbahçe küme düşme hattında ve Başkan Sayın Ali Koç “gerekirse 5 yıl Avrupa’ya gitmeyiz” diyerek çaresizliğini ortaya koyuyor. Beşiktaş son dönemde çok iyi yönetildi ve ciddi kazançlar elde etti diye biliyoruz ama görünen o ki onlarda zor durumda imiş.
Bu güzide takımlarımız içinde Galatasaray belki en iyi durumda olan takım ama onlarda bir Gomis’i ellerinde tutamamanın bedelini ağır ödediler. Türk futbolunun lokomotifi diyebileceğimiz bu takımlar olmasa bu lig bu değeri bulamazdı. Yani önümüzdeki yıl bu durum devam ederse yayıncı kuruluş aynı parayı ödemeyebilir. Aslında futbolumuzun bitişinin temeli 14 yabancı kuralı kararı alınınca başlamıştı. O gün belki yerli oyuncu fiyatlarının yüksek oluşu ile ilgili böyle bir karar alınmıştı ama federasyon pekala “ yerli oyuncu pahalıysa kendiniz yetiştirin, yabancı oyuncu sayısı bu kadar çok olursa bu lig yabancı ligi gibi olur” demeliydi. Dün, Galatasaray’da biri devşirme iki yerli oyuncu oynadı. Yani süper ligde 18 takımda yedekten girenlerle birlikte en fazla 100 yerli oyuncu süre alabiliyordur. Bu şartlarda Türk futbolu nasıl gelişecek? Onun için gelişemiyor ve milli takımımızın seviyesi ortada, o da çoğunluğu yurt dışı patentli yerli oyuncular. Bu manada çaresizlik belki işe yarar ve bu takımlar alt yapıya yönelirler. Trabzonspor’a çaresizlik yaradı ve bir anda Türkiye’nin ümidi oldular. Yani, yeni yıldız adayları parlamaya başladı bazen olanı hayra yormak gerekirmiş ya Trabzon’da da durum bu, ama ne güzel pırıl pırıl gençler Trabzonspor’u zirveye taşıdılar. Bizde Trabzonspor’u imrenerek ve zevkle izliyoruz. Umarız bu transfer politikalarından vazgeçmezler.
Adnan ÖZ