Bu sene çok ilginç biz sezon geçirdik. Galatasaray ve Fenerbahçe tarihlerinin en kaliteli, en pahalı kadrolarını kurdular ve iki takımda rekorlar kırdılar. Beşiktaş ve Trabzonspor ise yarıştan erken koptu.
Bu sezon Galatasaray ve Fenerbahçe öyle bir yarışa girdi ki; Galatasaray toplam alınabilecek puanlardan sadece on ikisini kaybetti. Fenerbahçe ise sadece on beş puan kaybetti. Bu iki takım için tarihi bir başarı olarak ama Galatasaray şampiyon oldu diye kayda geçti.
Geçen sezon Galatasaray şampiyon olurken iki maçta da Fenerbahçe’yi 3-0 gibi farklı skorlarla yenmişti. Bu sezon yine Galatasaray şampiyon oldu fakat ilk maç 0-0, ikinci maçta Fenerbahçe’nin 1-0 galibiyetiyle sonuçlandı. Hem de Fenerbahçe maçın büyük bir bölümünü 10 kişi oynadı.
Galatasaray’ın müzesinde Arsenal elenerek alınmış bir UEFA Kupası ve Şampiyonlar Ligi Şampiyonu Real Madrid elenerek alınmış bir Süper Kupa var. Galatasaray bunu büyüklük ölçüsü olarak kabul edip övünürken Fenerbahçe’de Galatasaray’ı 6-0 yenmiş olmakla övünüyor.
Bir kulübü büyük yapacak birçok kriter var. Tarihe mal olmuş oluşu, müzesinde bulunan uluslararası alanda ve kendi liginde alınmış kupa sayısı, taraftar sayısı, taraftarın takımına desteği, dünyada bilinirlik gibi gibi.
Bu kriterlere bakılınca Galatasaray, Türkiye’nin en büyüğü fakat Fenerbahçe de diyor ki; “Galatasaray dünyayı yener Fenere gelince mum gibi söner.” Peki bir takımı yenmiş olmak o takımı en büyük yapar mı? Bunu okuyucuların taktirine bırakıyoruz.
Fenerbahçe’nin Hocası Sayın İsmail Kartal’ın sezon sonu açıklamaları bize göre hoş olmadı. Sayın Kartal “… Bizim şampiyonluğu kaybetmemizle ilgili nelerin olduğu ortada… Saha dışı güçlerin ellerini aşamadık… Herkes gerçek şampiyonun kim olduğunu gördü… Sivas’ta berabere kaldık. Niye kaldık son dakikada rakibe olmayan penaltı verildi. Konya’da berabere kaldık niye kaldık 11 tane gol pozisyonumuz var. Olmayınca olmuyor, bu benim hatam mı…?” diyor.
Peki Sayın Kartal 11 pozisyonu gol yapamamanız dış güçlerin marifeti mi? Hangi maçlarda oyuncu tercihleri yüzünden kötü sonuçlar aldığınızı biz bile biliyoruz. Bu sezon her takım hakemden şikayet edebilir fakat ne Galatasaray’ın ne de Fenerbahçe’nin hakemlerden şikayet etme hakkı olmasa gerek.
Fenerbahçe’nin lehine haksız verilmiş bir sürü karar var. Aynı şekilde Galatasaray da aynı durumda. Bu iki takım zaten diğer takımların çok üzerinde kadro kalitesine sahipler. Kötü oynayacakları ve puan kaybedecekleri üç beş maç olacaktı onda da hakemler buna müsaade etmedi.
Bize göre Galatasaray şampiyonluğu hak etti fakat haksız kazandığı puanlar var. Fenerbahçe’de adil bir yönetimle bu puanları toplayamazdı. Fenerbahçe’nin ilk yarıda oynadığı oyun kesin şampiyon olur dedirtiyordu fakat Galatasaray ile oynadığı maçta rakip kaleye isabetli şut bile çekemediler.
Bu kadrolara sahip iki takımı ilk ikiye herkes sokardı. İş bu takımları Avrupa’da finale çıkmaktaydı. Kendilerinden çok daha düşük bütçeli takımlara elenmiş olmalarının hesabını vermeden ahkam kesmeleri lafıgüzaftır.
Fenerbahçe Başkanı Sayın Ali Koç’un, “Ben Fenerbahçe’nin Başkanı olduğum sürece bizi şampiyon yapmayacaklar.” diye açıklama yapması şampiyonluğa giden bir takımı olumsuz etkilemez mi? Başkanı böyle düşünen oyuncular ne düşünür hepimiz biliyoruz.
Sayın Okan Buruk, Galatasaray’ın hocası olduğunu unutmuş amigoluğa soyunmuş ve rakip takıma küfreden çukur güruha eşlik ediyor. Biz, Sayın Kartal’ın açıklamalarına nahoş diyorduk Okan’a diyecek bir şey bulamıyoruz.
Özellikle kulüp başkanları ve yöneticileri ve de hocaları ağızlarından çıkan sözlere dikkat etmeli. Koskoca camiaları temsil edenler amigo gibi konuşmamalı. Bu sezonu ite kaka da olsa atlattık fakat Allah muhafaza seneye neler yaşanır kestiremiyoruz.
Fenerbahçe’nin yeni sezona hoca olarak Jose Mourinho ile anlaşması ligimizin dünyada bilinirliğini ve takibini artıracaktır. İnşallah ligin kalitesini de artırır çünkü kalite ve seviye çok düşük.
Adnan ÖZ