Hani bir deyim varya bu çocuk okumaz diye, durumumuz işte tamda öyle! Bu çocuk okusa da bir üst ligi tutturamaz! Bu gidişle ikmale kalır ve seneye tekrar şansını dener!
Biz, lider Sarıyer’i deplasmanda yenemedik diye üzülüyoruz, oysa iki hafta önce yenemiyorsan yenilme kuralı için Sarıyer ve Sakaryaspor deplasmanlarını göstermiş ve bu maçlardan beraberlik iyi sonuç olur diye yazmıştık. Şimdi bu beraberlik ile bu çocuk okumaz deyişimizin sebebi şöyle ki; geçen hafta içerde Keçiörengücü’nü yenmiş olsak belki bu beraberlik iyi diyebilirdik. Bir de bu maçı iyi oynamış ve öne geçmişken ve rakip son bölümü bir eksik oynadığı için kaçan puanlara tabi ki üzülüyoruz. Kalecimiz Ahmet’ten Enes’e herkes iyi oynadı bir tek sorun ikinci golü ararken herkesin bencilleşmesiydi. Bu sorunu başka maçlarda da gözlemledik tez bir çözüm üretilmelidir.
Sanki bütün oyuncular kendisini ispatlamaya çalışıyor gibi olur olmaz şut çektiler. Tabii ki bunlara ne kadar şut denebilir o da tartışılır. Biz, Gümüşhane deplasmanından sonra “bu hoca bizi taşıyamaz” dediğimizde “Daha erken, biraz zaman geçsin her şey düzelir” diye bize kızanlar olmuştu.
Oysa biz Gümüşhanespor deplasmanında hocanın kaçırdığımız puanlar için işin kolaycılığına kaçıp oyuncuları suçlaması ve “Bir oyuncunun yokluğu çok önemliydi” diye mazeret göstermesinden “Bu hoca ile bu iş olmaz demiştik” Şimdi bakıyoruz herkes hocanın yetersizliğinden bahsedip hocayı istifaya çağırıyor. Hoca kendisini başarılı gördüğü için istifa etmeyecektir, bakalım sayın Uyanık bu çağrıya nasıl bir karşılık verecek. Hocayla devam mı edecek yoksa yol yakınken hocaya teşekkür edip yolları mı ayıracak. Bazen, bazı durumlarda kararı çabuk vermek faydalı olur. Hatırlayalım 2011-2012 sezonunda süper lige veda edişimizi, o zaman da Vladimir Petkoviç Hoca ile olmayacağı belli iken o kadar ısrar etmesek belki de kümede kalabilirdik. Yani gereğini gerektiği zaman yapmak gerekir.
Biz, Taner hocaya rağmen bu ligden çıkacağımıza inanıyorduk, bu umudu taşıyorduk ama artık bu inancımız ve umudumuz kaybolmaya başladı. Hoca da gelenek olmuş ilk oyuncu değişikliği Enes olacak diye, oysa Enes en iyi maçlarından birini oynuyordu ve çabukluğu ile rakibi tehdit edip defansın hücuma çıkışını engelliyordu. Umarız birkaç maç ilk on bir başlatır biz de Enes’in durumunu gözlemleme imkanı buluruz. Enes birkaç maç üst üste oynarsa kendine güveni de artacak ve Samsunspor çok etkili bir oyuncudan faydalanmaya başlamış olacaktır. Biz mahalle takımı değiliz ki ilk değişiklikte en küçüğümüz ya da en garibanımız oyundan çıksın. Biz profesyonel bir takımız kim yorulduysa, kim aksıyorsa oyundan o çıkarılır. Peki bu maçta öyle mi oldu? Cevabı siz verin.
Sarıyer’i ilk defa izledik bizden iyi bir takım değilmiş sadece biraz disiplinli ve mücadele gücü yüksekmiş. Bir takımın stadının küçük olmasını kabul etsek bile zeminin bu kadar bozuk olması kabul edilemez, bir takımın zemini bu kadar kötü ise o takıma olduğu lig çok bile.
Ama Sarıyer bu kötü zemini düzeltmelidir ki bir üst ligi hak etsin. İki haftada kaybedilen beş puandan sonra büyük bir ihtimal bu hafta taraftarın yarısı maça gelmeyecektir. Yazık değil mi bizlere? Her sene umutla başladığımız sezonlarda hep üzülüyoruz ve umutlarımız yıkılıyor. Tedbir alınmazsa bu sezonda hüzünle biter. Bizden söylemesi...
Adnan ÖZ