Futbol her ne kadar spor olarak hayatlara girse de gelinen noktada büyük bir endüstri olmuştur. Futbolda dönen para çok büyüdü. Buna bahisler, loto ve toto da eklendiğinde rakamlar nerelere varır hesap bile edemiyoruz.
Futbolun sadece spor olmadığına dair yeni bir örnek küresel sermaye yüzünden dünyanın gelmiş geçmiş en başarılı futbolcularından biri olan Cristiano Ronaldo’nun başına gelenlerdir. Daha önce de Mesut Özil aynı akıbeti yaşamıştı.
Dünya’nın gelmiş geçmiş en büyük yıldızı Pele’dir fakat sanırım Pele günümüzde futbol oynasa Ronaldo kadar başarılı olamazdı. Buna rağmen attığı gol rekoru kırılabilir mi bilemiyoruz. Geçen hafta kaybettiğimiz Pele’ye Allah’tan rahmet diliyoruz. O büyük bir efsaneydi.
Katar’da yapılan dünya kupasında gol kralı olan Kylian Mbappe genç yaşına rağmen çok başarılı oldu. Olağan dışı bir durum yaşamazsa gelmiş geçmiş en skorer oyuncu ünvanını kazanabilir.
Ülkemizde ise futbol maalesef geriliyor. Galatasaray’ın 2000 yılında UEFA kupasını kazanması ve 2001 de hem de Real Madrid’in elinden süper kupayı alması tekrar yakalanacak bir başarı gibi görünmüyor. O kuşak gittiği 2002 dünya kupasında Şenol Güneş hoca ile dünya üçüncüsü, 2003 de ise Fransa’da yapılan FİFA konfederasyon kupasında yine dünya üçüncüsü olmuştu.
Avrupa kupalarında bu seneyi hariç tutarsak istisnalar hariç yıllardır adeta sefilleri oynadık. Bu sene şampiyonlar ligi elemelerinde de öyle oldu ama çok şükür ki UEFA ve konferans liginde iyi gidiyoruz.
Ligimize gelirsek ilginç gelişmeler yaşıyoruz. En son Sivasspor Galatasaray maçında bir gol iptali yaşadık akıl alır gibi değil. Bir kere şunu belirteyim hayatımda gördüğüm bu kadar uzun bir karambolden böyle temiz atılmış bir gol görmedim. Hiçbir oyuncu neredeyse birbirine temas bile etmedi. Ve fakat var çağırdı orta hakem de golü iptal etti.
Gole kadar hakem maçı iyi götürüyordu. Golü de verdi fakat ne oldu ise orada oldu iptal edebileceği bir gerekçe hakeminde gördüğünü sanmıyorum ama bir sebepten golü iptal etti. Hem de futbol hayatının bitirme pahasına bunu yaptı anlaşılır gibi değil.
Bir hakem bir maçı bir takıma vermek isterse bunu çok kolay yapabilir. Bir tacı yanlış verir. İtiraz edene sarıyı çıkarır bizdeki oyuncular pes eder mi? Daha da çok itiraz eder ve ikinci sarıyı bastımı takımın ahengi bozulur.
Görmediğimiz şeyler değil. Dokunmalara penaltılar, basit gösterilmiş kartlar. Sebepsiz iptal edilen goller. Bir takım hakemi de yenmek istiyorsa Fenerbahçe’nin Hatayspor’u sahadan sildiği gibi, Galatasaray’ın Başakşehir’i dağıttığı gibi dağıtması gerekir ki hakeme rağmen maç kazanabilsin.
Bizde şampiyonluklara baktığımızda hak edilerek kazanılan şampiyonluklar iki elin parmaklarını geçmez. Bunun dışındaki bütün şampiyonluklarda farklı etkenler devreye girmiştir. Bunların içinde en güçlü etken de hakemlerdir.
Hakemlere meydan okuyarak şampiyon olmak neredeyse imkansızdır. Onun için şampiyon olmak isteyenler ona göre davranmalıdır. Samsunspor da süper lige çıkmak istiyorsa bu gerçeği göz önünde bulundurmalıdır.